Bugün Arapçada kullanılan ve bizim dilimize de buradan geçen Arz kelimesinin karşılığıdır. Yani bugün Arz-ı Mev'ud (Vaat edilmiş Topraklar) kelimesindeki 'Arz' iddia edilen toprakların sadece İsrailoğulları'na ait olduğunu ifade etmektedir.
Arzı Mev’ud nereyi kapsar?
İbrâhim'e yapılan vaadde, “Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar olan bölge” ... Hz. Mûsâ ve Yeşu'a yapılan vaadde, “Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak” denilmiştir.
Bundan bir yıl önce tarihe 7 Ekim saldırısı olarak geçip Hamas'ın İsrail'e roketli saldırıları olarak gördüğümüz, bu olayın sonrasında İsrail'in kendisine yönelik tehdit olarak gördüğü Gazze, Lübnan, Ürdün, Suriye ve İran'a yönelik yukarıda tanımını yaptığımız Arzı Mev 'ud un gerçekleştirmesi maksadıyla bir yıldan bu yana devam eden ve devam edeceğe benzeyen karşı İsrail saldırılarının nerede duracağı büyük bir soru işaretidir.
ARZ-I MEV'UD içinde Ülkemiz topraklarının da bir bölümünü kapsadığı için bu şuursuz düşüncenin uygulayıcısı olan İsrail'in yönünü Anadolu topraklarına çevirmesi halinde kendisini büyük bir felaketin beklediğini bilmelidir. Ve yine bilmelidir ki Anadolu toprakları İsrail'in elini kolunu sallayarak gidip darmadağın ettiği ne Gazze'ye ne Lübnan'a ne Ürdün'e benzemez...
Ancak bir konuyu da ifade etmek gerekirse, bunca zulme rağmen İsrail için kahrolsun İsrail demekle zulmü uygulayan kahrolmuyor. İsrail'in bilimi kullanarak önce çağrı cihazları sonrasında cep telefonlarına yönelik saldırıları bilimi kullanarak savaşın görülmemiş boyuta evrildiğini gösterdi.
Kendisine tehdit olarak gördüğü yer bölge ve ülkelere kahrolsun demiyor, bilimi kullanarak o tehdidi ortadan kaldırmak için kendince öngördüğü gerekçeler ile eşi benzeri görülmemiş saldırıları düzenliyor.
Buradan kendimiz için iki ana sonuç çıkarmak gerekirse,
1. Bilim bilim bilim
2. Türk'e kefen biçmeye kalkan mezarını şimdiden kazsın.
Biz başkasına benzemeyiz.
Allah devletimize, dirlik milletimize birlik versin.
Milletimiz sağ devletimiz var olsun.
Saygılarımla...