Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
Köşe Yazarı
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
 

Kütahya – Eskişehir Muharebeleri

Türk ordusunun I. ve II. İnönü Muharebelerinde elde ettiği başarılar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve Anadolu’da büyük bir sevinçle karşılandı. Türk ordusunun kendisinden sayıca ve silahça çok üstün olan Yunan ordusunu dize getirmesi, aynı zamanda ulusun TBMM hükûmetine olan güvenini arttırdı. İngiltere Başbakanı Lloyd George, yapılan kısmi değişikliklerle Sevr Antlaşması’nı kabul ettiremeyeceğini anlayınca taktik değiştirdi ve Yunanlılara her türlü yardımı sağlayarak Türklerin kesin olarak yenilmelerini sağlamaya çalıştı. Yunan kuvvetleri İtilaf Devletleri’nin özellikle de İngilizlerin güvenini kazanmak ve Ankara’yı ele geçirerek direnişe son vermek üzere harekete geçti. 14–18 Temmuz günlerinde Kütahya-Nasuhçal mevzilerinde çok şiddetli çarpışmalar olmuş, Yunan ordusu Kütahya’yı ele geçirmiştir. Kütahya’nın Yunan ordusunun işgaline uğramasıyla Türk ordusunun oluşturduğu savunma hattı bozulmuştur. Hem yeni bir savunma hattı oluşturmak hem de personel ve lojistik bakımdan üstün durumda olan Yunan kuvvetleri karşısında bu mevzilerde kesin bir sonuç elde edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine geri çekilmenin uygun olacağı düşünülmüştür. Böylece Kütahya’nın batısındaki ve güneybatısındaki Türk birlikleri cephenin önemli noktalarında Yunan ordusu ile ilişkiyi sürdürecek keşif kolları bırakarak geri çekilmeye başlamışlardır. Türk ordusunun geri çekildiğini gören halk büyük bir üzüntü yaşamıştır. Batı Cephesi birlikleri, 18 Temmuz 1921 akşamı Eskişehir’in doğusu-Seyitgazi hattına çekildi. Ancak düşman kesin sonuca ulaşmak için ileri harekâtını sürdürerek 20/21 Temmuz akşamı Eskişehir ve güney kesiminde Türk kuvvetleriyle temasa geçti. Yunan kuvvetlerinin aldığı mevzi durumu, Türk taarruzu için uygun bir durum olarak değerlendirildi ve Türk kuvvetleri 21 Temmuz’da Yunan güçlerine karşı Eskişehir istikametinde taarruza geçti. Taarruzun ilk saatlerinde Türk kuvvetleri başarılı olsa da Yunan birlikleri Türk taarruzunu durdurdu. Türk kuvvetleri, mevzileri tutmakla birlikte, Yunanlıların cephenin yan ve gerilerinde gittikçe etkili olmaları üzerine, geri çekilmek zorunda kaldı. 21 Temmuz’da başlayan Eskişehir Muharebeleri, Batı Cephesi birliklerinin 25 Temmuz’da Sakarya’nın gerisine çekilmesiyle sona erdi. Ancak bu çekilme kararıyla Yunanlılara, Türk ordusunu yok ederek kesin sonuca gitme olanağı verilmemiş oldu. Kütahya, Eskişehir Muharebelerinin Türk ordusunun geri çekilmesiyle sonuçlanması İstiklal Harbini, en kritik noktasına getirmiş bulunuyordu. Bu nedenle ileride verilecek muharebeler, Türk ulusu için ölüm kalım savaşı olacaktır. Kütahya Eskişehir Muharebelerinden sonra Mecliste yaşanan bir diğer tartışma konusu da Mustafa Kemal Paşa’ya Başkomutanlık yetkisinin verilmesine dair olmuştur. Nitekim mecliste Mustafa Kemal Paşa’ya karşı giderek güçlenen muhalefet bu yenilgiden O’nu sorumlu tutmuşlardı. Mustafa Kemal Paşa Nutuk’ta Mecliste kendisine karşı gelişen muhalefeti şöyle anlatmıştır: “Efendiler, gerçekten de tahmin ettiğim manevi sakıncalar hemen kendini gösterdi. İlk duyarlılık kendini Meclis’te gösterdi. Özellikle muhalifler, kötümser nutuklarla feryada başladılar: “Ordu nereye gidiyor; millet nereye götürülüyor? Bu gidişin elbette bir sorumlusu vardır; o nerededir? Onu göremiyoruz. Bugünkü acıklı ve korkunç durumun asıl sorumlusunu ordunun başında görmek isterdik” diyorlardı. Bu şekilde konuşan kimselerin dolaylı yoldan kastettikleri şahsın ben olduğuma şüphe yoktu.” Muhalif grubun düşüncesi, ordunun zaten yenilmiş olduğu ve Mustafa Kemal’in olası yenilgilerle yıldızının söneceğine dair inançtı. Diğer bir grup ise durumun vahameti karşısından gerçekten zaferin tek çıkış noktasının Mustafa Kemal Paşa’nın başkumandanlığı olduğunu öne sürüyordu. Yaşanan tartışmalardan sonra 5 Ağustos 1921’de Mustafa Kemal Paşa’ya, üç aylığına Başkomutanlık yetkisi verildi.  Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, meclisin verdiği yetkiyle Tekâlifi Milliye Emirlerini (7-8 Ağustos) yayınlayarak, Sakarya Savaşı öncesinde ordunun takviyesine başladı. Türk ordusu lojistik ve sayı açısından Yunan ordusuna denk bir hale getirildi. Neticede 23 Ağustos’ta başlayıp 13 Eylül’e kadar süren savaşta Yunan ordusuna ağır bir darbe vuruldu.  Mustafa UYSAL Araştırmacı-Yazar Kaynakça: Online Web Adresi https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/kutahya-eskisehir-muharebeleri/ Yazarı- Firdes TEMİZGÜNEY
Ekleme Tarihi: 07 Ekim 2024 - Pazartesi
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi

