Hüdayim GÜLER - Dostça
Köşe Yazarı
Hüdayim GÜLER - Dostça
 

İçgüveyi Devletler....!!!

Dilimizde "İÇGÜVEYİ" diye bir Kelime var, hepimiz biliriz."İÇGÜVEYİ".. nedir.. anlamı nedir..diye merak ettiğimizde karşımıza..İç güveyi, maddi açıdan daha güçlü olan tarafın kadın olması durumunda, erkek tarafından evliliğin kadının mevcut evinde sürdürülmesi halidir açıklaması çıkar. Ülkemizin "İÇGÜVEYİ" olarak aldığı o kadar çok yalancı Devlet var ki saymakla bitmez. Bakmayın siz arada sırada Rahmetli Kemal Sunal'ın filmleri misali efelendiğimize. Ekonomimiz bu "İÇGÜVEYİ" Devletlerin yatırımları ve bu Devletlere sattığımız tesislerimiz sayesinde ayakta duruyor, onların ürettiği ya da bizim üretimimizin ham maddesini bu Ülkelerden temin ediyoruz dersek mübalağa etmiş sayılmayız. Her Ülkenin ekonomisini ayakta tutan tüm Dünyanın bildiği, tanıdığı üretilen Ülke ile entegre olan ve bu markalar ile anılan Devletler vardır. Misal verecek olursak...; Almanya Ford, Opel, İtalya Fiat, Fransa Renault, İsveç Volvo, İngiltere Ferrari, lombardini gibi tüm dünya Ülkeleri bu markaların bilir ve tanır. Bunun gibi, yiyecek, içecekten, gıdaya, mutfak ürünlerinden temizlik ürünlerine, sağlıktan ilaç sektörüne kadar onlarca farklı ürününü sayabiliriz. Eskiden çocuklar Dünyanın en gözde futbol kulüpleri de top koşturan futbolcuları tereddütsüz sayarlardı. Şimdilerde ise fastfood, pizza ve abur cubur diye nitelendirdiğimiz ürünlerin hangi ülkelerin ve ürünleri olduğunu Ezbere bilmektedirler. Peki Türkiye olarak kaç tane ürünümüz var ki, Avrupa ülkelerindeki bir vatandaş veya çocuk sayabilsin..? "İÇGÜVEYİ" olarak kabullendiğimiz bu ülkelere karşı arada sırada efelendiğimize bakmayın siz. Bunlar asla bu tür efelenme ile gaza gelmezler. Ortada kazanç kapısı olan bir Türkiye var kaz gelecek yerden tavuk esirgemezler. Avrupa Ülkelerinden REST çekeceğimiz sadece bir Ülke vardır. Onu da hepimiz biliyoruz 4 milyon civarında gurbetçimizi barındıran Almanya. Gerek beden ve gerekse ekonomi gücü ile söz sahibi olduğumuz bu Ülkeye ancak gurbetçilerimiz üzerinden yaptırım yapabilme gücümüz var. One minute diye rest çektiğimiz Konya'dan küçük bir Devletin, ülkemizde kaç tane fabrikanın sahibi olduğunu ve satılan mallarını bir araştırın derim. Dünya ya kaba kuvvetle, Haydi ya Allah nidaları ile söz sahibi olma devri çoktan kapanmış, sıcak savaşlar ancak terörist örgütlere ve isyancı güçlere karşı uygulanan bir yaptırım konumuna gelmiştir. Şimdilerde Ülkeler ekonomik, kültürel ve soğuk savaş ile yaptırım uygulanarak çökertilmek de ve etkisiz hale getirilmektedir. Süper Devlet diye bilinen Ülkeler, kalkınmak da olan veya yeryüzü ve yeraltı zenginlikleri ile coğrafi konumları etkili olan Ülkeleri kıskaca almak için sergiledikleri oyunlar ortadadır. Bunun en güzel örnekleri yurdumuz üzerinde oynanan ekonomik, kültürel ve ülke bütünlüğü üzerinde silah satışı oyunlarıdır. Bunları burada tek tek saymaya gerek görmüyorum..Aklı selim olan her Türk vatandaşı bu oyunların bilincinde ve farkındadır. Ama asıl önemli olan diğer bir sinsi oyun ise yabancıların toprak edinme cambazlığıdır. Yabancı yatırım çağrılarımıza icabet eden birçok kuruluşların birçoğunun tek amacı en verimli topraklarımızı çeşitli Kanun boşluklarından faydalanarak elde etmek ve sahiplenmektir. Mesela..; Çiftçilerimize yönelik çok düşük faiz ve uzun vadeli kredi imkânı sunan bu kurumlar teminat olarak sadece adlarına kayıtlı Tapu senedi isteyerek köylülerimize yüksek miktarda kredi imkânı altında tuzağa çekerek toprak edinme amellerine ulaşmaktadırlar. Çekilen bu yüksek miktardaki kredilerin zaman içerinde ödenememesi durumunda teminat olarak gösterilen arazilerin Kurum icrası vasıtasıyla satışı yapılmakta ve tabiiyetine bakılmadan en yüksek değeri verene satışı yapılmaktadır. Genelde satın alanlar ise yabancılar olmaktadır. Çünkü en yüksek değeri onların vermeleri sağlanmaktadır. Alacaklı Kurum ise ben kredi alacağımı kurtarmak için kimin satın aldığı değil ne kadara satın aldığı ile ilgilenirim diyerek güya kredi borcunu tahsil etme yolunu kullanarak yabancılara bu oyunla toprak edinmesi sağlanmaktadır. SONUÇ OLARAK...; Güzel Vatanımızda gözü olanlar, silah ticareti ile çeteleri ve terör örgütlerini üzerimize salanlar, yeraltı ve yer üstü zenginliklerimizde gözü olanların doğamızı katletmek uğruna kazançlarına kazanç katma çabaları ve geleceğimiz olan gençlerimizi Avrupalı olma ve güya moda adı altında nasılda kültürel olarak örf ve adetlerimizden uzaklaştırma amellerini icra ettiklerini sadece seyretmekle yetiniyoruz. Güzel Ülkemizi çepeçevre saran ve ahtapot gibi her yönden saldıran bu İÇGÜVEYİ asalak Devletlerden kurtulmanın tek yolu MİLLİ UYANIŞ... MİLLİ DİRİLİŞ VE TOPYEKÜN MİLLİ ŞAHLANIŞ ile AYAĞA KALKMAKTIR. Zaman, birbirimize düşme zamanı değil, OYUNU BOZMA zamanıdır. Bunu yapacak kuvvet ve kudret damarlarımızdaki ASİL KAN'DA mevcuttur.
Ekleme Tarihi: 05 Mart 2021 - Cuma
Hüdayim GÜLER - Dostça

