Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
Köşe Yazarı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
 

15 Temmuz’un Ardından

Bir 15 Temmuz gününe daha ulaştık. Ülkemizin bağımsızlığına, vatanımızın bütünlüğüne kast etmiş maşalara, satılmış tetikçilere kahraman halkımız izin vermediği ve darmadağın ettiğinin sene i devriyesi. Bu uğurda mücadele edenlere selam olsun. Şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum. 15 Temmuz gecesinde yaşanan darbe girişimi ile hiçbir düşmanın ve düşman devletin dahi cesaret edemediği ve başvuramadığı bir alçaklığa başvurulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Genel Kurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Özel Kuvvetler Komutanlığı, TÜRKSAT gibi ülkenin en mahrem, en kutsal ve en önemli yerleri bombalanmıştır. Başta buralar olmak üzere devlet kurumlarını ve devlet adamlarını korumak için gelen silahsız kişiler üzerine haince saldırılar yapılmış, bombalar atılmıştır. Bu hain saldırılar hem asker ve polis elbisesi giymiş hem de yıllarca Türk silahlı kuvvetleri ve emniyet teşkilatından ekmek yemiş, asker ve polis kıyafetli hain teröristler tarafından gerçekleştirilmiştir. Yine bu hain saldırıları devletin uçağı, helikopteri, tankı, topu, zırhlı araçları ve düşman için kullanılmak amacıyla alınan askeri mühimmat ve mermiler ile yapmışlardır. Fetöcüler bu darbeyle küresel güçlerin Türkiye’yi hizaya sokmak, onun küresel bir aktör olma yolundaki çaba ve başarılarını dizginlemek niyetlerinin taşeronluğunu yapıyorlardı. 15 Temmuzdaki darbe gecesi yaşanan gelişmelere göre bu darbedeki amacın sadece mevcut hükümeti devirmek ve yönetimi ele geçirmek değil, ülkeyi bölüp parçalamak ve kaos ortamına sürüklemek olduğu anlaşılmaktadır. Geleneksel olarak kendisini özgürlük, demokrasi ve insan hakları savunuculuğuyla karakterize eden ABD ve Batı’nın tüm söylemleri o geceyle birlikte bir kez daha inandırıcılığını kaybetmiştir. Batı Avrupa ve Amerika o gece darbeye kalkışanları kınamak ve Türk hükümetine desteklerini açıklamak bir  yana, darbenin başarısızlıkla sonuçlanmasına gönülden üzülmüş ve takip eden günlerde darbecilerin nerede hata yaptıklarına dair analizlere kalkışmıştır. Daha vahim olanı, 253 şehit ve 2000 küsur gazi ile sonuçlanan bu darbe girişiminin bir “tiyatro” olduğu savlarının yanı sıra Batılı devletler içerideki işbirlikçileri darbecilere yapılan muamelenin insan haklarına aykırılığı üzerinde durmuşlar ve firari fetöcülere kapılarını ardına kadar açmışlardır. Fetö elebaşısını da sıkı koruma altında tutmaktadırlar. Kendilerinden emin bir şekilde fetöcü darbecileri destekleyen ABD ve Batı dünyası, darbenin başarısızlıkla sonuçlanması karşısında apaçık bir şekilde hırçınlaşmıştır. Türkiye’nin iç ve dış politikalarını şekillendirmeyi amaçlayan ve özellikle uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin projelerini ve etki gücünü kırmaya çalışan Batı’nın, bu darbe girişimiyle istediklerine kavuşamasa da “denedik, başaramadık” diyerek bu amaç ve çabalarından vazgeçeceğini düşünmek saflık olacaktır. Ayrıca fetö günümüzde hem içeride hem de dışarıda tamamen ortadan kaldırılmış değildir. Zehirli yılan uykuda görnmektedir. Değerli dostlar; Rabbimiz Kuan ı Keriminde Bakara suresinin 11. Ayetinde “Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” dendiği zaman, “Hayır! Biz ancak ıslah edicileriz” derler. buyururken Türk – İslam hatta İnsanlık düşmanlarını çok iyi tanımlıyor. Bu gün dünyanın neresinde, kaos, karışıklık, savaş bozgunculuk çıkıyorsa, dünyanın neresinde insanlık suçu işleniyorsa arkasında kimin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Afganistan, Suriye, Irak, Libya, Filistin, Ukrayna, pasifik, Afrika,… saymakla bitmeyecek yelerde yaşanan insanlık katliamlarını perde arkasında (hatta son günlerde perdeyi de kaldırdı) hep aynı devletler var. Sorarsanız biz ıslah için, oradaki insanları korumak için oradayız derler….. Bu devletler; DEAŞ Terör örgütünü biz kurduk diyecek kadar pişkin, resmen desteklediği terör örgütünün adını değiştirdiğinde her şeyin çözüleceğini söyleyecek kadar aymaz, Attığı imzayı kabul etmeyecek kadar güvenilmez bir devlet haline gelmiş durumdalar. Sevgili okurlarım; Atalarımız ne güzel söylemiş “ TÜRKE TÜRKTEN BAŞKA DOST YOKTUR”. Bize düşen çalışarak, mesleğimizde, ilim, fen ve teknolojide kendimizi geliştirerek verimli çalışıp ve çok üreterek güzel ülkemizi yükseltme yolunda elimizden geleni yapmaktır. Bu uğurda çaba gösteren ve ülkesine sahip çıkanlara selam olsun… Hepinize iyi haftalar…
Ekleme Tarihi: 13 Temmuz 2024 - Cumartesi
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre

15 Temmuz’un Ardından

Bir 15 Temmuz gününe daha ulaştık. Ülkemizin bağımsızlığına, vatanımızın bütünlüğüne kast etmiş maşalara, satılmış tetikçilere kahraman halkımız izin vermediği ve darmadağın ettiğinin sene i devriyesi. Bu uğurda mücadele edenlere selam olsun. Şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyorum.

