Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
Köşe Yazarı
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
 

Kütahya’da Tarihe Yön Verecek Hatıralar

          Tevhid-i Tedrisat Kanunu Anında Bölcek Köyünde Yaşanan Bir Anı Bölcek Köyü’nün Büyük Zatları Köy İmamı Olarak Tutarak Sahip Çıkması           1925’te Tekke ve Zaviyelerin kapanması ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkması ile resmi bir kurumda görev alamayan değerli alimler, geçim sıkıntısı çekiyor ve ailelerin nafakasını çıkartmak için köy imamlığı yapmak zorunda kalıyorlardı. Eskiden, değil köylere imam atamak; şehirlerdeki din görevlileri bile (Hademe-i Hayrat) diye Vakıflardan maaş alıyorlardı. Memur statüsünde olmadıkları için emekli olamıyorlardı ve diğer memurların ücretinin yarısını alıyorlardı. Bunun için pek çok hafız ve ilim sahibi, imam ve müezzin olmaktan vazgeçerek öğretmen ve memur oluyordu. İşte böyle sıkıntılı günlerde değerli ilim adamlarını yüksek ücrete karşılayacak bir şekilde Bölcek Köyü sahip çıkmıştır. O zaman köy imamları Ağustos ayında harman kaldırıldığı anda Köy İhtiyar Heyeti ile kaç kile buğdaya anlaştı ise onu alır ve görevini tamamlamış olurdu. Köyün zenginliğine ve İlim Adamlarına verdiği değere göreve göre bu ücret 30-40 kileden başlar ve mesela 100 kileye kadar çıkardı. Ayrıca hoca köyün çocuklarını Kur’an okumayı ve dini bilgileri okutarak her hafta Perşembe günü “Peşembelik” diye çocukların haftalıkları ile de günlük geçimini sağlardı. İşte bu devirde güç durumda kalan ilim adamlarının bir kısmına Bölcek Köyü sahip çıkmıştır. Bu kadirşinaslığı bu günkü nesle ve gelecek kuşaklara anlatılması gerekliliğini ilgili kaynaktan aynen aktarıyorum.           Müftü Hafız İbrahim Efendi askerden gelince Bölcek Camii’ne imam oluyor.(1931-1932) Bu da hatıranın ilk mezunu ile hikayenin ilgili kısmı da olsa bu konuda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bölcek’li Hafız Hüseyin Kahraman’dan alınan bilgiye göre bu köye gelen Mehmet Emin Kutlu Bey hakkında bilgi verilmiş ve hayatı hakkında önemli hususlarda bahsedilmiştir. Mehmet Emin Kutlu Bey, Sultan II. Abdülhamid’ın Sır Katibi imiş ve tutuklanmış. Sonra onun ilim ve faziletini gören görevli tarafından kaçırılarak ilk önce Doğaslan Köyü ve cezaevi kaçağı olarak şehre geldiği söylenmesine tam ilgili kaynakta net ifade edilerek kesin belge bulunmamaktadır. Orada Bölcek Köyü’nün değerli ilim adamlarını imam olarak tuttuğunu öğrenerek köye geliyor ve yatsı namazından sonra camide vaaz veriyor. Köy İhtiyar Heyeti ilminin yüksekliğini görerek imam olarak tutuyor. 1934’ten 1939’a kadar bu vazifesini sürdürüyor. Hüseyin Kahraman, “Ben o zatta okuyarak 1936’da hafız oldum.” diyor. Mehmet Emin Kutlu ‘nun vefatı ile;           Zade oğlu Halid Efendi 1939 yılında köy imamlığına başlıyor. Daha sonra Hafız Halit Afşarünal Hoca ile devam ettirilmiştir. Kütahyalıların “Sarı Hoca” diye bildiği Mehmet Ruhi Turan olduğunun bilgisine de Hacı Hafız Hüseyin Kahraman kaynakçada isimli kişiden bilgi aldığını belirtmiştir.           Kütahya için önemli bir anı olsa da din adamı ve imamlık konusu geçtiği bu konuda yıkılan ve savaşı kaybeden bir olan Osmanlı Devleti’nin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuralları ve yasaları büyük sorun yaşandığı aşikar olup “İslam Halifeliği”’de aynı anlarda kaldırılmış. Eğitim de Latin harfleri geçilmiş ve Arapça öğretimi kaldırılınca bu konu da ilim alan din adamları Devlete bağlılığına göre memur edilmiş eğer Devlete bağlı değilse de hiç önemli konuma atanmamıştır. Tarihte Kütahya şehri çok büyük Osmanlı Devleti’nin Beylerbeyliği konumundaydı. Türkiye Cumhuriyeti’nde aynı nokta da olması için yine devlete bağlılığı göstermelidir. Çünkü suç unsuru ve yakalanma, padişah önemli emir kulu gibi ibareler olsa da Kurtuluş Savaşı Kütahya Başkomutanlık Meydan Savaşı kazanıldığı Dumlupınar’da kazanılmıştır. Nice yiğitler şehit olmuş nice yiğitlerde gazi olmuştur. O yüzden bu anı ve resmi kaynağa geçen her anının veyahut hatıraların tek tek araştırarak film yapılmış objektif bakış açısında Kurtuluş Dönemi hakkında kesin ve net bilgi vermek ile mümkün olabilir. Mustafa UYSAL Araştırmacı-Yazar Kaynakça: Kütahya’da Son Osmanlılar Sayfa: 147-148-149
Ekleme Tarihi: 25 Aralık 2021 - Cumartesi
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi

