Hani bir sözümüz vardır.''Taşları bağlamışlar, köpekleri salıvermişler'' diye hatırladınız mı?
Ben bu sözü Allah var atalar sözü bilirdim. Biraz araştırdım bir çok rivayet ve hikaye var bu söz hakkında. Kimisi Nasrettin Hoca'ya bağlamış, kimisi bir rivayete göre diye anlatılmış.
Her neyse, ama bu söz bu günkü Kütahya'mızın durumuna 'Çuk' oturuyor. Nasıl mı derseniz.... O kadar çok şikayet ve bir o kadar olay oluyor ki son zamanlarda inanılır gibi değil. Özellikle Akkent, Sultanbağı Mahalleleri ile Yeni TOKİ 1453 Konutlarının yerleşim alnında gün geçmiyor ki bir köpek vakası olmasın. Sokak köpeklerinin kendilerine saldırdıkları iddia edenler hatta yaralanmaya varan hadiseler ile korku filmi gibi yaşanan olaylar maalesef ayyuka çıkmış durumda.
Ağzı olup konuşanlar, Belediyeyi suçlayarak çare bulunmasını istemeyi hayvan haklarını koruduk sanıyorlar. İşin detayını bilmeyenler için en kolayı elbette bu tabi ki. Ama olay hiç de konuşulduğu ve söylendiği gibi değil...
Nasıl mı...?
Belediye yetkilileri 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu gereğince sahipsiz köpekleri hayvan barınağında tutamıyor.
Kanunla koruma altına alınan köpekler yasa gereğince rehabilitasyon işlemleri olan, acil müdahaleleri, tedavileri, gerekli işlem ve girişimleri ile üremelerinin önüne geçmek için kısırlaştırma operasyonlarını yaparak, barınma ve beslenme ihtiyaçlarını sağlayarak rehabilite edilen bu hayvanlardan uygun olanları tekrar alındıkları bölgelere bırakılmak zorunda.
Sokak köpekleri genelde belediye tarafından toplanarak hayvan barınağına konuyor ya da kısırlık aşısı yapılarak tekrar sokaklara salınıyor. Köpeklerin aşılanıp, aşılanmadığı ise kulaklarına takılan küpeler ile anlaşılıyor.
Belediyelerin sokak hayvanları konusundaki yetki ve sorumluluklarını merak edip baktım. Söz konusu kanunun (24.6.2004 tarih ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu) “Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması” başlıklı 6. Maddesi aynen şöyle demektedir. “Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakım evlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.” Başka bir deyişle sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, aşılanması ve rehabilite edilmelerinden sonra “alındıkları ortama” yani sokağa salıverilmeleri bir kanun hükmü.
Belediyelerin bu sokak hayvanlarını alıkoyma yetkileri yok. Bir sokakta başıboş sokak hayvanları ile karşılaşırsanız, belediyeyi boşuna suçlamayınız.
Köpekler sevimli hayvanlar. Belki köpek insana en yakın hayvan. Ama herkesin köpekleri sevmesini bekleyemeyiz. Bırakın sevmeyi bazı insanlarda yetişme biçimi veya yaşadıkları bir travma yüzünden köpek fobisi bile oluyor. Ben de köpekleri seven insan grubu içindeyim. Hatta bir dönem köpeğim ve sonra da köpeğimiz oldu. Ama ıssız bir sokakta başıboş bir köpekle veya bir köpek çetesi ile karşı karşıya kalırsam ben de paniğe kapılabilirim. Belki birçok insan da panik yapabilir. Eğer ısırılsam kuduz veya başka bir hastalık olmayacağımı bilmek beni rahatlatmıyor. Bu nedenle başıboş sokak köpeği sorunun bir şekilde çözülmesi gerekir. Örneğin, hayvan barınakları çoğaltılmalıdır. Sokaktaki köpeklerin bir kısmı heves edip köpek edinen, sonra bakamayacağını anlayıp onları sokağa salanlardan kaynaklanmaktadır. Köpeklerini sokağa salanlar da köpeğin barınaktaki masraflarına katılarak bunun bedelini ödemelidir. Her önüne gelen önce satın alarak sahiplendiği köpeği daha sonra bakamadığı ve hevesi geçtiği için sokağa bırakma veya salıverme gibi bir lüksü olmamalı. Bir an önce bu konuda tedbir alınabilmeli ve yasa ile yükümlülükler getirilmelidir.
Başı boş bırakılan bu sokak hayvanlarının insanlara saldırmalarının önüne geçilmeli, sevgi nefrete dönüşmemelidir.
Sokak hayvanlarına sağlanan haklar, onlardan korkan ve az da olsa sevmeyenlere de sağlanmalı ve insanların dışarıda gezme ve dolaşma özgülükleri de göz ardı edilmemelidir.
Kadın cinayetlerinin önlenememesi gibi, sokak hayvanlarının katliamı ya da insanların sokak hayvanları tarafından saldırıya uğramalarının önüne bir an önce geçilecek Yasalar kabul edilmelidir.
Yoksa, ne taşların bağlanıp köpeklerin salıverilmesi, ne de insanların katliamlarının önüne geçilmesi mümkün olmayabilir....!!!