Hüdayim GÜLER - Dostça
Köşe Yazarı
Hüdayim GÜLER - Dostça
 

Ne Başbakanlar Gördük...!!!

1989-1991 Tarihlerinde, Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Başbakanlığa Erzincan milletvekili Yıldırım Akbulut'u atadı. 47. dönem Başbakanı Yıldırım Akbulut, gündeme politikacılığından çok hakkındaki fıkralarla damga vurmuştu. "Yıldırım Akbulut bir gün" diye başlayan o kadar çok fıkralar anlatıldı ki. O zamanlar ve sonrası bu fıkralar dilden dile dolaşarak yüzümüzde hüzünle birlikte tatlı bir teşebbüs bıraktı. İşte o dönemin Başbakanı Sayın Yıldırım Akbulut hakkında anlatılan fıkralardan seçmeler...; -Yıldırım Akbulut, İngiltere ziyareti sırasında Margareth Thatcer tarafından ağırlanıyormuş. Londra caddelerinde fayton gezisine çıkmışlar. Derken faytonu çeken at gümbürtüyle gaz çıkarmış. Demir leydi, nezaketen özür dilemiş. Yıldırım Akbulut ise, "Hay Allah, ben de at yaptı sanmıştım" demiş. -Yıldırım Akbulut bir gün AKM gişesine gider ve gişedeki memura, "Beyefendi, iki bilet rica ediyorum" der. Memur gayrı ihtiyari, "Romeo ve Jülyet için mi efendim" diye sorar. Yıldırım Akbulut sinirlenip, "tabii ki hayır" der: "eşim ve benim için.. -Yıldırım Akbulut ve Yıldırım Aktuna gazetenin ödüllü bulmacasını çözmüşler. ama kimin adına gönderecekleri sorununu çözememişler. Bunun üzerine Yıldırım Aktuna şöyle bir öneri getirmiş: "senin adını, benim de soyadımı yazalım, öyle yollayalım." Yıldırım Akbulut da, "neden olmasın" deyip kabul etmiş… -Yıldırım Akbulut gazinoya Emel Sayın'ı dinlemeye gider. Emel Sayın'dan 'Sabile' şarkısını söylemesini ister. Ancak Emel Sayın şarkıyı bilmemektedir.'başbakanım biraz mırıldanır mısınız?' diye rica eder. Akbulut mırıldanır: eller ayır Sabile, yıllar ayır Sabile… -Yıldırım Akbulut Başbakan olduktan sonra Turgut Özal makamına ziyarete gelir. Akbulut'un İngilizce bilmediğini bilen Turgut Özal "yıldırım şu İngilizceyi öğren artık. Bir dahaki ziyaretime kontrol edeceğim" der ve gider. Aradan bir süre geçer ve Turgut Özal yine bir ziyaretinde Yıldırım Akbulut'a "Naptın Yıldırım İngilizce öğrenebildin mi?" diye sorar. Akbulut "gayet iyi" diye cevap verir. Turgut Özal "o zaman yaverini çağır bakalım içeriye" der Yıldırım Akbulut dışarıya seslenir: "Mehmet kam hiyır"...yaver içeriye gelir. Özal içinden "harbiden çözmüş galiba" diye geçirir. bir soru daha sorar: " tamam şimdi yaveri geri gönder" Yıldırım Akbulut odadan dışarıya çıkar ve bu kez oradan seslenir: "Mehmet kam hiyır" -Akbulut, birkaç günlük tatil için bir dağ evine gider. Tatili süresince rahatsız edilmek istemediğini belirtir. Özel kalem müdürüne de, günlük gazeteleri her sabah masasında görmek istediğini söyler. Kalem Müdürünün morali bozulur. Çünkü şehir çok uzaktadır. Her sabah şehre gidip gazete almak zoruna gidecektir. Sonunda çareyi bulur: ertesi gün şehre iner ve aynı gazeteden yedi-sekiz tane alır. ''Her sabah birini önüne koyarım. Bizimki anlamaz nasılsa...'' diye düşünür. planı uygulamaya başlar. ilk günler işler yolunda gitmektedir. Beşinci gün, Akbulut kalem müdürünü çağırır. Müdür korkarak huzura çıkar. ''Buyrun Sayın Başbakanım.'' der. Akbulut elindeki gazeteyi gösterir ve konuşur: ''Yahu kalem, şu dünyada ne gerzekler var yahu. Beş gündür bakıyorum, aynı adam, arabasını beş gündür aynı ağaca çarpıp duruyor...'' -Yıldırım Akbulut eve geç kalmış, Hanımı sormuş: - Nerdeydin? - Yürüyen merdivendeydim. - Eee? - Elektrikler kesilince mahsur kaldım. Daha yeni geldi. Ben de ancak dönebildim. Süleyman Demirel, "Yıldırım Akbulut için ne düşünüyorsunuz...?" diye soran gazeteciye Akbulut'u aratmayan bir cevap vermiştir. Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez.... Vefat etmiş tüm Devlet Büyüklerimizi şükranla anıyorum....!!!
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2020 - Perşembe
Hüdayim GÜLER - Dostça

Ne Başbakanlar Gördük...!!!

