Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
Köşe Yazarı
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre
 

Farklılıklarımız Farklı - 2 ...

Ülkemizin dış siyasette söz sahibi olması, kukla devlet statüsünden çıkması ekonomik olarak çok iyi konuma gelmesine bağlı. Ekonomik alanda gelişmeler ise ekonomik olayları kuralına göre yapmanın çok önemli olduğunu önceki haftaki yazımızda vurgulamıştır. Ekonomide ve ticarete dünyada en başarılı millet olan Yahudiler ile Ülkemiz insanını karşılaştırmaya devam edeceğiz bu haftaki yazımızda. Yahudilerde iş yaptıkları insanları kalkındırmak esastır. İş yaptıkları insanlar ne kadar kalkınırsa kendilerinin de kazançları o oranda artacağına inanırlar. Yani kıskançlıkları yoktur, iş yaptıkları insanların kazançlarında gözü olmaz. Türkler ise iş yaptıkları insanları düşman olarak görür. İş yaptıkları insanların kendileri için yaptığı işte zarar etmesinden keyif alır. Yahudiler yılın belli bölümlerden dünyayı dolaşır. Yenilikleri görür. İnceler. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki yeni ürünleri gelişmemiş ülkelere götürerek para kazanır. İnovasyona açıktır. Türkler ise işlerinden başlarını kaşıyacak vakitleri yoktur. Değişime kapalıdır. Bir yol tuttururlar. Tutturdukları yolun sonsuza kadar gideceğine inanırlar. Yapılan araştırmalara gör dünyada seks endüstrisinde para harcayan 4 millet vardır. Bunlar sırasıyla; Araplar, Yahudiler, İtalyanlar ve Türklerdir. Yahudiler her ne kadar çapkınlık ve kaçamak yapsalar da aile birliğini ayakta tutmaya çalışırlar. Türkler ise parayı bulduktan sonra yaptıkları ilk iş ya boşanmak ya ikinci evlilik ya da metres ilişkisidir. Ailenin önemini genelde serveti kaybettikten sonra anlarlar. Yahudilerde aile birliği ve dirliği esastır. Aile huzuru önemlidir. Aile içi çatışmalardan kaçınılır. Sorunlar yaşanmaz mı? Mutlaka yaşanır. Ama çözülmesi için aile üyeleri elinden geleni yapar. Türklerde ise servet oluşmaya başladıktan sonra aile içi gerginlikler artar. Kim kime dum duma psikolojisine girilir. Sen yaptın, ben yaptım tartışmasına girilir, ben olmasam bu işletme batar egosuna kapılırlar. Aile içi savaşlar servetin bitmesine neden olur. Yahudiler tüm anlaşmaları yazılı olarak yaparlar. Sözleşmeye önem verirler. Sözleşme işin parçasıdır. Türklerde ise her şey güvene dayalıdır. Sözleşme istemek karşısındakine hakaret olarak kabul edilir. Durumun özeti 80 yaşın üstündeki bir avukata atfedilen şu sözü hatırlayın: Yaklaşık 60 yıla yakın meslek hayatımda baktığım davaların yüzde 90'ından fazlası güvene ve güvene dayalı ilişkilerden kaynaklanıyordu. Yahudiler bir işi araştırırken olumlu ve olumsuz tüm yönlerini didik didik incelerler. Öncelikle olumsuz yönlerine dikkat kesilirler. Matematiksel düşünceden hiç ayrılmazlar. Kesin kazancı görmeden kolları sıvamazlar. Türkler ise bir işe inanmaları yeterlidir. İnandıktan sonra işin hep olumlu taraflarını düşünürler. Olumsuz taraflarını söyleyenleri sevmezler. Yahudilerde tasarruf kültürü vardır. Günlük, aylık veya yıllık kazancın belirli bir kısmını "yedek akçe" olarak ayırırlar. Türkler geçmişte tasarrufa önem verirdi. Tencere pişirip kapağında yedi. 1980 sonrasında tasarruf kültürünü bir yana bıraktı. Şimdilerde borçla yaşıyorlar. Yahudiler girecekleri işlerde başkalarının deneyimlerine önem verirler. Başkalarının deneyimlerini önemserler. Kendilerine ders çıkartırlar. Türkler ise deneme yanılma yöntemiyle öğrenirler. Bir şeyi anlamaları için illa ki damdan düşmeleri gerekir. Damdan düşmeden öğrenmeyi bilmezler. Yahudilerde dayanışma kültürü vardır. İş yaparken birbirleriyle dayanışma içindedirler. Birbirlerine el verirler. Ticarette birlik ve beraberlik içinde hareket ederler. Türklerde ise dayanışma yerine savaş vardır. Birbirlerinin kuyusunu kazmaya meraklıdırlar. Hasetle hareket ederler. Başarana çamur atarlar. Başaranın tepesi üstü çakılması için elinden geleni yaparlar. Tüm bu farklılıklardan dolayı ülkemizde en uzun süredir faaliyetine devam eden ilk on şirket arasında Türk şirketi bulunmamaktadır. Bu bakanlık istatistikleri ile sabittir. Yine bu istatistikler ile sabit olan diğer bir konuda Türkiye’de kurulan şirketlerin yüzde altmışının ömrü beş yıldan az. Evet sevgili dostlar, bu çalışmanın amacı bir milleti öne çıkarıp diğerini yermek değil. Uygulamadaki ekonomik faaliyetlerin karşılaştırılmak doğruyu bulmak ve ders çıkarmaktır. Yapılan tespitler ülkemiz insanının farkı çok iyi ortaya koymakta. Hem de açık şekilde, tarafsızca. Bu farlılıkları çoğaltmak da mümkün. Sizce farklılıklarımız olumlu mu? Sorunun cevabını ve değerlendirmesini sizlere bırakıyorum.  İstisnaların kaideyi bozmayacağı şerhini koymak isterim. Hepinize iyi haftalar….
Ekleme Tarihi: 05 Haziran 2021 - Cumartesi
Muttalip KORKMAZ - Bana Göre