15 Temmuz gecesinde yaşanan darbe girişimi ile hiçbir düşmanın ve düşman devletin dahi cesaret edemediği ve başvuramadığı bir alçaklığa başvurulmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Genel Kurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Özel Kuvvetler Komutanlığı, TÜRKSAT gibi ülkenin en mahrem, en kutsal ve en önemli yerleri bombalanmıştır. Başta buralar olmak üzere devlet kurumlarını ve devlet adamlarını korumak için gelen silahsız kişiler üzerine haince saldırılar yapılmış, bombalar atılmıştır. Bu hain saldırılar hem asker ve polis elbisesi giymiş hem de yıllarca Türk silahlı kuvvetleri ve emniyet teşkilatından ekmek yemiş, asker
ve polis kıyafetli hain teröristler tarafından gerçekleştirilmiştir.

Yine bu hain saldırıları devletin uçağı, helikopteri, tankı, topu, zırhlı araçları ve düşman için kullanılmak amacıyla alınan askeri mühimmat ve mermiler ile yapmışlardır.

Fetöcüler bu darbeyle küresel güçlerin Türkiye’yi hizaya sokmak, onun küresel bir aktör olma yolundaki çaba ve başarılarını dizginlemek niyetlerinin taşeronluğunu yapıyorlardı. 15 Temmuzdaki darbe gecesi yaşanan gelişmelere göre bu darbedeki amacın sadece mevcut hükümeti devirmek ve yönetimi ele geçirmek değil, ülkeyi bölüp parçalamak ve kaos ortamına sürüklemek olduğu anlaşılmaktadır.

Geleneksel olarak kendisini özgürlük, demokrasi ve insan hakları savunuculuğuyla karakterize eden ABD ve Batı’nın tüm söylemleri o geceyle birlikte bir kez daha inandırıcılığını kaybetmiştir. Batı Avrupa ve Amerika o gece darbeye kalkışanları kınamak ve Türk hükümetine desteklerini açıklamak bir  yana, darbenin başarısızlıkla sonuçlanmasına gönülden üzülmüş ve takip eden günlerde darbecilerin nerede hata yaptıklarına dair analizlere kalkışmıştır.

Daha vahim olanı, 253 şehit ve 2000 küsur gazi ile sonuçlanan bu darbe girişiminin bir “tiyatro” olduğu savlarının yanı sıra Batılı devletler içerideki işbirlikçileri darbecilere yapılan muamelenin insan haklarına aykırılığı üzerinde durmuşlar ve firari fetöcülere kapılarını ardına kadar açmışlardır. Fetö elebaşısını da sıkı koruma altında tutmaktadırlar. Kendilerinden emin bir şekilde fetöcü darbecileri destekleyen ABD ve Batı dünyası, darbenin başarısızlıkla sonuçlanması karşısında apaçık bir şekilde hırçınlaşmıştır.

Türkiye’nin iç ve dış politikalarını şekillendirmeyi amaçlayan ve özellikle uluslararası ilişkilerde Türkiye’nin projelerini ve etki gücünü kırmaya çalışan Batı’nın, bu darbe girişimiyle istediklerine kavuşamasa da “denedik, başaramadık” diyerek bu amaç ve çabalarından vazgeçeceğini düşünmek saflık olacaktır. Ayrıca fetö günümüzde hem içeride hem de dışarıda tamamen ortadan kaldırılmış değildir. Zehirli yılan uykuda görnmektedir.

Değerli dostlar; Rabbimiz Kuan ı Keriminde Bakara suresinin 11. Ayetinde “Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” dendiği zaman, “Hayır! Biz ancak ıslah edicileriz” derler. buyururken Türk – İslam hatta İnsanlık düşmanlarını çok iyi tanımlıyor. Bu gün dünyanın neresinde, kaos, karışıklık, savaş bozgunculuk çıkıyorsa, dünyanın neresinde insanlık suçu işleniyorsa arkasında kimin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Afganistan, Suriye, Irak, Libya, Filistin, Ukrayna, pasifik, Afrika,… saymakla bitmeyecek yelerde yaşanan insanlık katliamlarını perde arkasında (hatta son günlerde perdeyi de kaldırdı) hep aynı devletler var. Sorarsanız biz ıslah için, oradaki insanları korumak için oradayız derler…..

Bu devletler; DEAŞ Terör örgütünü biz kurduk diyecek kadar pişkin, resmen desteklediği terör örgütünün adını değiştirdiğinde her şeyin çözüleceğini söyleyecek kadar aymaz, Attığı imzayı kabul etmeyecek kadar güvenilmez bir devlet haline gelmiş durumdalar.

Sevgili okurlarım; Atalarımız ne güzel söylemiş “ TÜRKE TÜRKTEN BAŞKA DOST YOKTUR”. Bize düşen çalışarak, mesleğimizde, ilim, fen ve teknolojide kendimizi geliştirerek verimli çalışıp ve çok üreterek güzel ülkemizi yükseltme yolunda elimizden geleni yapmaktır. Bu uğurda çaba gösteren ve ülkesine sahip çıkanlara selam olsun… Hepinize iyi haftalar…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.