İçgüveyi Devletler....!!!

Dilimizde "İÇGÜVEYİ" diye bir Kelime var, hepimiz biliriz."İÇGÜVEYİ".. nedir.. anlamı nedir..diye merak ettiğimizde karşımıza..İç güveyi, maddi açıdan daha güçlü olan tarafın kadın olması durumunda, erkek tarafından evliliğin kadının mevcut evinde sürdürülmesi halidir açıklaması çıkar.

Ülkemizin "İÇGÜVEYİ" olarak aldığı o kadar çok yalancı Devlet var ki saymakla bitmez.

Bakmayın siz arada sırada Rahmetli Kemal Sunal'ın filmleri misali efelendiğimize.

Ekonomimiz bu "İÇGÜVEYİ" Devletlerin yatırımları ve bu Devletlere sattığımız tesislerimiz sayesinde ayakta duruyor, onların ürettiği ya da bizim üretimimizin ham maddesini bu Ülkelerden temin ediyoruz dersek mübalağa etmiş sayılmayız.

Her Ülkenin ekonomisini ayakta tutan tüm Dünyanın bildiği, tanıdığı üretilen Ülke ile entegre olan ve bu markalar ile anılan Devletler vardır.

Misal verecek olursak...;

Almanya Ford, Opel, İtalya Fiat, Fransa Renault, İsveç Volvo, İngiltere Ferrari, lombardini gibi tüm dünya Ülkeleri bu markaların bilir ve tanır. Bunun gibi, yiyecek, içecekten, gıdaya, mutfak ürünlerinden temizlik ürünlerine, sağlıktan ilaç sektörüne kadar onlarca farklı ürününü sayabiliriz.

Eskiden çocuklar Dünyanın en gözde futbol kulüpleri de top koşturan futbolcuları tereddütsüz sayarlardı. Şimdilerde ise fastfood, pizza ve abur cubur diye nitelendirdiğimiz ürünlerin hangi ülkelerin ve ürünleri olduğunu Ezbere bilmektedirler.

Peki Türkiye olarak kaç tane ürünümüz var ki, Avrupa ülkelerindeki bir vatandaş veya çocuk sayabilsin..?

