Dünyanın gündemindeki en sıcak Covid-19. Salgın neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alınca, başka birçok uluslararası sorun gündemin dışına itildi. Bu anlaşılabilir bir şey çünkü salgın küresel çapta 300 bine yakın insanın ölümüne, ekonomilerin kritik şekilde küçülmesine yol açtı. Bu etkilerini devam ettireceği de görülüyor.
Bir yandan da bu kriz, uluslararası alanda toplumların nasıl organize olduğu ve ilişkilerimizi nasıl yürüttüğümüze dair soruları da su yüzüne çıkardı. Aynı zamanda da ülkelerin sağlık gücünü, ne kadar güçlü olsa da aciz olduğu konuların olduğu gerçeğinin gösterilmesine neden oldu.
Konunu uzmanları ve basın haberine göre bu esnada bazı büyük küresel krizler de bir kenara itildi. Ancak biz görmezden gelsek de bu krizler arka planda büyümeye devam ediyor. Bu krizlerden bazılarıyla mücadele edebilmek için artık çok geç kalmış bile olabilir. Devletlerin bazı uluslararası sorunlara bakış açıları da değişmiş olabilir.
Bazı hükümetler de Covid-19 salgınını fırsata çevirdi ve hazır dikkatler üzerlerinde değilken, uzun süredir yapmak istedikleri ancak tepkiler sebebiyle yapamadıkları konularda adımlar atmaya başladı.
Şu anda gündemde olmayan ancak bundan sonraki haftalarda ve aylarda gündeme gelecek önemli sorunlarda bir tanesi ABD Rusya ilişkileri. ABD ile Rusya ayasında imzalanan uzun menzilli nükleer silahları kısıtlayan anlaşmanın süresi Şubat 2021 de doluyor. Anlaşmanın yenilenmesi için yapılması gereken müzakereler için zaman gittikçe daralıyor. Bu anlaşma yaklaşık 45 yıl süren Soğuk Savaş döneminden bugüne kalan son kitle imha silahları anlaşması.
Bu anlaşma olmadan, bağlayıcı kısıtlamaların ve şeffaflığın olmadığı bir ortamda yeni bir nükleer silah yarışının ortaya çıkabileceğiyle ilgili ciddi bir korku var. İnsanlık adına büyük kaygı içeren bir durum.
Diğer bir uluslararası sorunda ABD- İran ilişkileri. Her ne kadar her ülke de can derdine düşünce bu konularda beyanlarda bulunmasalar da Trump yönetiminin İran'la P5+1 ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından başlayan gerilim, daha da kötüye gidiyor.
Şu an hâlâ geçerli olan Birleşmiş Milletler (BM) ambargosu sebebiyle, birçok ülke Tahran'a gelişmiş silah satamıyor. Ancak yine nükleer anlaşmayı destekleyen BM kararına göre, bu ambargo da bu yıl 18 Ekim'de sona eriyor.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD'nin ambargonun devamını talep etmesi halinde "çok büyük sonuçları olacağını" söyledi.
Ancak BM Güvenlik Konseyi üyesi Rusya'nın İran'a yönelik ambargonun uzatılmasını veto etme ihtimali yüksek. Bu durumda Trump'ın, nükleer anlaşmayla birlikte hafifletilen İran'a yönelik ekonomik ambargonun yeniden genişletilmesi ve daha da sertleştirilmesi talebinde bulunması; bunun için Avrupa ülkelerine baskı yapması beklenebilir.
Şimdi Trump yönetimi, ABD anlaşmadan çekilmiş olsa da İran'ın anlaşmanın tüm şartlarına uymasını istiyor. Uymaması halinde yeni yaptırımlar gelmesi gerektiğini söylüyor. Bir önceki Başkan Barack Obama döneminde görev yapan üst düzey bir yetkili, Trump'ın "Hem karnım doysun, hem pastam dursun" istediğini söylüyor.
Bu şartlarda ABD ve İran arasındaki ilişkiler daha da gerilirken ABD ve Avrupalı müttefikleri arasındaki sorunlar da büyüyebilir.
Evet sevgili dostlar, dünya dönüyor. Şuan dünyanın tek sorunu, sağlık, korona ile mücadele, bu mücadelenin beraberinde getirdiği ekonomik sorunlar. Ancak insanlık bu dönemleri atlatacak, atlatmak zorunda. Sonrasında hasır altı edilen sorunlar gündemimize tekrar gelecek. Bu önemli sorunların iki tanesini bu haftaki yazımda paylaştım. Tabi ki ötelenen sorunlar bunlarla kalmıyor. Haftaya devam edeceğim. Sağlıcakla kalın, iyi haftalar…