Kütahya – Eskişehir Muharebeleri

Türk ordusunun I. ve II. İnönü Muharebelerinde elde ettiği başarılar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ve Anadolu’da büyük bir sevinçle karşılandı. Türk ordusunun kendisinden sayıca ve silahça çok üstün olan Yunan ordusunu dize getirmesi, aynı zamanda ulusun TBMM hükûmetine olan güvenini arttırdı. İngiltere Başbakanı Lloyd George, yapılan kısmi değişikliklerle Sevr Antlaşması’nı kabul ettiremeyeceğini anlayınca taktik değiştirdi ve Yunanlılara her türlü yardımı sağlayarak Türklerin kesin olarak yenilmelerini sağlamaya çalıştı. Yunan kuvvetleri İtilaf Devletleri’nin özellikle de İngilizlerin güvenini kazanmak ve Ankara’yı ele geçirerek direnişe son vermek üzere harekete geçti.

14–18 Temmuz günlerinde Kütahya-Nasuhçal mevzilerinde çok şiddetli çarpışmalar olmuş, Yunan ordusu Kütahya’yı ele geçirmiştir. Kütahya’nın Yunan ordusunun işgaline uğramasıyla Türk ordusunun oluşturduğu savunma hattı bozulmuştur. Hem yeni bir savunma hattı oluşturmak hem de personel ve lojistik bakımdan üstün durumda olan Yunan kuvvetleri karşısında bu mevzilerde kesin bir sonuç elde edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine geri çekilmenin uygun olacağı düşünülmüştür. Böylece Kütahya’nın batısındaki ve güneybatısındaki Türk birlikleri cephenin önemli noktalarında Yunan ordusu ile ilişkiyi sürdürecek keşif kolları bırakarak geri çekilmeye başlamışlardır. Türk ordusunun geri çekildiğini gören halk büyük bir üzüntü yaşamıştır.

