Türk Musikisi’nin en değerli bestekarlarından ve okuyucularından olan Münir Nurettin Selçuk 1900 yılında İstanbul Sarıyer’de dünyaya gelmiştir. Babası Mülga Daire-i Sadaret Amiri, Divan-ı Hümayun muavini ve  Darülfünün İlahiyat Şubesi muallimlerinden Mehmed Nuri Bey, annesi Kütahya’nın Germiyan Hacı Ali Paşa ve eski Sadrazamlardan Abdurrahman Nureddin Paşa’nın soyundan Fatma Hanife Hanım’dır. Kütahya, Selçuklu ve Germiyanoğulları’nın önemli şehirlerinden olması sebebiyle; Soyadı Kanunu çıktığında “Selçuk”  soy adını almıştır. Musıkiye kabiliyeti, merakı ve çok güzel olan sesi ile daha küçük yaşta başta babasının ve çevresinin dikkatini çekmiş ve kendisine nazari ve ameli müzik dersleri verilmiştir.                İlk olarak devrinin meşhur musiki üstadlarından Yeniköylü Hasan Efendi’nin yetiştirdiği Ethem Bey’in Kadıköyü’nde  açtığı Dar-ül Fevzi Musiki Okulu’na on beş yaşında girmiş ve üç sene devam ederek ilk tahsiline burada başlamış, hanendelerinden biri olduğu bu topluluğun konserlerine çıkmıştır. Bu ilk başlangıcı, daha büyük musıki otoritelerinin himmetleri takip etmiş ve Rauf Yekta Bey’in aracılığı ile Zekai Dede Efendi zade Hafız Ahmet Bey’den çok büyük musiki  eserlerini mesk etmek ve bilgisini artırma fırsatı bulmuştur.  Gerek dini ve gerekse Klasik Türk Musikisi’nde birer abide şahsiyet olan bu iki zatın, meşk suretiyle o günlere kadar gelen tarihi şaheserleri notaya alarak bu günlere gelmesini te’min etmeleri, gerçekten musikimiz için paha biçilmez bir hizmet olmuştur.                Dünya Müzik çevrelerinde  de büyük ilgi görmüş olan sanatçı, 27 Nisan 1981’de evinde  vefat etmiştir. Kabir Aşiyan Mezarlığı’ndadır.                Bir sohbet esnasında Kütahya’lı olduğunu duymamız üzerine bunun doğruluk derecesini sorulduğunda; kendisinin anne tarafından Kütahyalı olduğunu söylemiştir. İlgili kaynakta Paşaların Bekir Bey’in (nam-ı diğer Ergen Bekir Bey) dayısı olduğunu da anlatmıştı.  Türk-İslam  san’at ve kültürüne hizmeti geçen ve bizi biz yapan değerleri n bu günkü kuşaklara aktarılması emeği geçen bütün büyüklerimizi rahmetle ve anıyor ve Cenab-ı Hakk’ın mağfiyet deryasına gark olmalarını niyaz ediyoruz. Mustafa Uysal Araştırmacı- Yazar Kaynakça: KÜTAHYA’DA SON OSMANLILAR M. MUSTAFA KALYON Sayfa: 157-158-159