Sanırım en çok korktuğumuz şeylerden bir tanesi kaybetmek... Sevdiğimiz birini kaybetme korkusunun tarifi olabilir mi?
İnsan aldanır en çok da zamana...
Zaman der var daha akıyor bir kum misali, bitmeyecekmiş gibi gelir. Canından sevdiği biriyle küs uyur belki yarının bir garantisi varmış gibi...
Değer bilmez olmuşuz her birimiz. Özellikle yanımızdakilerin değerini hiç bilmez olmuşuz. Zaten yanımızda diyoruz, sanki hep olacakmışcasına, bir gün çekip gideceklerinden habersiz yaşıyoruz… En önemlisi de aslında hep gideni suçlu buluyoruz. Giden suçludur beni terk edip gitti diye bir kalıplaşmış söz vardır ya... Peki kalanın hiç mi suçu yoktur? Sebepsiz yere niye gitsin ki insan... Sonra gitti deriz o kaybetti. Ama bilmiyoruz ki asıl kaybeden belki de biziz. Belki ilk zamanlar gideni aramayacak gözümüz, yanımızda vardır onu hatırlatmayanlar, hatırlamamıza izin vermeyecek olanlar ama zaman ilerledikçe sudan çıkmış bir balık gibi ne yapacağımızı şaşıracak duruma gelicez belki de. Bizim için değerli olan birini kaydettiğimizi ilk kez düşüneceğiz. Sanacağız ki, hayatının bütün anlamı, serveti, neşesi, umudu bu kaybettiğimiz kişidedir... Ondan sonra bir karamsarlık ve yakınıp dövünme başlayacak. Dilde keşkeler eksik olmayacak. Bazen kendini kandırmak adına neyseler başlayacak. Kalbinin tam orta yerinde bir sızı hissedecek ve pişmanlık duygusunu iliklerimize kadar hissedeceğiz. Geç olsa da belki fark etmeye başlayacağız meğer o şey bizim hayatımız olmuş. Bizim tüm mutluluk kaynağımız birinin bize sevgiyle, merhametle bakmasıymış meğer...
Geç farkına varıp geçmişten zamanı koparamıyoruz.
O içimizdeki eksik duygu yanımızda eksik kişi durmadan aklımızın, kalbimizin bir köşesinde, yediğimiz yemekte, içtiğimiz suda, gittiğimiz bir parkta...
Bir şekilde hep kendini hatırlatacak eğer hala bir umudumuz bir şansımız bir kaderimiz varsa o kişiyle keşkeler iyi ki olmaya başlayacak. Bir kere yaşadı ya o kaybetme korkusunu bir daha asla buna izin vermeyecek. Ama artık çok geç olmuşsa o keşkeler tüm hayatına etki etmeye başlayacak. Kalbinin her yerini sarıp sarmalayacak. Unutamaz demiyorum. Unutabilir...
Fakat o zaman dilimi zulüm gibi gelecek. Ne içtiği sudan ne yediği yemekten tat alacak...
Hayatımızda keşkeler yerine hep iyi kilerin olması adına vazgeçmeyelim. Sevdiklerimizin değerini bilip ona göre yaşayalım. Hayat bir nehir misali...
Bir başlangıcı varsa bir sonu da var. Lakin o son nerde ne zaman bilmiyoruz işte. Şimdi sevdiğin ama kırgın olduğunuz o insana koşun. Onu ne kadar sevdiğinizi onu asla kaybetmek istemediğinizi ona bir kez daha hatırlatın. Sımsıkı sarılın ve sevdiğiniz insanlarla birçok iyi ki yaşayın...