Batı Cephesi birlikleri, 18 Temmuz 1921 akşamı Eskişehir’in doğusu-Seyitgazi hattına çekildi. Ancak düşman kesin sonuca ulaşmak için ileri harekâtını sürdürerek 20/21 Temmuz akşamı Eskişehir ve güney kesiminde Türk kuvvetleriyle temasa geçti. Yunan kuvvetlerinin aldığı mevzi durumu, Türk taarruzu için uygun bir durum olarak değerlendirildi ve Türk kuvvetleri 21 Temmuz’da Yunan güçlerine karşı Eskişehir istikametinde taarruza geçti. Taarruzun ilk saatlerinde Türk kuvvetleri başarılı olsa da Yunan birlikleri Türk taarruzunu durdurdu. Türk kuvvetleri, mevzileri tutmakla birlikte, Yunanlıların cephenin yan ve gerilerinde gittikçe etkili olmaları üzerine, geri çekilmek zorunda kaldı.

21 Temmuz’da başlayan Eskişehir Muharebeleri, Batı Cephesi birliklerinin 25 Temmuz’da Sakarya’nın gerisine çekilmesiyle sona erdi. Ancak bu çekilme kararıyla Yunanlılara, Türk ordusunu yok ederek kesin sonuca gitme olanağı verilmemiş oldu.

Kütahya, Eskişehir Muharebelerinin Türk ordusunun geri çekilmesiyle sonuçlanması İstiklal Harbini, en kritik noktasına getirmiş bulunuyordu. Bu nedenle ileride verilecek muharebeler, Türk ulusu için ölüm kalım savaşı olacaktır.

Kütahya Eskişehir Muharebelerinden sonra Mecliste yaşanan bir diğer tartışma konusu da Mustafa Kemal Paşa’ya Başkomutanlık yetkisinin verilmesine dair olmuştur. Nitekim mecliste Mustafa Kemal Paşa’ya karşı giderek güçlenen muhalefet bu yenilgiden O’nu sorumlu tutmuşlardı. Mustafa Kemal Paşa Nutuk’ta Mecliste kendisine karşı gelişen muhalefeti şöyle anlatmıştır: “Efendiler, gerçekten de tahmin ettiğim manevi sakıncalar hemen kendini gösterdi. İlk duyarlılık kendini Meclis’te gösterdi. Özellikle muhalifler, kötümser nutuklarla feryada başladılar: “Ordu nereye gidiyor; millet nereye götürülüyor? Bu gidişin elbette bir sorumlusu vardır; o nerededir? Onu göremiyoruz. Bugünkü acıklı ve korkunç durumun asıl sorumlusunu ordunun başında görmek isterdik” diyorlardı. Bu şekilde konuşan kimselerin dolaylı yoldan kastettikleri şahsın ben olduğuma şüphe yoktu.” Muhalif grubun düşüncesi, ordunun zaten yenilmiş olduğu ve Mustafa Kemal’in olası yenilgilerle yıldızının söneceğine dair inançtı. Diğer bir grup ise durumun vahameti karşısından gerçekten zaferin tek çıkış noktasının Mustafa Kemal Paşa’nın başkumandanlığı olduğunu öne sürüyordu. Yaşanan tartışmalardan sonra 5 Ağustos 1921’de Mustafa Kemal Paşa’ya, üç aylığına Başkomutanlık yetkisi verildi.  Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, meclisin verdiği yetkiyle Tekâlifi Milliye Emirlerini (7-8 Ağustos) yayınlayarak, Sakarya Savaşı öncesinde ordunun takviyesine başladı. Türk ordusu lojistik ve sayı açısından Yunan ordusuna denk bir hale getirildi. Neticede 23 Ağustos’ta başlayıp 13 Eylül’e kadar süren savaşta Yunan ordusuna ağır bir darbe vuruldu.

 Mustafa UYSAL

Araştırmacı-Yazar

Kaynakça: Online Web Adresi

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/kutahya-eskisehir-muharebeleri/

Yazarı- Firdes TEMİZGÜNEY

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.