Kıymetli Okurlarımız,
Kütahya’nın seviyeli, ahlaklı ve bir o kadar da ilkeli gazetecilik anlayışına sahip örnek gazetesi Doruk Gazetesi çatısı altında zaman zaman inşallah alanımızla ilgili yazılar kaleme alacağım. Kamu bilgilendirme vazifesine talip olduğumuzu ifade etmek isterim.
Yeni bir başlangıç ve heyecan ile Vira Bismillah diyelim. Hayırlı olması temennisiyle.
Hepimizin malumu olan 30 Ekim 2020 Cuma günü İzmir’de gerçekleşen 6.9 büyüklüğündeki depremin can kaybı son açıklanan bilgilere göre 114 ölü ve yaralı sayısı 1037’dir. Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar ve yakınlarına baş sağlığı dilerim. Ülke olarak hepimize geçmiş olsun, böyle afetleri ümid ediyoruz ki tekrar yaşamayalım, bu temennilere katılmayacak yoktur sanırım fakat Türkiye Coğrafi açıdan depreme son derece müsait bir konumda. Konuyla alakalı teknik konuşmayacağım çünkü zaten haddimize değil, onlarca jeolog ve deprem bilimci varken haddimize değil.
Bugün sizlere deprem sonrası 30 Ekim’den beri yaklaşık 10000 hasar ihbarı alan ve 5.1 milyon TL ödemeyi sigortalılara şimdiden gerçekleştiren güçlü bir kurumdan bahsetmek istiyorum. Evet belki de tanıyanlar şimdiden DASK adını telaffuz ettiler. 17 Ağustos 1999 tarihinde Kocaeli ve 12 Kasım 1999 tarihinde Düzce’de meydana gelen depremlerden sonra çıkarılan 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortası Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 27 Eylül 2000 tarihinden itibaren Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) sistemi uygulamaya konulmuş ve bu sigortayı sunmak üzere Devlet tarafından Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kurulmuştur.
Şüphesiz deprem sonrası oluşan bina, yapı ve ev hasarlarının karşılanmasında çok önemli bir işleve katkı sağlayan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) günümüzde birçok kişi tarafından ülkemizde bilinir hale geldi. Benim üzerinde durmak istediğim hangi hasarlar DASK’ın bünyesinde var olan Zorunlu Deprem Sigortası tarafından karşılanır ve hangileri karşılanmaz. DASK’ın sunduğu Zorunlu Deprem Sigortası kapsamı içerisinde binalarda, evlerimizde oluşan yapısal hasarlar değerlendirilir.
Temeller, Ana duvarlar, Bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, Bahçe duvarları, İstinat duvarları, Tavan ve tabanlar, Merdivenler, Asansörler, Sahanlıklar, Koridorlar, Çatılar, Bacalar, Yapının yukarıdakilerle benzer nitelikteki tamamlayıcı bölümleri yer alırken kapsam dışında kalan kısımları ise Enkaz kaldırma masrafları, Kar kaybı, İş durması, Kira mahrumiyeti, Alternatif ikametgâh ve işyeri masrafları, Mali sorumluluklar ve benzeri başkaca ileri sürülebilecek diğer bütün dolaylı zararlar, Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri, Tüm bedeni zararlar ve vefat, Manevi tazminat talepleri, Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar, Depremden bağımsız olarak, binanın kendi kusurlu yapısı nedeniyle zamanla oluşmuş zararlar yer almaktadır.
Zorunlu deprem sigortasının karşılamadığı hasarlarımız için ise Konut Sigortası kapsamında ihtiyaç duyduğumuz ve yukarıda bahsettiğimiz kapsam dışında kalan taleplerimiz için destek ve teminat alabilmekteyiz. Maalesef sigortacılık sektörü faaliyetleri bir hasar veya kaybın oluştuğu durumlarda daha iyi anlatılabilmektedir. Sigorta sektörü hasar ya da kayıpların paylaşılarak etkisinin daha az hissedilmesine sebep olan bir dayanışma kültürü üzerinde kurulduğu için daha iyi tanıtılmaya ve bilinmeye ihtiyacı vardır. İzmir’de yaşanan ve tüm Türkiye’nin acısını paylaştığı bu deprem afeti sonrası en azından bina ve evlerde oluşan maddi kayıpların sigorta kapsamında hangi kısımların ödendiğini bir kez daha vurgulamak ve detaylı bilgilendirmek istedim.
Hoşçakalın,