1989-1991 Tarihlerinde, Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Başbakanlığa Erzincan milletvekili Yıldırım Akbulut'u atadı. 47. dönem Başbakanı Yıldırım Akbulut, gündeme politikacılığından çok hakkındaki fıkralarla damga vurmuştu. "Yıldırım Akbulut bir gün" diye başlayan o kadar çok fıkralar anlatıldı ki. O zamanlar ve sonrası bu fıkralar dilden dile dolaşarak yüzümüzde hüzünle birlikte tatlı bir teşebbüs bıraktı.

İşte o dönemin Başbakanı Sayın Yıldırım Akbulut hakkında anlatılan fıkralardan seçmeler...;

-Yıldırım Akbulut, İngiltere ziyareti sırasında Margareth Thatcer tarafından ağırlanıyormuş. Londra caddelerinde fayton gezisine çıkmışlar. Derken faytonu çeken at gümbürtüyle gaz çıkarmış.

Demir leydi, nezaketen özür dilemiş. Yıldırım Akbulut ise, "Hay Allah, ben de at yaptı sanmıştım" demiş.

-Yıldırım Akbulut bir gün AKM gişesine gider ve gişedeki memura, "Beyefendi, iki bilet rica ediyorum" der.

Memur gayrı ihtiyari, "Romeo ve Jülyet için mi efendim" diye sorar.

Yıldırım Akbulut sinirlenip, "tabii ki hayır" der: "eşim ve benim için..

-Yıldırım Akbulut ve Yıldırım Aktuna gazetenin ödüllü bulmacasını çözmüşler. ama kimin adına gönderecekleri sorununu çözememişler.

Bunun üzerine Yıldırım Aktuna şöyle bir öneri getirmiş: "senin adını, benim de soyadımı yazalım, öyle yollayalım."

Yıldırım Akbulut da, "neden olmasın" deyip kabul etmiş…

-Yıldırım Akbulut gazinoya Emel Sayın'ı dinlemeye gider. Emel Sayın'dan 'Sabile' şarkısını söylemesini ister. Ancak Emel Sayın şarkıyı bilmemektedir.'başbakanım biraz mırıldanır mısınız?' diye rica eder. Akbulut mırıldanır: eller ayır Sabile, yıllar ayır Sabile…

-Yıldırım Akbulut Başbakan olduktan sonra Turgut Özal makamına ziyarete gelir. Akbulut'un İngilizce bilmediğini bilen Turgut Özal "yıldırım şu İngilizceyi öğren artık. Bir dahaki ziyaretime kontrol edeceğim" der ve gider.

Aradan bir süre geçer ve Turgut Özal yine bir ziyaretinde Yıldırım Akbulut'a "Naptın Yıldırım İngilizce öğrenebildin mi?" diye sorar.

Akbulut "gayet iyi" diye cevap verir. Turgut Özal "o zaman yaverini çağır bakalım içeriye" der

Yıldırım Akbulut dışarıya seslenir: "Mehmet kam hiyır"...yaver içeriye gelir. Özal içinden "harbiden çözmüş galiba" diye geçirir. bir soru daha sorar: " tamam şimdi yaveri geri gönder"

Yıldırım Akbulut odadan dışarıya çıkar ve bu kez oradan seslenir: "Mehmet kam hiyır"

-Akbulut, birkaç günlük tatil için bir dağ evine gider. Tatili süresince rahatsız edilmek istemediğini belirtir. Özel kalem müdürüne de, günlük gazeteleri her sabah masasında görmek istediğini söyler.

Kalem Müdürünün morali bozulur. Çünkü şehir çok uzaktadır. Her sabah şehre gidip gazete almak zoruna gidecektir.

Sonunda çareyi bulur: ertesi gün şehre iner ve aynı gazeteden yedi-sekiz tane alır. ''Her sabah birini önüne koyarım. Bizimki anlamaz nasılsa...'' diye düşünür. planı uygulamaya başlar.

ilk günler işler yolunda gitmektedir. Beşinci gün, Akbulut kalem müdürünü çağırır. Müdür korkarak huzura çıkar. ''Buyrun Sayın Başbakanım.'' der. Akbulut elindeki gazeteyi gösterir ve konuşur: ''Yahu kalem, şu dünyada ne gerzekler var yahu. Beş gündür bakıyorum, aynı adam, arabasını beş gündür aynı ağaca çarpıp duruyor...''

-Yıldırım Akbulut eve geç kalmış, Hanımı sormuş:

- Nerdeydin?

- Yürüyen merdivendeydim.

- Eee?

- Elektrikler kesilince mahsur kaldım. Daha yeni geldi. Ben de ancak dönebildim.

Süleyman Demirel, "Yıldırım Akbulut için ne düşünüyorsunuz...?" diye soran gazeteciye Akbulut'u aratmayan bir cevap vermiştir.

Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez....

Vefat etmiş tüm Devlet Büyüklerimizi şükranla anıyorum....!!!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.