Farklılıklarımız Farklı - 2 ...

Ülkemizin dış siyasette söz sahibi olması, kukla devlet statüsünden çıkması ekonomik olarak çok iyi konuma gelmesine bağlı. Ekonomik alanda gelişmeler ise ekonomik olayları kuralına göre yapmanın çok önemli olduğunu önceki haftaki yazımızda vurgulamıştır. Ekonomide ve ticarete dünyada en başarılı millet olan Yahudiler ile Ülkemiz insanını karşılaştırmaya devam edeceğiz bu haftaki yazımızda.

Yahudilerde iş yaptıkları insanları kalkındırmak esastır. İş yaptıkları insanlar ne kadar kalkınırsa kendilerinin de kazançları o oranda artacağına inanırlar. Yani kıskançlıkları yoktur, iş yaptıkları insanların kazançlarında gözü olmaz. Türkler ise iş yaptıkları insanları düşman olarak görür. İş yaptıkları insanların kendileri için yaptığı işte zarar etmesinden keyif alır.

Yahudiler yılın belli bölümlerden dünyayı dolaşır. Yenilikleri görür. İnceler. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki yeni ürünleri gelişmemiş ülkelere götürerek para kazanır. İnovasyona açıktır. Türkler ise işlerinden başlarını kaşıyacak vakitleri yoktur. Değişime kapalıdır. Bir yol tuttururlar. Tutturdukları yolun sonsuza kadar gideceğine inanırlar.

Yapılan araştırmalara gör dünyada seks endüstrisinde para harcayan 4 millet vardır. Bunlar sırasıyla; Araplar, Yahudiler, İtalyanlar ve Türklerdir. Yahudiler her ne kadar çapkınlık ve kaçamak yapsalar da aile birliğini ayakta tutmaya çalışırlar. Türkler ise parayı bulduktan sonra yaptıkları ilk iş ya boşanmak ya ikinci evlilik ya da metres ilişkisidir.

