Allah rahmet eylesin, büyük siyaset ve devlet adamımız Süleyman Demirel’ in çok bilinen sözü bu haftaki yazımın konusu. Rahmetli aslında bu sözü söylerken siyaset sığlığında söylenenlerin ve verilen vaatlerin savunmasının en iyi örneği olarak algılandı. İnandırıcı olmadığı, komik olduğu görüşünde olanlarımızın sayısı da bir hayli fazlaydı o dönemlerde. Ancak ben bu söyleme bir başka açıdan bakmak istiyorum. İnsan yaşamında bazı durumlarda bu söylemin dikkate alınması gereken bir durum olduğunu göstermek istiyorum.
İnsan her anlamda kendini yetiştirebilen ve geliştirebilen maharetlere tabidir. Doğuştan gelen yetenekler sonrasında öğrenilebilen kendi kendini geliştirme durumu en çok insanda görülür.
Kısa anlatımla; insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik aslında doğuştan yetenekleri olan bir beşer iken, hemen öğrenme faslına yönelmesidir. Bu da diğer disiplinler ile beraber hem kendine hem de kendi türündekilerle paylaşmak sureti ile bir gelişim, geliştirme ve öğrenme, öğretmeyi beraberinde getirir.
Bu tespitlerden sonra yazının girişinde bahsini ettiğimiz söyleme gelelim. İnsan hayatı sonu belirli olan bir yol. Bu yolda insanın yaşamış olduğu dün, yaşadığı bugün ve projelendirdiği bir yarını mevcuttur. Dünü nasıl yaşadıysak yaşadık, artık geriye dönük bir şey yapamayız onu değiştiremeyiz. Fakat dünden ders alarak an itibari ile yaşadığımız bugünü ve yarını daha iyi planlayabiliriz. Yaşamaya devam ettikçe bahsini ettiğimiz diğer disiplinler ile öğrendikçe ve öğrettikçe, geliştikçe, geliştirdikçe… Kısaca hayatı paylaştıkça biraz sonrasına, hatta yarınına yeni sayfalar açarak, yenilikler ile güneşe merhaba deriz. Düne takılır, keşkeler üzgünlüğü, keşke kırgınlıkları ve korkularından kurtulamazsak bu günü veya yarını iyi planlamamız, daha iyi yaşamamız mümkün olmayacaktır.
Bu yüzden dünü dünde bırakıp, dünden gerekli tecrübe ve dersleri alarak bu günü yaşamak en doğrusudur.
Mevlana’nın zamanında söylediği, "Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım!" sözü de konumuz ile ilgili. Bazı çıkar gruplarının yanlış kullandığı bu sözlerinden anlamamız gereken; sorgulama yapmasını bilen birey veya toplumun sürekli yenilenerek değişime tabi olacağıdır. Renk ve ahenkte farklılıklar olabilir. Ancak bu doğru kaideyi bozmaz. Hayat standardı sorgulama üzerine kurulu birey, mantık dışı hareketler etmez. Daima kendine yeni öğrenilecek alanlar açar ve bilginin sonsuzluğunda, bilmenin doruklarına ulaşmaya çalışır. Elbette bu kolay gibi görünmekle beraber, zordur.
İnsan, kendi ile alakalı maksimum bilgelik içinde olmalı. Kimseye göbeğinden bağlı olmadan, özgürce yaşamasını bilmek, kişiliğinden ödün vermeden dikleşmeden dik durabilmek, onurlu, kültürlü ve saygılı olmak, görgülü ve sevecen olmak, günü kurtarmak adına ucuz hesapların adamı olmamak, gelene ağam gidene paşam demeden kendine doğru, başkalarına dürüst adil insanın işidir. Dolayısı ile iyi yetiştirilen kişi, insanlık için neyin yanında neyin karşısında olması gerektiğini bilir. Kararını bukalemun gibi fikir değiştirerek vermez. İnsandır. İnsan olmanın gereklerini yerine getirir.
Kısaca; ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım..
Değerli dostlar; günümüzde geçmişte kim ne yaptıysa iyi yaptıkları hariç ayağına dolanmakta. Sayısı ne kadar çok olsa da iyi yaptıkları ise hep unutulmakta. İnsan olmanın, iyi insan olmanın en kolay ve temel yöntemi yaşananlardan ders alarak geleceği yaşamamaktır. Unutmayalım “Dün dündür. Bugünde bugün” Hepinize iyi haftalar…