Hüdayim GÜLER - Dostça
Köşe Yazarı
Hüdayim GÜLER - Dostça
 

SUÇLU BİZ MİYİZ...???

İç gündemde en önemli sorun asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılacak zam. Milyonlarca çalışan ve emeklinin gözü kulağı hükümetin açıklayacağı zamlarda. Her ne kadar her zaman olduğu gibi Hükümet asgari ücretliyi ve emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz dese de bunun hiç de böyle olmayacağı hepimiz bal gibi biliyoruz. Nerden mi biliyoruz elbette geçmişten aynı klasik cümleler geçmişte de kullanılmadı mı? Sivil toplum kuruluşlarının ve sendikaların açıkladığı Açlık sınırı rakamlarının yanından bile geçmeyecek olan açıklamaları şimdiden duyar gibiyim. Tüm imkânlarımızı sonuna kadar kullandık... Verilmesi gereken en iyi rakamları verdik... Her zaman olduğu gibi çalışan işçimizi ve emeklimizi enflasyona ezdirmedik..... Bu cümleleri duya duya ezilmedik mi....bunları duya duya açlık sınırının altında kalmadık mı? Ortaya sürülen, daha fazla verilmemesinin birçok nedeninin sorumlusu her ne hikmet ise hep fatura çalışan ve emeklilere kesildi. Şimdi bu durumda düşünülmesi gereken noktaları ve kafamızdaki soru işaretlerini sıralayalım.. - Bazı siyasi partiler, sendikalar ve STK'lar asgari ücretin en düşük olanının 28 ile 35 bin lira olmasını istiyor. Daha fazlasını isteyenlerde var da biz en düşüğünü baz alalım... Şimdi hükümet bu en düşük şekliyle yani 28-35 bin liranın altında bir ücret verirse ne yapacaksınız....??? ( Benim tahminim 23-25 bin TL arasındadır ) Sendikalar grev kararı mı alacaksınız..? Siyasi partiler nasıl bir yaptırım uygulamayı düşünüyorsunuz.. ?? Bunları kamuoyuna açıklamak zorundasınız... Peki, Hükümetin istenen zammı yapmamasının, yapamamasının sebebi ne? Çalışana ve emekliye nefes alacak zammı vermemesinin sebebi nedir...? 600 Milletvekili en yüksek maaşı alsın diye mi bize zammı az yaptınız...?? Birçok Kamu kuruluşunda, İdare kurullarında ve yönetimlerinden birden çok yerlerden maaş alasınız diye mi çalışanın ve emeklinin maaşını düşük tuttunuz...?? İtibardan tasarruf olmaz diyerek mi ?... Emekli ve çalışanların maaşlarını yoksulluk sınırının altında ilan ettiniz... Bizim paramızı bize verirken kılı kırk yardınız... Bizim paramızı kendinize harcarken bonkör oldunuz. Bütçe açığından söz ederek... Enflasyondan söz ederek... İtibardan dem vurarak. Açlık sınırına mahkûm ettiğiniz asgari ücretli ve emekli olarak tüm bu olumsuzlukların sebebi... Müsebbibi. Emekli ve çalışanlar mı...??? KDV başta olmak üzere dolaylı vergi oranlarını istediğiniz oranlara çıkarttınız gıkımız çıkmadı... Yeniden değerleme oranı dediniz ve her türlü yapılacak resmi anlaşma ve işlemlere bize yapılan zamdan daha fazlasını yaptınız gıkımız çıkmadı... Petrole.. Elektriğe.... Doğalgaza...Alkole.. Sigaraya istediğiniz zammı yaptınız gıkımız çıkmadı... Hiç bir zamma ve artışa sesimiz çıkmadan kabul ettik. Ne istediniz de vermedik...!! Hiç birine gıkımız çıkmadı.... Tüm bunlara karşılık biz ne istedik....??? İnsanca yaşam hakkı... Emeğimizin karşılığını... Alın terimizin bedelini... Sosyal Devlet olmanın gereğini istedik. Enflasyonu istenilen düzeyde tutamadınız... İthalat, ihracat dengesini kuramadınız.... Milli paramızın değerini koruyamadınız... Daha buna benzer birçok konuda başarılı olamadınız ama kendinizden hiç ödün vermediniz.... Ama çalışan ve emekliye zam yaparken sineğin ayağındaki yağı hesap ederek açlığa mahkûm ettiniz... Sahi sizin tüm bu başarısızlığınızın ve beceriksizliğinizin.... Suçu bizim mi... suçlu BİZ MİYİZ...???
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2024 - Perşembe
Hüdayim GÜLER - Dostça

SUÇLU BİZ MİYİZ...???