Ailenin önemini genelde serveti kaybettikten sonra anlarlar.

Yahudilerde aile birliği ve dirliği esastır. Aile huzuru önemlidir. Aile içi çatışmalardan kaçınılır. Sorunlar yaşanmaz mı? Mutlaka yaşanır. Ama çözülmesi için aile üyeleri elinden geleni yapar. Türklerde ise servet oluşmaya başladıktan sonra aile içi gerginlikler artar. Kim kime dum duma psikolojisine girilir. Sen yaptın, ben yaptım tartışmasına girilir, ben olmasam bu işletme batar egosuna kapılırlar. Aile içi savaşlar servetin bitmesine neden olur.

Yahudiler tüm anlaşmaları yazılı olarak yaparlar. Sözleşmeye önem verirler. Sözleşme işin parçasıdır. Türklerde ise her şey güvene dayalıdır. Sözleşme istemek karşısındakine hakaret olarak kabul edilir. Durumun özeti 80 yaşın üstündeki bir avukata atfedilen şu sözü hatırlayın: Yaklaşık 60 yıla yakın meslek hayatımda baktığım davaların yüzde 90'ından fazlası güvene ve güvene dayalı ilişkilerden kaynaklanıyordu.

Yahudiler bir işi araştırırken olumlu ve olumsuz tüm yönlerini didik didik incelerler. Öncelikle olumsuz yönlerine dikkat kesilirler. Matematiksel düşünceden hiç ayrılmazlar. Kesin kazancı görmeden kolları sıvamazlar.

Türkler ise bir işe inanmaları yeterlidir. İnandıktan sonra işin hep olumlu taraflarını düşünürler. Olumsuz taraflarını söyleyenleri sevmezler.

Yahudilerde tasarruf kültürü vardır. Günlük, aylık veya yıllık kazancın belirli bir kısmını "yedek akçe" olarak ayırırlar. Türkler geçmişte tasarrufa önem verirdi. Tencere pişirip kapağında yedi. 1980 sonrasında tasarruf kültürünü bir yana bıraktı. Şimdilerde borçla yaşıyorlar.

Yahudiler girecekleri işlerde başkalarının deneyimlerine önem verirler. Başkalarının deneyimlerini önemserler. Kendilerine ders çıkartırlar. Türkler ise deneme yanılma yöntemiyle öğrenirler. Bir şeyi anlamaları için illa ki damdan düşmeleri gerekir. Damdan düşmeden öğrenmeyi bilmezler.

Yahudilerde dayanışma kültürü vardır. İş yaparken birbirleriyle dayanışma içindedirler. Birbirlerine el verirler. Ticarette birlik ve beraberlik içinde hareket ederler.

Türklerde ise dayanışma yerine savaş vardır. Birbirlerinin kuyusunu kazmaya meraklıdırlar. Hasetle hareket ederler. Başarana çamur atarlar. Başaranın tepesi üstü çakılması için elinden geleni yaparlar.

Tüm bu farklılıklardan dolayı ülkemizde en uzun süredir faaliyetine devam eden ilk on şirket arasında Türk şirketi bulunmamaktadır. Bu bakanlık istatistikleri ile sabittir. Yine bu istatistikler ile sabit olan diğer bir konuda Türkiye’de kurulan şirketlerin yüzde altmışının ömrü beş yıldan az.

Evet sevgili dostlar, bu çalışmanın amacı bir milleti öne çıkarıp diğerini yermek değil. Uygulamadaki ekonomik faaliyetlerin karşılaştırılmak doğruyu bulmak ve ders çıkarmaktır. Yapılan tespitler ülkemiz insanının farkı çok iyi ortaya koymakta. Hem de açık şekilde, tarafsızca. Bu farlılıkları çoğaltmak da mümkün. Sizce farklılıklarımız olumlu mu? Sorunun cevabını ve değerlendirmesini sizlere bırakıyorum.  İstisnaların kaideyi bozmayacağı şerhini koymak isterim. Hepinize iyi haftalar….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.