Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
Köşe Yazarı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
 

Hadi Bir Gülümse

Günümüzde toplumların, ihtiyaçların arttığı, bu ihtiyaçları karşılama uğruna bir çok sosyal ve kültürel faaliyetlerden vaz geçildiği, yaşam koşullarının zorlaştığı, insan ilişkilerinin çizgisi dostluk prensibinden, çıkar amaçlarına kaydığı, stresler nedeniyle insanların patlamaya hazır bir bomba halini aldığı, dolayısıyla insanların artan sahip olma ihtirasının tetiklediği mutsuz olduğu bir topluma dönüşmekte olduğunu üzülerek görüyoruz. Aynı şekilde işletmeler de, rekabetin arttığı, pazar koşullarının zorlaştığı, krizlerin her an yaşanabildiği, tüketici ilgi, ihtiyaç ve beklentilerinin çeşitlendiği bu koşullarda ayakta kalabilmek ve başarılı olabilmenin güçleştiği bir ortam içine girmektedirler. Bu koşullarda toplumların mutlu işletmelerin de başarılı olabilmeleri için GÜLÜMSEYEN insanlara ve ekiplere ihtiyaçları vardır. Toplumların ve işletmelerin en güzel sermayesi; mutlu, sadakatli, dürüst, çalışkan ve görevini layıkıyla yerine getiren bireylerdir. Gerek dünyada gerekse ülkemizde gündem ve insanların yaşam şekilleri sermayesi güçlü oluşumlar (Devletler veya Şirketler) tarafından belirlenmektedir. Hepimiz cep telefonunda Ayfon veya Samsung un istediği şekilde cep telefonu, büyük araba markalarının istediği veya önerdiği şekilde araba almıyor muyuz? Düşüne biliyor musunuz komşumuz Suriye de iç savaş çıkıyor ve barış görüşmeleri ABD ve Rusya arasında yapılıyor. Birçok dünya ülkesi buna ses çıkaramıyor, “sizin buralarda işiniz ne” diyemiyor. Her iki ülkenin Suriye de fiilen savaşan askeri de yok üstelik. Akdeniz’ de de aynı şey geçerli değil mi? Bir çok ülke akbabaların leşten pay alma çabaları gibi ak denize burnunu sokmaya çalışıyor. Bu yüzden toplumların ve işletmelerin en temel hedefi güçlü sermayedir. Güçlü sermaye güçlü üretim kapasitesine ve üretim teknolojisine sahip olmakla sağlanabilir. Bunun için ise insanlar kadar, yöneticilere de büyük işler düşmektedir. Yönetimler, çıkar veya kar odaklı olma yerine insan odaklı, insanların mutluluğu odaklı olursa üretim, verimlilik dolayısıyla sermayeleri artar ve başarı kendiliğinden gelir diye düşünüyorum. GÜLÜMSEYEN insanların oluşturduğu toplulukların sağlanmasında doğru ve etkin iletişim çok önem arz eder. Başka bir ifadeyle iletişim ağının iyi kurulmuş olması ve işlemesi, başarıyı etkileyecektir. Çünkü doğru iletişim, içinden bütün yönetsel faaliyetlerin aktığı bir kanal olarak kabul edilmektedir. İletişim, örgütün sinir sistemini oluşturmaktadır.  Bu durum topluluk içinde ve dışında meydana gelen gelişmeleri takip etmeyi kolaylaştırdığı gibi bunlara kısa sürede uyum sağlanmasına da imkân vermektedir. İnsanlar birbirlerini doğru bir şekilde anlayabildikleri takdirde de birlikte daha iyi performans gösterir ve hedeflerine daha kolay ulaşabilirler. Aksi halde eğer sinir sistemi yanlış – gereksiz  bilgi, iftira ve yalanlar ile doldurulursa sistem yanlış işler ve zamanla çalışamaz hale gelir. Evet sevgili dostlar;  GÜLÜMSEYEN insanlar bu kadar çok önemli. Zira; Gülümseme mutluğun ve memnuniyetin belirtisidir. Gülümseme, karşıdakine güven, önem ve değer vermenin göstergesidir. Gülümseme, pozitif enerji vesilesidir. Gülümseme, insan olmanın olmazsa olmazıdır. Bu yüzden, insanlar ile insanca ilişki kurmak dolayısıyla gülümsememek için ne mazeretimiz olabilir ki? Şairin değimi ile aynı yoldan geçmişiz biz,  aynı sudan içmişiz biz, yazımız bir,  kışımız bir, aynı dağın yeliyiz biz, neden gülümsemeyelim? Neden tüm insanlığın iyiliğini istemeyelim? Neden? Neden?.... Hepinize iyi haftalar...
Ekleme Tarihi: 22 Ekim 2020 - Perşembe
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre

Hadi Bir Gülümse

Günümüzde toplumların, ihtiyaçların arttığı, bu ihtiyaçları karşılama uğruna bir çok sosyal ve kültürel faaliyetlerden vaz geçildiği, yaşam koşullarının zorlaştığı, insan ilişkilerinin çizgisi dostluk prensibinden, çıkar amaçlarına kaydığı, stresler nedeniyle insanların patlamaya hazır bir bomba halini aldığı, dolayısıyla insanların artan sahip olma ihtirasının tetiklediği mutsuz olduğu bir topluma dönüşmekte olduğunu üzülerek görüyoruz.