"İÇGÜVEYİ" olarak kabullendiğimiz bu ülkelere karşı arada sırada efelendiğimize bakmayın siz. Bunlar asla bu tür efelenme ile gaza gelmezler. Ortada kazanç kapısı olan bir Türkiye var kaz gelecek yerden tavuk esirgemezler.

Avrupa Ülkelerinden REST çekeceğimiz sadece bir Ülke vardır. Onu da hepimiz biliyoruz 4 milyon civarında gurbetçimizi barındıran Almanya. Gerek beden ve gerekse ekonomi gücü ile söz sahibi olduğumuz bu Ülkeye ancak gurbetçilerimiz üzerinden yaptırım yapabilme gücümüz var.

One minute diye rest çektiğimiz Konya'dan küçük bir Devletin, ülkemizde kaç tane fabrikanın sahibi olduğunu ve satılan mallarını bir araştırın derim.

Dünya ya kaba kuvvetle, Haydi ya Allah nidaları ile söz sahibi olma devri çoktan kapanmış, sıcak savaşlar ancak terörist örgütlere ve isyancı güçlere karşı uygulanan bir yaptırım konumuna gelmiştir.

Şimdilerde Ülkeler ekonomik, kültürel ve soğuk savaş ile yaptırım uygulanarak çökertilmek de ve etkisiz hale getirilmektedir.

Süper Devlet diye bilinen Ülkeler, kalkınmak da olan veya yeryüzü ve yeraltı zenginlikleri ile coğrafi konumları etkili olan Ülkeleri kıskaca almak için sergiledikleri oyunlar ortadadır.

Bunun en güzel örnekleri yurdumuz üzerinde oynanan ekonomik, kültürel ve ülke bütünlüğü üzerinde silah satışı oyunlarıdır. Bunları burada tek tek saymaya gerek görmüyorum..Aklı selim olan her Türk vatandaşı bu oyunların bilincinde ve farkındadır.

Ama asıl önemli olan diğer bir sinsi oyun ise yabancıların toprak edinme cambazlığıdır.

Yabancı yatırım çağrılarımıza icabet eden birçok kuruluşların birçoğunun tek amacı en verimli topraklarımızı çeşitli Kanun boşluklarından faydalanarak elde etmek ve sahiplenmektir.

Mesela..;

Çiftçilerimize yönelik çok düşük faiz ve uzun vadeli kredi imkânı sunan bu kurumlar teminat olarak sadece adlarına kayıtlı Tapu senedi isteyerek köylülerimize yüksek miktarda kredi imkânı altında tuzağa çekerek toprak edinme amellerine ulaşmaktadırlar.

Çekilen bu yüksek miktardaki kredilerin zaman içerinde ödenememesi durumunda teminat olarak gösterilen arazilerin Kurum icrası vasıtasıyla satışı yapılmakta ve tabiiyetine bakılmadan en yüksek değeri verene satışı yapılmaktadır. Genelde satın alanlar ise yabancılar olmaktadır. Çünkü en yüksek değeri onların vermeleri sağlanmaktadır. Alacaklı Kurum ise ben kredi alacağımı kurtarmak için kimin satın aldığı değil ne kadara satın aldığı ile ilgilenirim diyerek güya kredi borcunu tahsil etme yolunu kullanarak yabancılara bu oyunla toprak edinmesi sağlanmaktadır.

SONUÇ OLARAK...;

Güzel Vatanımızda gözü olanlar, silah ticareti ile çeteleri ve terör örgütlerini üzerimize salanlar, yeraltı ve yer üstü zenginliklerimizde gözü olanların doğamızı katletmek uğruna kazançlarına kazanç katma çabaları ve geleceğimiz olan gençlerimizi Avrupalı olma ve güya moda adı altında nasılda kültürel olarak örf ve adetlerimizden uzaklaştırma amellerini icra ettiklerini sadece seyretmekle yetiniyoruz.

Güzel Ülkemizi çepeçevre saran ve ahtapot gibi her yönden saldıran bu İÇGÜVEYİ asalak Devletlerden kurtulmanın tek yolu MİLLİ UYANIŞ... MİLLİ DİRİLİŞ VE TOPYEKÜN MİLLİ ŞAHLANIŞ ile AYAĞA KALKMAKTIR.

Zaman, birbirimize düşme zamanı değil, OYUNU BOZMA zamanıdır.

Bunu yapacak kuvvet ve kudret damarlarımızdaki ASİL KAN'DA mevcuttur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.