Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
Köşe Yazarı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
 

İtibar Bir Felsefedir

İtibar; Türk Dil Sözlüğünde saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij, borç ödemede güvenilir olma durumu olarak tanımlanıyor. Devamında ise bir sürü gönle hoş gelen sıfatlar sıralanıyor. İşin doğrusu insan olmanın, insanca yaşamanın temel hedeflerinden biridir itibar, itibarlı olmak. İtibar konusu kişi ve kurumlar için en önemli bir değer. İtibarın yitirilmesi durumunda, sahip olduğumuz para, mal ve mülkler iskambil kâğıdından kuleler gibi dağılıp, çöküverir. Yitirilen itibarın yeniden kazanılması ise uzun ve çok zorlu bir süreç gerektirir. Çok eskiden beri kullanılan insani değer ölçüsü itibar, önceki dönemlerin de toplumun en büyük dertlerinden biri olmuş. Hatta pek çok kavim yâda insan, itibarını “varoluş biçimi” olarak dahi tanımlamış. Baktığımızda, tarihin aslında “itibar” savaşları öyküleri olduğunu, bir çok anlayış ve geleneklerin nedeni olduğunu görebiliyoruz. İskender’in “yarına taşımak” zorunda olduğu bir itibar sorunu vardı. Attila da öyle… Yalnızca kralların mı? Sarayda itibarını kaybetmiş vezirlerin de soytarıların da kelleleri gidiyordu. Kaybedilmiş bir savaşı “doğru iletişimle izah edemeyen” nice komutan, itibarsız sonlarla karşılaşmadı mı? Japonların harakiri geleneğinin nedeni de itibar kaybıdır. İtibarın belirlenmesinde; zamana göre farklılıklar da bulunuyor örneğin, 1800’lü yıllarda ABD’nin güney eyaletlerinde bir pamuk tüccarı ne kadar çok kölesi varsa toplum tarafından o kadar itibarlı değerlendirilebiliyordu. 1940’lı yıllarda atom bombası ve diğer nükleer silahlara sahip olmak ülkelerin itibarlarının baş göstergeleri arasındaydı. 1939’da Nobel Kimya ödülü alan İsviçreli Kimya mühendisi Paul Herman Müller tahıl tarlalarında zararlı böceklerin yok edilmesine yönelik DDT’yi geliştirdiği zaman, hem kendisine hem Nobel’e hem de İsviçre’ye büyük itibar kazandırmıştı. Fakat aradan 20 yıl geçtikten sonra başka bilim insanlarının DDT’yi insanlık tarihinin en feci buluşlarından biri olarak tanımlaması ve kanserin baş tetikçisi olarak adlandırmaları, kölelik ve atom bombasına bakışlar değerler değişimindeki gelişimin örnekleri arasındadır. Değerli dostlar günümüzde itibar, değerler üzerine inşa edilmiş bir kavram. Söz konusu değerler de toplumu kucaklayan, deyim yerindeyse “halkın hislerine tercüman olan, ” insanların ideali davranışlar. Bu değerlere sahip olmak kolay değil ancak kaybetmek çok kolaydır. İtibarlı insanların çok olduğu toplumlar herkesin hayali olmalı. Bu hayalde kişilerin kendilerini geliştirmesine, bireyselden önce toplumsal görevlerini yerine getirmesine bağlıdır.  Bu haftaki yazımı Tolstoy’un bir sözü ile bitirmek istiyorum. ”Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.” Hepinize iyi haftalar…
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2019 - Pazar
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre

İtibar Bir Felsefedir

İtibar; Türk Dil Sözlüğünde saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij, borç ödemede güvenilir olma durumu olarak tanımlanıyor. Devamında ise bir sürü gönle hoş gelen sıfatlar sıralanıyor. İşin doğrusu insan olmanın, insanca yaşamanın temel hedeflerinden biridir itibar, itibarlı olmak.

İtibar konusu kişi ve kurumlar için en önemli bir değer. İtibarın yitirilmesi durumunda, sahip olduğumuz para, mal ve mülkler iskambil kâğıdından kuleler gibi dağılıp, çöküverir. Yitirilen itibarın yeniden kazanılması ise uzun ve çok zorlu bir süreç gerektirir.

Çok eskiden beri kullanılan insani değer ölçüsü itibar, önceki dönemlerin de toplumun en büyük dertlerinden biri olmuş. Hatta pek çok kavim yâda insan, itibarını “varoluş biçimi” olarak dahi tanımlamış. Baktığımızda, tarihin aslında “itibar” savaşları öyküleri olduğunu, bir çok anlayış ve geleneklerin nedeni olduğunu görebiliyoruz.

İskender’in “yarına taşımak” zorunda olduğu bir itibar sorunu vardı. Attila da öyle…

Yalnızca kralların mı? Sarayda itibarını kaybetmiş vezirlerin de soytarıların da kelleleri gidiyordu.

Kaybedilmiş bir savaşı “doğru iletişimle izah edemeyen” nice komutan, itibarsız sonlarla karşılaşmadı mı?

Japonların harakiri geleneğinin nedeni de itibar kaybıdır.

İtibarın belirlenmesinde; zamana göre farklılıklar da bulunuyor örneğin, 1800’lü yıllarda ABD’nin güney eyaletlerinde bir pamuk tüccarı ne kadar çok kölesi varsa toplum tarafından o kadar itibarlı değerlendirilebiliyordu. 1940’lı yıllarda atom bombası ve diğer nükleer silahlara sahip olmak ülkelerin itibarlarının baş göstergeleri arasındaydı. 1939’da Nobel Kimya ödülü alan İsviçreli Kimya mühendisi Paul Herman Müller tahıl tarlalarında zararlı böceklerin yok edilmesine yönelik DDT’yi geliştirdiği zaman, hem kendisine hem Nobel’e hem de İsviçre’ye büyük itibar kazandırmıştı. Fakat aradan 20 yıl geçtikten sonra başka bilim insanlarının DDT’yi insanlık tarihinin en feci buluşlarından biri olarak tanımlaması ve kanserin baş tetikçisi olarak adlandırmaları, kölelik ve atom bombasına bakışlar değerler değişimindeki gelişimin örnekleri arasındadır.

Değerli dostlar günümüzde itibar, değerler üzerine inşa edilmiş bir kavram. Söz konusu değerler de toplumu kucaklayan, deyim yerindeyse “halkın hislerine tercüman olan, ” insanların ideali davranışlar. Bu değerlere sahip olmak kolay değil ancak kaybetmek çok kolaydır. İtibarlı insanların çok olduğu toplumlar herkesin hayali olmalı. Bu hayalde kişilerin kendilerini geliştirmesine, bireyselden önce toplumsal görevlerini yerine getirmesine bağlıdır.  Bu haftaki yazımı Tolstoy’un bir sözü ile bitirmek istiyorum. ”Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez. Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.” Hepinize iyi haftalar…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.