Günümüzde insanlar eleştiriyorum havası ile düşünmeden, varacağı yeri hesaplamadan, kendi durumunu hesaba katmadan sadece eleştirmek için, kendi egosunu tatmin etmek için bir sürü söylemlerde bulunuyor, suçlamalar yapıyor veya kırıcı sözleri adeta bir ok gibi oraya buraya atıyorlar, bir kılıç gibi sağa sola sallıyorlar.
Çılgınca savrulan bu okları başkalarının kalbine fırlatıp duruyorlar. Sadece nifak sokmak, kendini göstermek, dikkatleri üzerine çekmek için sallanan eleştiri kılıçları birçok insan zarar veriyorlar. Dillerinden savrulan her ok, sanki içlerindeki yaralara merhem olacak gibi bir hissiyata kapılıyorlar, ne kadar gönüllerde yara açarsak o kadar içlerindeki anlamsız savaşı durduracağını sanıyorlar. Kendi egolarını tatmin ettiği yanılgısı içindeler.
Gerek toplum önündeki konuşmalarda gerekse sosyal medyadaki eleştirel paylaşımlarda kişiler ölçülü hareket etmeli. Yaptığı eleştiriden önce eleştirdiğim hususta ne kadar doğru bilgiye sahibim diye düşünmeli, bu eleştiri veya paylaşımın topluma ne kadar faydası veya zararı olacağının değerlendirmesi çok iyi yapmalı.
Sosyal medya hesabından, devletin yaptığı bir hizmeti veya eserin iyi tafralarını görmezlikten gelerek, büyüteçle araştırdığı eksikleri anlatan beyanlarda bulunan bir esnaf önce kendini sorgulamalı. Ben vergimi eksiksiz veriyor muyum? Ben bu topluma karşı görevlerimi yerine getiriyor muyum? Benim topluma karşı görevlerim sadece sosyal medyada çıkışlar yapmaktan mı ibaret? Tüm alışlarım ve satışlarımın tamamında belge düzenine uyuyor muyum? Yanımda çalıştırdığım kişilerin haklarını tam anlamıyla gözetiyor muyum? Alış ödemelerimi yaparken veya satış fiyatını belirlerken insanların haklarını dikkate alıyor, sözümde duruyor muyum? Ben daha iyisini yapmaya aday oldum mu? Yoksa en kolayı olan sadece eleştirmeyi mi seçiyorum?
Sevgili dostlar; eleştirirken, yererken hızımızı durduracak, kendimize dönüp bakacak noksanlarımızı üstün bir yok edicilikle vicdanımızdan men ediyoruz.Eleştirinin yıkıcı tarafını özümseyip,yapıcı tarafından bihaber şekilde,geçtiğimiz her yerde kalp kırıkları bırakarak, yolundan şaşmamaya,fikrinden kopamamaya devam ediyoruz.
Bu konu çok iyi anlatan bir anekdotu paylaşmak istiyorum
Öğretme ders gire ve tahtaya çarpım tablosunun 9 lar ile ilgili bölümünü tahtaya şöyle yazar:
9x1 = 7
9x2 = 18
9x3 = 27
9x4 = 36
9x5 = 45
9x6 = 54
9x7 = 63
9x8 = 72
9x9 = 81
9x10 = 90
Yazmayı bitirip sınıfa döndüğünde bütün sınıf ilk sırada yapmış olduğu hata yüzünden kendisine gülmekteydi. Tıpkı sosyal medya eleştirmenlerinde olduğu gibi bir hazine bulma sevinci içindedirler. Herkesin sessiz olmasını bekledi, sonra da ekledi: ‘’ İlk işlemi bilerek ve özellikle hatalı yazdım. Sizin hatanız olmadan önce dünyanın size nasıl davranacağını göstermek için!
KİMSE dokuz kez doğru cevabı yazdığım için beni övmedi, KİMSE beni tebrik etmedi, ama HERKES yapmış olduğum tek HATA nedeniyle beni yargıladı ve bana güldünüz.
Değerli dostlar İşte ders bu: İnsanlar yaptığınız yüzlerce doğru şeyi anlamaz, takdir etmez!
Ama yaptığınız tek bir hata sebebiyle sizi yargılar… Başarıları için insanlara değer vermeyi öğrenmeliyiz!
Öz itibariyle söz dilden bir kere çıkar ama hedefinde saplandığı yer hiç hayal edilmeyecek kadar hassasiyet üzerinde olabilir. Iskalamaktan çok isabet ettiren ve sonunda sadece BİR hatası ile yargılanan ve diğer DOKUZ doğrusu değerlendirilmeyen insanlar... Bir de bu insanlardan hala bir şeyler bekleyen kendinden farklı düşünenlere tahammül edemeyen, küfürlü söylemlerde bulunan sosyal medya fenomenleri. Değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum. Hepinize iyi haftalar…