Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
Köşe Yazarı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
 

Marifet İltifata Tabidir

Geçtiğimiz günlerde Yedi Göller parkını gezmeye gittim ailemle birlikte. Gerçekten güzel şeyler olmuş. Çok emek vermişler, eksikleri olmasına rağmen özverili çalışma örnekleri görmemek mümkün değil. Burayı gezerken bir bankanın reklam filmi aklıma geldi. Bankanın reklam filminde, Atatürk ve küçük bir çocuğun arasındaki diyalog konu edilmiş. Atatürk bahçede güllere dokunurken eline diken batar, eli kanar ve küçük çocuk Atatürk’ün elinin kanamasına çok şaşırır ve sorar; “Senin eline diken batar mı?”    Atatürk; “Batmaz mı?”    Çocuk; “Senin elin kanar mı?..”    Atatürk; “Kanamaz mı?”    Çocuk; “Ama sen Atatürk değil misin?”    Atatürk; “Öyleyim çocuk..”    Çocuk; “Amaaaa!!!”    Atatürk şöyle cevap verir; “Sen şimdi bırak benim kim olduğumu..  Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek…   ‘Bu bahçede gül bitmez’ diyenler olacak.. ‘Gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir’ diyenler olacak.. Sen kendine şunu soracaksın: ‘Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum?’   Eğer çok istiyorsan, ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olacak.. Kim olursan ol, tek isteğin şu kokuyu duymak olacak… Çok etkileyici, çok ilham verici sözlerdi bunlar.. İlk izlediğimden beri hiç aklımdan çıkmadı ve yedi göller parkını gezerken aklıma geldi. Dile kolay!.. Günlerce çalışılmış, birçok ayrıntı düşünülmüş, insanların kullanımına sunulmuş.  “bu bahçede gül bitmez”, “ne gerek vardı çiçek böceğe bize iş sahası yapılsaydı” “ öyle değil şöyle yapılmalıydı” diyenler olmuş, haksız eleştiriler nedeniyle  Atatürk’ün reklam filminde o küçük çocuğa anlattığı gibi; burasını yaparken belki de canları yanmış, ellerine dikenler batmış, güneş onları terletmiş, ve yine belki de vazgeçme aşamasına gelmişler, ümitsizlik yaşamışlar… İsterseniz eşinizle, dostunuzla o güzel manzarada, envai çeşit ağaç ve bitkilerin ortasında çayınızı yudumlayabilecek, kahvaltınızı buralarda yaparken çocuklarınız da oyun oynayacak değişik konularda eğitilecek. İl dışından gelen misafirlerinize bölgenin gezdirebileceksiniz. Balık tutma etkinliğine katılabileceksiniz. Değerli dostlar; elbette biliyorum, yeni yapılan her proje için yine her zamanki gibi; “Bu bahçede gül bitmez” ve “O gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir” diyenler olacaktır. Ve tabi sırf eleştirmiş olmak için “Sırası mı?” “Onun yerine şunu yapmalıydın” diyenler de, hatta belki de, “Reklam amaçlı yapıyorlar” diyenler de çıkacak sosyal medyada asılsız söylemlerde bulunulacaktır. Bu durum Şehzadeler parkı içinde, önceki dönemlerde yapılan alt geçitler veya bunun gibi birçok eserler içinde geçerli olmuştur. Ama unutmayalım; eğer mevzu halka hizmet ise, şehre doğru eserler katmak ise, halkımızın ihtiyaçlarını karşılayacak işler yapmaksa, ne elimize batan diken, ne akan kan ne de söylenenler yöneticilerimizin umurunda olmamalı.. Bu tür eleştirilerde bulunanlar da işin gerçek mahiyetini bilmeden, yapılanın son durumunu görmeden olumsuz eleştirilerde bulunmamalı. Eleştirmek kadar iyi şeyleri takdir etmek de gerekir. Zira marifet iltifata tabidir. Hepinize iyi haftalar...  
Ekleme Tarihi: 08 Ocak 2024 - Pazartesi
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre

Marifet İltifata Tabidir

Geçtiğimiz günlerde Yedi Göller parkını gezmeye gittim ailemle birlikte. Gerçekten güzel şeyler olmuş. Çok emek vermişler, eksikleri olmasına rağmen özverili çalışma örnekleri görmemek mümkün değil. Burayı gezerken bir bankanın reklam filmi aklıma geldi. Bankanın reklam filminde, Atatürk ve küçük bir çocuğun arasındaki diyalog konu edilmiş.

