Çocukluğumuzdan beri "Sofranızdan Halil İbrahim bereketi eksik olmasın" duasını hep duymuşuzdur. Büyüklerimiz hep Halil İbrahim Sofrasından söz ederler. Son zamanlarda da da gündeme geldi. Halil İbrahim Sofrası Nedir? Hz. İbrahim evinde misafir ağırlamayı ve ikramlarda bulunmayı çok seven bir peygamberdi. Evinde bir misafir ağırlayamadığı zaman üzülür ve kendini kötü hissederdi. Bir gün sofrasında misafir olmadan oturmayacağına yemin etti. Bu olaydan sonra tam bir ay boyunca evine misafir uğramaz. Hz. İbrahim'de yeminine sadık kalarak evinde sofra kurdurmaz. Bu duruma da oldukça üzülmüştü. Bu sebeple evinde sofrasına buyur edeceği misafir aramaya çıkar. Bir adama rastlar. Bu ıssız yerde ne aradığını sorar. Adam evinde misafir edebilmek için birini aradığını, misafir olmadan yemek yemeyeceğime kendi kendime söz verdim. Üç aydır evime misafir gelmiyor, şükürler olsun sen karşıma çıktın. Evime gel beraber yemek yiyelim der. Hz. İbrahim duydukları karşısında çok şaşırır ancak hiç bozuntuya vermez. Kendisi yalnızca bir aydır sofra kurdurmazken adam üç aydır hiç yemek yememişti. Beraber adamın evine giderler, Allah'ın nimetlerini paylaşıp, yiyip, içip, hoş sohbet ettiler. Evden ayrılırken Hz. İbrahim adama döner ve kendisi için dua etmesini ister. Ancak adam artık dua etmediğini söyler. Hz. İbrahim nedenini sorunda peygamberi görmek için çok dua ettim ama dualarıma karşılık bulamadığını söyleyince, Hz. İbrahim Allah senin dualarını kabul etti güzel insan, görmek istediğin İbrahim peygamber benim der.   Sevgili dostlar; gündeme gelen Halil İbrahim Sofrasının hikayesi ve sofrayı oluşturanları. Kurulduğu söylenen sofra ile kıyaslanma açısından rahmetli Barış Manço’nun aynı adlı şarkısının çok anlamlı ve nükte dolu sözlerinden de faydalanmak gerekir. İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına Ortada bir tencere, boş mu, dolu mu bilen yok   Daha çatal, bıçak, kaşık icat edilmemişken İsmail'e inen koç kurban edilmemişken Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna Kapağı ver, kulbu al, kurbanı hiç soran yok Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok Alnı açık, gözü toklar buyursunlar baş köşeye Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına Barış der, her bir yanı altın, gümüş, taş olsa Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa Sapa, kulba, kapağa itibar etme dostum İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum İçi boş insanların bu dünyada yeri yok Evet sevgili dostlar; bir sofra kurulduğu iddia ediliyorsa, ve bu sofranın adını da Halil İbrahim Sofrası konuluyorsa, amacı ve davetlileri sofranın gerçeğine uygun olması gerekir.. Rahmetli Barış’ın söylediği gibi bu sofrada, payeye, bakanlığa itibar edenler ile yurt dışından medet umanların yeri olmamalı. Bu sofraya devletin polisine taş atanlar oturmamalı, ülkeyi bölmeye çalışanlar, teröre destek verenler, teröristleri kınamayanlar davet edilmemeli. Sofrayı büyütmek adına “ Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” sözünden nefret edenler ile görüşülmemeli. Laiklik kisvesi altında insanların giyimi, kuşamı, inancı ve itikatı ile alay edenlerin bu sofrada yeri olmamalı. Son Söz olarak Mevlana Hazretlerinin sözü kurulduğu iddia edilen sofrayı çok iyi anlatıyor. “Bir sofranın çevresine yüz kişi sığar, oturur yemek yer… Fakat baş olmak isteyen iki kişi dünyaya sığmaz” Hepinize iyi haftalar…