İç gündemde en önemli sorun asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılacak zam. Milyonlarca çalışan ve emeklinin gözü kulağı hükümetin açıklayacağı zamlarda. Her ne kadar her zaman olduğu gibi Hükümet asgari ücretliyi ve emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz dese de bunun hiç de böyle olmayacağı hepimiz bal gibi biliyoruz. Nerden mi biliyoruz elbette geçmişten aynı klasik cümleler geçmişte de kullanılmadı mı?

Sivil toplum kuruluşlarının ve sendikaların açıkladığı Açlık sınırı rakamlarının yanından bile geçmeyecek olan açıklamaları şimdiden duyar gibiyim. Tüm imkânlarımızı sonuna kadar kullandık... Verilmesi gereken en iyi rakamları verdik... Her zaman olduğu gibi çalışan işçimizi ve emeklimizi enflasyona ezdirmedik.....

Bu cümleleri duya duya ezilmedik mi....bunları duya duya açlık sınırının altında kalmadık mı? Ortaya sürülen, daha fazla verilmemesinin birçok nedeninin sorumlusu her ne hikmet ise hep fatura çalışan ve emeklilere kesildi. Şimdi bu durumda düşünülmesi gereken noktaları ve kafamızdaki soru işaretlerini sıralayalım..

- Bazı siyasi partiler, sendikalar ve STK'lar asgari ücretin en düşük olanının 28 ile 35 bin lira olmasını istiyor. Daha fazlasını isteyenlerde var da biz en düşüğünü baz alalım... Şimdi hükümet bu en düşük şekliyle yani 28-35 bin liranın altında bir ücret verirse ne yapacaksınız....??? ( Benim tahminim 23-25 bin TL arasındadır ) Sendikalar grev kararı mı alacaksınız..? Siyasi partiler nasıl bir yaptırım uygulamayı düşünüyorsunuz.. ?? Bunları kamuoyuna açıklamak zorundasınız... Peki, Hükümetin istenen zammı yapmamasının, yapamamasının sebebi ne? Çalışana ve emekliye nefes alacak zammı vermemesinin sebebi nedir...? 600 Milletvekili en yüksek maaşı alsın diye mi bize zammı az yaptınız...?? Birçok Kamu kuruluşunda, İdare kurullarında ve yönetimlerinden birden çok yerlerden maaş alasınız diye mi çalışanın ve emeklinin maaşını düşük tuttunuz...?? İtibardan tasarruf olmaz diyerek mi ?...

Emekli ve çalışanların maaşlarını yoksulluk sınırının altında ilan ettiniz... Bizim paramızı bize verirken kılı kırk yardınız... Bizim paramızı kendinize harcarken bonkör oldunuz. Bütçe açığından söz ederek... Enflasyondan söz ederek... İtibardan dem vurarak. Açlık sınırına mahkûm ettiğiniz asgari ücretli ve emekli olarak tüm bu olumsuzlukların sebebi... Müsebbibi. Emekli ve çalışanlar mı...???

KDV başta olmak üzere dolaylı vergi oranlarını istediğiniz oranlara çıkarttınız gıkımız çıkmadı... Yeniden değerleme oranı dediniz ve her türlü yapılacak resmi anlaşma ve işlemlere bize yapılan zamdan daha fazlasını yaptınız gıkımız çıkmadı... Petrole.. Elektriğe.... Doğalgaza...Alkole.. Sigaraya istediğiniz zammı yaptınız gıkımız çıkmadı... Hiç bir zamma ve artışa sesimiz çıkmadan kabul ettik. Ne istediniz de vermedik...!! Hiç birine gıkımız çıkmadı....

Tüm bunlara karşılık biz ne istedik....??? İnsanca yaşam hakkı... Emeğimizin karşılığını... Alın terimizin bedelini... Sosyal Devlet olmanın gereğini istedik. Enflasyonu istenilen düzeyde tutamadınız... İthalat, ihracat dengesini kuramadınız.... Milli paramızın değerini koruyamadınız... Daha buna benzer birçok konuda başarılı olamadınız ama kendinizden hiç ödün vermediniz.... Ama çalışan ve emekliye zam yaparken sineğin ayağındaki yağı hesap ederek açlığa mahkûm ettiniz... Sahi sizin tüm bu başarısızlığınızın ve beceriksizliğinizin.... Suçu bizim mi... suçlu BİZ MİYİZ...???

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.