Önümüzde ülkemizin yeni yüzyılına yön verecek yöneticilerimizin seçileceği bir seçim var. Yönetime aday olanlar da yapacaklarını, nasıl yapacaklarını ve kiminle yapacaklarını anlatan söylem ve vaatler içindeler. Bu vaatlerin içinin dolu olup olmadığı, inandırıcılığı ve neye rağmen yapılacağı, karşılığında ne verileceği çok önemli. Bu bağlamda millet ittifakını oluşturan ittifak ortaklarının söylemleri ve vaatlerinde aklıma takılan sorular sizinle paylaşmak istiyorum bu haftaki yazımda. Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Türk vatandaşlarının 3 ay içerisinde Avrupa’ya vizesiz seyahat edeceğini iddia etti. Bu iddia, Avrupa Birliği ile ne tür pazarlıklar yapıldığı sorusunu akla getirdi. AB, 2016’daki anlaşmada vize serbestisi için Türkiye’ye terörle mücadele politikasını değiştirmesi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıması şartını koşmuştu. AB’nin bu isteklerini kabul mu edecek? Yapacakları işler arasında MİT müsteşarını görevden alacakları da olduğu söyleniyor. Neden? MİT tarihinde en iyi dönemini yaşadığı için mi? Terör örgütüne ülke dışında yaptığı nokta operasyonlar ile ağır darbe vurduğu için mi? İttifak ortaklarından birisi Bayraktara dokunacaklarını söylüyor. Neden Acaba? Savunma sanayinde çok büyük işler yaptığı için, teröristlere inlerinden çıkarmadığı için mi? Yoksa Ermenistan Azerbaycan savaşında Ermenilerin hezimete uğramasında büyük rol oynadığı için mi? Seçim startı öncesi neden ABD ye gidildi? Danışmanları arasında İMF yanlısı ekonomistler ağırlıkta. ABD başkanın “ Türkiye de iktidar değişmeli. Bunun için muhalefete destek verilmeli” mesajının devamı mı ABD seyahati? Yoksa hamburger yemek için mi gidildi? Orada kimler ile görüşüldü? Zira ortadan kaybolunan uzunca bir süre var bu seyahatte. Yurt dışında asker bulundurma teskeresine “HAYIR” oyu veren CHP ülkemizin bekası, terör ile mücadele konularında tekrar bu konu gündeme geldiğinde ne yapacak? HDP ye bu konuda ne sözler verildi? Verilen sözler var ki HDP yöneticileri bunların açıklanmasını istiyor. PKK neden Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıkladı? Masadan “ kumar masasında olamam” diye kalkan ittifak parti lideri tekrar masaya dönünce aynı masaya dönmüş olmuyor mu? Aynı faaliyet içine girmiş olmuyor mu? Hapisteki terör destekçileri ile KYK kapsamındaki hainleri hapisten çıkaracağına ilişkin beyanları var Kılıçdaroğlu’nun. Bir miting de “ Selahaddin Demirtaş’ın hapisten çıkmasını istiyorsanız bana oy verin” beyanına ne demeli?  Ki o bölücü terör destekleyici kişi için devletin savcıları tarafından sadece kobani olayları için birkaç defa ağırlaştırılmış mühebbet hapis talep edilmekte. Temel amaçları aynı olmayan bir çok oluşum ittifak kisvesi altında bir araya gelmiş durumda. Dindarından dinsizine, vatanseverinden terör sözcüsüne- destekçisine, sağcısından solcusuna, liberalinden devletçisine hainine kozmopolit kişilerden oluşmakta millet ittifakı. Bu kadar karmaşık görüş ve amaca sahip bir ittifakın ülke yönetiminde, ülkenin bekasında, ülkenin güzel günlere getirilmesinde başarılı olabileceğine kim inanır. "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun" olgusu dışında başka bir ortaklıkları görünmemekte. Ülkenin yeni yüzyılı bu oluşuma emanet edilebilir mi? Milletvekili listeleri açıklandı. Toplamda yüzde bir civarında oya sahip partiler CHP listelerinde yetmişin üzerinde milletvekili adayı payı aldı. Bu kadar küçük bir oy için parti teşkilatını küstürmeye,  birçok istifalar hatta açıklama yapamamaya değer mi? Tüm bu yaşananların amacı tıpkı ABD, Avrupa Birliği ülkelerinin olduğu gibi sadece "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun" mu? Sevgili dostlar son tahlilde bu soruların cevapları çok önemli. Türkiye’nin yeni yüzyılını emanet edeceklerimizin tespitinde bu sorular dikkate alınmalı. Bu konuda hepimizin dini, ahlaki, milli ve vicdani bir sorumluluğumuz var. Yüz yıl sonra bu ülke enerji, savunma sanayi, otomobil, uzay teknolojileri gibi birçok konuda tarih yazılırken, bundan rahatsız olan ABD, Fransa, İngiltere özellikle PKK politikalarına hizmet edilmemeli. Hepinize iyi haftalar…