Çocukluk çağı obezitesi 21. yy da ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Genetik faktörler, sosyal ve ekonomik durum, kültür, anne-baba davranışları ve çevrenin etkisi çocukluk çağı obezitesini etkileyen faktörlerdendir. Türkiye’de çocuk ve adolesan dönemi için obezite 10 un üzerine çıkmıştır.
Obezite günümüzde gittikçe artan bir sorun haline gelmiştir. Aşırı kilolu ve obez çocukların erişkinlikte de obez kalması muhtemeldir. Bunun yanında daha genç yaşta diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi bulaşıcı olmayan hastalıkları geliştirme olasılıkları yüksektir. 2016 yılında 5 yaş altındaki kilolu çocukların sayısı 41 milyonun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. 2010 yılında ise 0-5 yaş arası obezite sıklığı 8.5, 6-18 yaş arası obezite sıklığı 8.2 olarak saptanmıştır.
Çocukluk çağı obezitesi genetik, fiziksel çevre ve ebeveyn gibi çevresel faktörlerden etkilenebilmektedir. Annede psikolojik bir rahatsızlık veya yeme bozukluğu varsa çocuğa etkisinin olduğu saptanmıştır.
Genellikle bebeklik ve küçük çocukluk döneminde görülen beslenme sorunları yemek ayırma, yeme reddi, katı gıdalara geçememe, kendi kendine beslenmenin olmaması, istifra etme, öğün saatlerinde öfke patlamaları, huysuzlanma, hırçınlık, yutma ya da çiğneme sorunları görülebilir.
Travma, duyusal nedenler (belirli tat, koku vb.) birtakım hastalıklar, organik büyüme geriliği beslenme bozukluğunu etkileyen faktörlerdendir. Bunun yanı sıra fazla kardeş sayısı ve annenin çalışması da yeme bozukluğunu tetikleyebilir.
Öneriler
1. Yiyecekleri ödül ceza şeklinde kullanmaktan kaçınılmalı.
2. Çocukları çeşitli yiyeceklere yönlendirin.
3. Yiyeceklere iyi ya da kötü damgası yapıştırmayın. Bu, çocukta suçluluk duygusu oluşturabilir.
4. Çocuğu yemek yemeye zorlamayın.
5. Doyduğunda durması gerektiğini açıklayın.
Ebeveynler çocukların diyet ve fiziksel aktivite dahil sağlık davranışlarında hem olumlu hem olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Çocuklara sunulan yiyecekler ailelerin yiyecek tercihleri, inançları ve tutumlarının yanı sıra yiyecek bulunabilirliği ve erişilebilirliği tarafından da belirlenir.
Ebeveynin çocukla etkileşimi güvenli bir bağ kurulmasını sağlar. Ayrıca metabolik düzenlemeyi, iştah ve duyguların nasıl yorumlandığını etkileyebilmektedir.
Çocuklar yemek yeme ve aktivite davranışlarına rehberlik etmek için ebeveynlerine güvenirler. Yapılan bir araştırmada sadece çocuğa odaklanan okul temelli müdahalelerin çocuğun BKİ değerlerinin önemli ölçüde iyileştiremediğini tespit etmiş ve çocuğun ilk yıllarda ebeveynlere yönelik müdahalelerin çocuklarda obezitenin önlenmesinde etkili olabileceğini göstermektedir. Tatlı, cips, gibi yiyeceklerin evde bulunması çocukların bunları tüketmelerinde etkilidir.
Büyüyen çocuklarda amaç, vücut ağırlığını azaltmak yerine ağırlık kazanımını yavaşlatmaktadır. Düzenli izleme sağlıklı büyüme ve gelişmeyi desteklemek için esastır.
Ailenin çalışması sonucu çocukla fazla ilgilenememe de çocuğun yeme bozukluğunu ve obezitesini etkileyen faktörler arasındadır.
Aile akşam yemeği sıklığı ile ebeveyn ve çocuk BKİ değeri arasındaki ilişki ve etkileşimlerin değerlendirildiği bir çalışmada, aile akşam yemeği sıklığının artması ile çocuk BKİ-2 puanları üzerindeki sağlıklı etkileşimi artırdığı gösterilmiştir. Düzenli yemeklerle aile yemeklerinin teşvik edilmesinin ve ebeveynlerin akşam yemeğinde medya kullanımının azaltılmasının çocukta obezitenin önlenmesinde önemli olabileceği vurgulanmaktadır.
Sonuç
Ebeveynler çocuk vücut ağırlığına ilişkin algılarını artırmaya yönelik yöntemler geliştirme ve eğilimlerin denetlenmesi yararlı olabilmektedir.
Sonuç olarak sağlıklı nesiller için çocukluk çağı obezitesinin oluşumunun önlenmesi, oluşmuş ise tıbbi ve beslenme tedavilerinin yapılması açısından ebeveynlerin eğitilmesi, bilinçlendirilmesi, yönlendirilmesi ve işbirliği içinde sorunun önlenmesi, çözülmesi açısından oldukça önemlidir.