Bir Bektaşi yağmurlu bir günde yol üzerindeki bir hana gelmiş. "Kalacak yerin var mı hancı" diye sormuş..? Hancı "Büyükçe bir oda var, 4 kişilik, 3 tane Hacı kalıyor, bir yatak boş bir soralım belki kalmana razı olurlar" demiş. Sormuşlar, hacılar da kabul etmiş. Akşam yemekler yenmiş, sıra tatlıya gelmiş. Hancı bir tepsi baklava getirmiş. Bektaşi ve diğer 3 hacı baklavaya uzanmış, hancı baklavayı geri çekmiş. "Şimdi odaya çıkın ve yatın, gece kim hayırlı bir rüya görürse baklavayı o yesin" demiş.. Sabah kalkmışlar hepsi bir araya toplanmış. Hancı sırayla sormuş.. Birinci hacı..; - Ben rüyamda Kabe'ye gittim, kutsal yerleri gördüm, dualar ettim, en hayırlı rüyayı ben gördüm" demiş. İkinci hacı..; - Ben rüyamda gökyüzüne çıktım, meleklerle namaz kıldım sonra beni yeryüzüne indirdiler, en hayırlı rüya benim" demiş. Üçüncü hacı..; - Ben rüyamda arş-ı alaya çıktım, namazlar kıldım dualar ettim, en hayırlı rüya benimki" demiş. Hancı Bektaşiye dönmüş "sen ne gördün..?" Anlat bakalım demiş. Bektaşi..; - " GECE UYANDIM, BAKTIM Kİ SİZLER YOKSUNUZ, GİTMİŞSİNİZDİR DİYE BAKLAVAYI YEDİM, YATTIM." demiş.. SÖZÜN ÖZÜ...; 14 Mayıs da yapılacak olan seçimlere sayılı günler kala, siyasi partilerin aday olan milletvekilleri basmadık yer, çalmadık kapı bırakmamak sloganı ile son sürat propaganda çalışmalarına devam ediyorlar. Hangi siyasi parti yetkilisine sorsanız, biz şu kadar Milletvekili çıkartırız diyerek bol keseden konuşmalar almış başını gidiyor... Böyle olması normal tabi ki .. Kim der ki yoğurdum kara. Elbet de herkes ben İyiyim, biz iyiyiz diyecek.. Tüm bu söylemler, kapı kapı dolaşmalar, hak hatır sormalar, gönül almalar, vaatlerde bulunmalar hep seçmenleri etkilemek ve oylarına talip olmak için yapılan çalışmalar. Her siyasi parti çıkardığı adayların seçmen üzerindeki etkisini arttırmak amacıyla yaptığı tüm çalışmaların semeresini 14 Mayıs günü akşamı hayırlısı ile görecek. Çıkacak her sonuç Milli iradenin takdiridir. Demokrasinin gereği olan sonuçtur.. Yukarıda bahsettiğim hikaye misali bu yarış, rüyalara göre hareket edenler ve kendilerini rüya aleminde görenlerin değil, olduğu gibi görünüp, doğru, dürüst, liyakat sahibi olup, bunu en iyi sahaya yansıtarak tatlıyı yiyenlerin zaferi ile sonuçlanacaktır... Bütün mesele seçmenlerin tatlıyı kime yedireceğine karar vermesidir...  Ve en doğru kararı vereceğine de inancımız sonsuzdur...