Kütahya’da Tarihe Yön Verecek Hatıralar

          Tevhid-i Tedrisat Kanunu Anında Bölcek Köyünde Yaşanan Bir Anı

Bölcek Köyü’nün Büyük Zatları Köy İmamı Olarak Tutarak Sahip Çıkması

          1925’te Tekke ve Zaviyelerin kapanması ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkması ile resmi bir kurumda görev alamayan değerli alimler, geçim sıkıntısı çekiyor ve ailelerin nafakasını çıkartmak için köy imamlığı yapmak zorunda kalıyorlardı. Eskiden, değil köylere imam atamak; şehirlerdeki din görevlileri bile (Hademe-i Hayrat) diye Vakıflardan maaş alıyorlardı. Memur statüsünde olmadıkları için emekli olamıyorlardı ve diğer memurların ücretinin yarısını alıyorlardı. Bunun için pek çok hafız ve ilim sahibi, imam ve müezzin olmaktan vazgeçerek öğretmen ve memur oluyordu. İşte böyle sıkıntılı günlerde değerli ilim adamlarını yüksek ücrete karşılayacak bir şekilde Bölcek Köyü sahip çıkmıştır. O zaman köy imamları Ağustos ayında harman kaldırıldığı anda Köy İhtiyar Heyeti ile kaç kile buğdaya anlaştı ise onu alır ve görevini tamamlamış olurdu. Köyün zenginliğine ve İlim Adamlarına verdiği değere göreve göre bu ücret 30-40 kileden başlar ve mesela 100 kileye kadar çıkardı. Ayrıca hoca köyün çocuklarını Kur’an okumayı ve dini bilgileri okutarak her hafta Perşembe günü “Peşembelik” diye çocukların haftalıkları ile de günlük geçimini sağlardı. İşte bu devirde güç durumda kalan ilim adamlarının bir kısmına Bölcek Köyü sahip çıkmıştır. Bu kadirşinaslığı bu günkü nesle ve gelecek kuşaklara anlatılması gerekliliğini ilgili kaynaktan aynen aktarıyorum.

          Müftü Hafız İbrahim Efendi askerden gelince Bölcek Camii’ne imam oluyor.(1931-1932) Bu da hatıranın ilk mezunu ile hikayenin ilgili kısmı da olsa bu konuda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bölcek’li Hafız Hüseyin Kahraman’dan alınan bilgiye göre bu köye gelen Mehmet Emin Kutlu Bey hakkında bilgi verilmiş ve hayatı hakkında önemli hususlarda bahsedilmiştir. Mehmet Emin Kutlu Bey, Sultan II. Abdülhamid’ın Sır Katibi imiş ve tutuklanmış. Sonra onun ilim ve faziletini gören görevli tarafından kaçırılarak ilk önce Doğaslan Köyü ve cezaevi kaçağı olarak şehre geldiği söylenmesine tam ilgili kaynakta net ifade edilerek kesin belge bulunmamaktadır. Orada Bölcek Köyü’nün değerli ilim adamlarını imam olarak tuttuğunu öğrenerek köye geliyor ve yatsı namazından sonra camide vaaz veriyor. Köy İhtiyar Heyeti ilminin yüksekliğini görerek imam olarak tutuyor. 1934’ten 1939’a kadar bu vazifesini sürdürüyor. Hüseyin Kahraman, “Ben o zatta okuyarak 1936’da hafız oldum.” diyor. Mehmet Emin Kutlu ‘nun vefatı ile;

          Zade oğlu Halid Efendi 1939 yılında köy imamlığına başlıyor. Daha sonra Hafız Halit Afşarünal Hoca ile devam ettirilmiştir. Kütahyalıların “Sarı Hoca” diye bildiği Mehmet Ruhi Turan olduğunun bilgisine de Hacı Hafız Hüseyin Kahraman kaynakçada isimli kişiden bilgi aldığını belirtmiştir.

          Kütahya için önemli bir anı olsa da din adamı ve imamlık konusu geçtiği bu konuda yıkılan ve savaşı kaybeden bir olan Osmanlı Devleti’nin yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuralları ve yasaları büyük sorun yaşandığı aşikar olup “İslam Halifeliği”’de aynı anlarda kaldırılmış. Eğitim de Latin harfleri geçilmiş ve Arapça öğretimi kaldırılınca bu konu da ilim alan din adamları Devlete bağlılığına göre memur edilmiş eğer Devlete bağlı değilse de hiç önemli konuma atanmamıştır. Tarihte Kütahya şehri çok büyük Osmanlı Devleti’nin Beylerbeyliği konumundaydı. Türkiye Cumhuriyeti’nde aynı nokta da olması için yine devlete bağlılığı göstermelidir. Çünkü suç unsuru ve yakalanma, padişah önemli emir kulu gibi ibareler olsa da Kurtuluş Savaşı Kütahya Başkomutanlık Meydan Savaşı kazanıldığı Dumlupınar’da kazanılmıştır. Nice yiğitler şehit olmuş nice yiğitlerde gazi olmuştur. O yüzden bu anı ve resmi kaynağa geçen her anının veyahut hatıraların tek tek araştırarak film yapılmış objektif bakış açısında Kurtuluş Dönemi hakkında kesin ve net bilgi vermek ile mümkün olabilir.

Mustafa UYSAL

Araştırmacı-Yazar

Kaynakça: Kütahya’da Son Osmanlılar

Sayfa: 147-148-149

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.