Atatürk bahçede güllere dokunurken eline diken batar, eli kanar ve küçük çocuk Atatürk’ün elinin kanamasına çok şaşırır ve sorar; “Senin eline diken batar mı?”

   Atatürk; “Batmaz mı?”

   Çocuk; “Senin elin kanar mı?..”

   Atatürk; “Kanamaz mı?”

   Çocuk; “Ama sen Atatürk değil misin?”

   Atatürk; “Öyleyim çocuk..”

   Çocuk; “Amaaaa!!!”

   Atatürk şöyle cevap verir;

“Sen şimdi bırak benim kim olduğumu..  Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek…   ‘Bu bahçede gül bitmez’ diyenler olacak.. ‘Gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir’ diyenler olacak..

Sen kendine şunu soracaksın:

‘Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum?’   Eğer çok istiyorsan, ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olacak.. Kim olursan ol, tek isteğin şu kokuyu duymak olacak…

Çok etkileyici, çok ilham verici sözlerdi bunlar.. İlk izlediğimden beri hiç aklımdan çıkmadı ve yedi göller parkını gezerken aklıma geldi.

Dile kolay!.. Günlerce çalışılmış, birçok ayrıntı düşünülmüş, insanların kullanımına sunulmuş.  “bu bahçede gül bitmez”, “ne gerek vardı çiçek böceğe bize iş sahası yapılsaydı” “ öyle değil şöyle yapılmalıydı” diyenler olmuş, haksız eleştiriler nedeniyle  Atatürk’ün reklam filminde o küçük çocuğa anlattığı gibi; burasını yaparken belki de canları yanmış, ellerine dikenler batmış, güneş onları terletmiş, ve yine belki de vazgeçme aşamasına gelmişler, ümitsizlik yaşamışlar…

İsterseniz eşinizle, dostunuzla o güzel manzaradaenvai çeşit ağaç ve bitkilerin ortasında çayınızı yudumlayabilecek, kahvaltınızı buralarda yaparken çocuklarınız da oyun oynayacak değişik konularda eğitilecek. İl dışından gelen misafirlerinize bölgenin gezdirebileceksiniz. Balık tutma etkinliğine katılabileceksiniz.

Değerli dostlar; elbette biliyorum, yeni yapılan her proje için yine her zamanki gibi“Bu bahçede gül bitmez” ve “O gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir” diyenler olacaktır. Ve tabi sırf eleştirmiş olmak için “Sırası mı?” “Onun yerine şunu yapmalıydın” diyenler de, hatta belki de, “Reklam amaçlı yapıyorlar” diyenler de çıkacak sosyal medyada asılsız söylemlerde bulunulacaktır. Bu durum Şehzadeler parkı içinde, önceki dönemlerde yapılan alt geçitler veya bunun gibi birçok eserler içinde geçerli olmuştur.

Ama unutmayalım; eğer mevzu halka hizmet ise, şehre doğru eserler katmak ise, halkımızın ihtiyaçlarını karşılayacak işler yapmaksa, ne elimize batan diken, ne akan kan ne de söylenenler yöneticilerimizin umurunda olmamalı.. Bu tür eleştirilerde bulunanlar da işin gerçek mahiyetini bilmeden, yapılanın son durumunu görmeden olumsuz eleştirilerde bulunmamalı. Eleştirmek kadar iyi şeyleri takdir etmek de gerekir. Zira marifet iltifata tabidir. Hepinize iyi haftalar...  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.