Hüdayim GÜLER - Dostça
Köşe Yazarı
Hüdayim GÜLER - Dostça
 

İnsanca Yaşamak !...

Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. Öğrencilerine dönüp, “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar..?” diye sormuş. Öğrencilerden biri, “Çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş, “Ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız...? O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken, niye bağırırız..?” diye tekrar sormuş. Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış. “İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.” Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur..? Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur..? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar. Çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.” Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: “Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.” BİR DÜŞÜNELİM... Birine kızdığımızda burnuna kadar sokulur, avazımız çıktığı kadar bağırırız.. Her olumsuz konuya bağırarak cevap verir tepki gösteririz.. Bağırdığımız zaman daha çok haklı, karşımızdakini "ezdik" sanırız. Oysa sakin olmak, konuyu anlatmak ve anlamak daha güzel değil mi? Anlaşmak, orta yolu bulmak, haksız olan haklıdan özür dileyerek olgunluk göstermek en güzel yol ve hareket değil midir? Şu yaşadığımız günlerde bir kez daha anladım ki Dünya Herkese yetecek ve yaşayacak kadar güzel ve büyük önemli olan yaşamasını bilmek. Ama nasıl yaşamak... Onurlu.. Gururlu.. Kısacası insani duygularımızı kaybetmeden...İNSANCA YAŞAMAK.. HAYIRLI RAMAZANLAR DİLERİM...
Ekleme Tarihi: 27 Nisan 2021 - Salı
Hüdayim GÜLER - Dostça

İnsanca Yaşamak !...

Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş.

Öğrencilerine dönüp, “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar..?” diye sormuş.

Öğrencilerden biri, “Çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş, “Ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız...?

O kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken, niye bağırırız..?” diye tekrar sormuş.

Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış.

“İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.”

Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur..?

Birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır.

Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur..?

Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar. Çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.”

Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş:

“Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.”

BİR DÜŞÜNELİM...

Birine kızdığımızda burnuna kadar sokulur, avazımız çıktığı kadar bağırırız.. Her olumsuz konuya bağırarak cevap verir tepki gösteririz.. Bağırdığımız zaman daha çok haklı, karşımızdakini "ezdik" sanırız.

Oysa sakin olmak, konuyu anlatmak ve anlamak daha güzel değil mi? Anlaşmak, orta yolu bulmak, haksız olan haklıdan özür dileyerek olgunluk göstermek en güzel yol ve hareket değil midir?

Şu yaşadığımız günlerde bir kez daha anladım ki Dünya Herkese yetecek ve yaşayacak kadar güzel ve büyük önemli olan yaşamasını bilmek. Ama nasıl yaşamak... Onurlu.. Gururlu.. Kısacası insani duygularımızı kaybetmeden...İNSANCA YAŞAMAK..

HAYIRLI RAMAZANLAR DİLERİM...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.