Bilim ve teknoloji ilerledikçe bildiklerimizi yeniden ve yeni yöntemlerle test ettik ve sonuçlar her seferinde değişti. İleri teknoloji incelemeleri Güneşin tanınmasında da kullanıldı. Bu yeni tespitler ise dünyada birçok alanda,  bazen insanlığın refahında bazen de savaş teknolojilerinde kullanılmakta. 1900’lü yılların başında güneşin verdiği enerjinin kaynağına yönelik yapılan araştırmalarda Madam Curie nükleer fiziği keşfetti ve bu sayede Güneş’in yakıtının aslında termonükleer reaksiyonlar olduğu keşfedildi. Nükleer enerji hayatımızın kolaylaştırılması adına kullanılmaya başladı. Aynı zamanda ikinci Dünya Savaşı da atom bombasıyla sonlandırıldı. Daha sonra nükleer enerjisi ve bombası olan ülkeler Dünya’da söz sahibi oldu ve olmayanlar geride kaldılar. Bilim insanlarının yüzlerce teleskop yıllarca Güneş’i gözledi ve Güneş hakkında inanılmaz bilgilere sahip oldu. Bu bilgiler insan mantığının ancak hayal edebileceği cinsten. Aynı zamanda yüce yaratanın varlığının ve büyüklüğünün tartışmasızlığının en büyük delillerinden. Şöyle ki; güneş kütle olarak Dünya’nın tam 330 bin katı, hacim olarak 1 milyon 300 bin katı büyüklükte. Güneş sistemindeki bütün gezegenler, uydular ve göktaşları hesaba katıldığında, Güneş bütün kütlelerin 99.86 ına sahip. Geriye kalan 0.14’lük kütlenin büyük bir kısmı Jüpiter’e, kalanı da diğer gezegenlere ait. Hal böyle olunca Dünyamız Güneş’in büyüklüğü karşısında yok denecek kadar küçük. Yani miyarlarca insanın yaşadığı dünyamız güneş sisteminde küçük bir nokta. Güneş’te her saniye 595 milyon ton hidrojen, 590 milyon ton helyuma dönüşüyor ve aradaki 5 milyon tonluk kütle her saniye ısı ve ışık olarak uzaya yayılıyor. Güneş’ten uzaya yayılan ısı ve ışık enerjisinin 2 milyarda biri Dünya’ya geliyor ve bu sayede hayat var oluyor. Bitkiler havadan karbondioksit alıp oksijen veriyor, sular buharlaşıp bulut oluşturup yağmur olarak yağıyor. İnsanlar Güneş ışınları altında yürüyüp hayatları ve kemikleri için çok önemli D vitamini üretiyorlar. Güneş ışığı altında yürümeyen ve hergün üç-beş dakika Güneş görmeyen insanlar sinirli, gergin ve stresli oluyor. Milyarlarca yıldır Dünyamıza hayat veren Güneş, insanların sürekli ilgisini çekmiş hatta ona tapanlar bile olmuş. Güneş hakkında yeterince bilgi toplamış olsak da çözemediğimiz çok yönü var. Güneş’te en çok merak edilen konu Korona tabakasındaki sıcaklık. Güneş’in yüzeyi 6000 °C. Yüzeyden uzaklaştıkça korona tabakasındaki sıcaklık artıyor ve sıcaklık 20 milyon dereceye kadar çıkıyor. Normal şartlar altında ısı kaynağından uzaklaştıkça sıcaklık azalır fakat Güneş’te bu tersine sıcaklık yükseliyor. Evet sevgili dostlar; doğduğunda hayatın başladığı, battığında ise başka bir yaşam şeklinin ortaya çıktığı güneş hala çözülmeyen sırlarla dolu. Onu tanıdığımızda da henüz tam olarak idrak edemediğimiz dünyamızın ne kadar basit, ne kadar küçük olduğu ortaya çıkıyor. Peki insan beyninin tam olarak çözemediği, ancak hayal edebileceği, hatasız olarak işleyen bu sistemin sahibine, yöneticisine inanmayanların durumuna ne demeli? Gerek dünyadaki birçok varlık ve olayların gerçekleşmesi, gerekse güneşin işleyişi, sitemdeki diğer yıldızların hareketleri yüce yaratanın birer nişanesi, varlığının ve birliğinin delili. Rabbimi bizleri inanlardan olma yolunda daim eylesin, insanca yaşayan, insanlığa faydalı olan ve razı olduğu kullarından eylesin. Hepinize iyi haftalar…