Aynı şekilde işletmeler de, rekabetin arttığı, pazar koşullarının zorlaştığı, krizlerin her an yaşanabildiği, tüketici ilgi, ihtiyaç ve beklentilerinin çeşitlendiği bu koşullarda ayakta kalabilmek ve başarılı olabilmenin güçleştiği bir ortam içine girmektedirler.

Bu koşullarda toplumların mutlu işletmelerin de başarılı olabilmeleri için GÜLÜMSEYEN insanlara ve ekiplere ihtiyaçları vardır. Toplumların ve işletmelerin en güzel sermayesi; mutlu, sadakatli, dürüst, çalışkan ve görevini layıkıyla yerine getiren bireylerdir. Gerek dünyada gerekse ülkemizde gündem ve insanların yaşam şekilleri sermayesi güçlü oluşumlar (Devletler veya Şirketler) tarafından belirlenmektedir. Hepimiz cep telefonunda Ayfon veya Samsung un istediği şekilde cep telefonu, büyük araba markalarının istediği veya önerdiği şekilde araba almıyor muyuz? Düşüne biliyor musunuz komşumuz Suriye de iç savaş çıkıyor ve barış görüşmeleri ABD ve Rusya arasında yapılıyor. Birçok dünya ülkesi buna ses çıkaramıyor, “sizin buralarda işiniz ne” diyemiyor. Her iki ülkenin Suriye de fiilen savaşan askeri de yok üstelik.

Akdeniz’ de de aynı şey geçerli değil mi? Bir çok ülke akbabaların leşten pay alma çabaları gibi ak denize burnunu sokmaya çalışıyor.

Bu yüzden toplumların ve işletmelerin en temel hedefi güçlü sermayedir.

Güçlü sermaye güçlü üretim kapasitesine ve üretim teknolojisine sahip olmakla sağlanabilir. Bunun için ise insanlar kadar, yöneticilere de büyük işler düşmektedir. Yönetimler, çıkar veya kar odaklı olma yerine insan odaklı, insanların mutluluğu odaklı olursa üretim, verimlilik dolayısıyla sermayeleri artar ve başarı kendiliğinden gelir diye düşünüyorum.

GÜLÜMSEYEN insanların oluşturduğu toplulukların sağlanmasında doğru ve etkin iletişim çok önem arz eder. Başka bir ifadeyle iletişim ağının iyi kurulmuş olması ve işlemesi, başarıyı etkileyecektir. Çünkü doğru iletişim, içinden bütün yönetsel faaliyetlerin aktığı bir kanal olarak kabul edilmektedir. İletişim, örgütün sinir sistemini oluşturmaktadır.  Bu durum topluluk içinde ve dışında meydana gelen gelişmeleri takip etmeyi kolaylaştırdığı gibi bunlara kısa sürede uyum sağlanmasına da imkân vermektedir. İnsanlar birbirlerini doğru bir şekilde anlayabildikleri takdirde de birlikte daha iyi performans gösterir ve hedeflerine daha kolay ulaşabilirler. Aksi halde eğer sinir sistemi yanlış – gereksiz  bilgi, iftira ve yalanlar ile doldurulursa sistem yanlış işler ve zamanla çalışamaz hale gelir.

Evet sevgili dostlar;  GÜLÜMSEYEN insanlar bu kadar çok önemli. Zira; Gülümseme mutluğun ve memnuniyetin belirtisidir. Gülümseme, karşıdakine güven, önem ve değer vermenin göstergesidir. Gülümseme, pozitif enerji vesilesidir. Gülümseme, insan olmanın olmazsa olmazıdır. Bu yüzden, insanlar ile insanca ilişki kurmak dolayısıyla gülümsememek için ne mazeretimiz olabilir ki? Şairin değimi ile aynı yoldan geçmişiz biz,  aynı sudan içmişiz biz, yazımız bir,  kışımız bir, aynı dağın yeliyiz biz, neden gülümsemeyelim? Neden tüm insanlığın iyiliğini istemeyelim? Neden? Neden?.... Hepinize iyi haftalar...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.