Cüneyt KÖŞE - Tüketici Köşesi
Köşe Yazarı
Cüneyt KÖŞE - Tüketici Köşesi
 

Sizin De Hayat Amacınız Deniz Yıldızı Kurtarmak (*) Mıydı?

‘Gecenin geç saatlerine değin üç yabancı makaleyi dilimize çevirmeye çalışıp, alıntılar yaparak insanlarımızın yararlanması için sosyal medyadan paylaşıyorum. Sonuç: kocaman bir sıfır. O kadar emek ve çaba. Beş, bilemedin altı beğeni alıyor. Adam ottan, çöpten paylaşım yapıyor beğeneni yüzlerce..’ Bu satırları sabahın ilk ışıklarında okuyorum. Nedense büyük bir paralellik(!) kuruyorum kendimle. Hemen  ‘marifet iltifata tabidir’ hocam yazıyorum paylaşımının altına. Çok değerli -değerinin bilinmediği için üzüldüğüm-büyüğüme. …… Bilenler olacaktır. Kötü bir gün geçiriyorsam insanlardan kaçarım. Belki kalp kırmamak adına. Belki de yanlış anlaşılmamak. İşte tam da böyle bir gün yaşıyordum. Derslerimi bitirdim ve çabucak eve döndüm o gün. Biraz müzik dinleyip, biraz uyuyup kendime gelmeyi planlıyordum. Gözüm maillerime gitti. Sevdiğim bir arkadaşım göndermiş. (Bu arada hatırlatmam gerek o yıllarda henüz whatsapp yok, diğer sosyal medya platformları da henüz bugünkü kadar yaygın değil) Bir solukta okudum arkadaşımın mailini.  Kendimi yeniden doğmuş gibi htim. Arkadaşım bir kişisel gelişimciydi.  O gün oracıkta bir karar verdim. Ben de arkadaşımın yaptığı gibi bildiklerimi, birikimlerimi insanların yararına sunacaktım. Onun gibi insanların hayatına dokunacaktım. Kim bilir belki de bir yerlerde benim bu kırık dökük cümlelerimi bekleyen, buna gereksinimi olan birileri vardı. İlk kez o zaman yazmaya başladım köşe yazılarımı. Üşenmedim bir de TV programı yapmaya başladım aynı adla; BaşarıYORUM. İlk internet sitemi kurmam da o zamandır. Ardından sosyal medya paylaşımlarına başladım. O günlerde hemen her gün insanların motive olmasını sağlayacak paylaşımlar yapıyordum. Hiç vaktim olmadığında mutlaka hafta başı bir şeyler paylaşıyordum. Bu böyle sürdü gitti. …… Sonra ne mi oldu? Yazının başındaki değerli büyüğümün düşündüklerini düşünür oldum. Beğeni alan yazılarla kendi paylaşımlarımı karşılaştırdım ister istemez. Git gide sıklığı azaldı paylaşımlarımın.. Ve ta ki yeni yıla girinceye dek. Bu yılın ilk günlerde yeğenimin ısrarla her gün –benim başlarda yaptığım gibi- paylaşımlarına tanık oldum. Yıllar önceki o kırılma gününü yaşadım yeniden. Bırakamazsın, bırakmak yok dedim kendi kendime oracıkta. Kalktım bana mail atan arkadaşımı ziyarete gittim. Sana bir itirafta bulunmak istiyorum diye girdim söze ve yıllar önce ondan gelen mailin bendeki etkisinden söz ettim. Bilgece gülümsedi. Dostum sana bir örnek vermek istiyorum ’araziye binlerce ağaç dikersin hepsi kurur, tam vazgeçecekken bir tanesi tohuma döner ve binlerce tohumun ve dahası binlerce fidanın olur’ dedi.                                                                                                                              Haklısın anladım dostum, zaten benim işim de bir deniz yıldızı kurtarmaktı dedim.   (*) DENİZ YILDIZILARINI KURTARMAK Bilinen öyküdür: Okyanus kıyısında yürüyüş yapan bir turist, kumların üzerindeki deniz yıldızlarını denize atan birisini görür ve yanına yaklaşarak ne yaptığını sorar. Adam, "deniz çekilince deniz yıldızları güneşte kuruyacaklar, onları denize atıyorum" der. Turist, "binlerce kilometre sahil, milyonlarca deniz yıldızı var, birkaç tanesini kurtarman neyi değiştirir?" diye sorar. Adam bir deniz yıldızını denize atar ve "onun yaşamı değişti" der.
Ekleme Tarihi: 22 Ocak 2021 - Cuma
Cüneyt KÖŞE - Tüketici Köşesi

Sizin De Hayat Amacınız Deniz Yıldızı Kurtarmak (*) Mıydı?

‘Gecenin geç saatlerine değin üç yabancı makaleyi dilimize çevirmeye çalışıp, alıntılar yaparak insanlarımızın yararlanması için sosyal medyadan paylaşıyorum. Sonuç: kocaman bir sıfır. O kadar emek ve çaba. Beş, bilemedin altı beğeni alıyor. Adam ottan, çöpten paylaşım yapıyor beğeneni yüzlerce..’

Bu satırları sabahın ilk ışıklarında okuyorum. Nedense büyük bir paralellik(!) kuruyorum kendimle. Hemen  ‘marifet iltifata tabidir’ hocam yazıyorum paylaşımının altına. Çok değerli -değerinin bilinmediği için üzüldüğüm-büyüğüme.

……

Bilenler olacaktır. Kötü bir gün geçiriyorsam insanlardan kaçarım. Belki kalp kırmamak adına. Belki de yanlış anlaşılmamak. İşte tam da böyle bir gün yaşıyordum. Derslerimi bitirdim ve çabucak eve döndüm o gün. Biraz müzik dinleyip, biraz uyuyup kendime gelmeyi planlıyordum. Gözüm maillerime gitti. Sevdiğim bir arkadaşım göndermiş. (Bu arada hatırlatmam gerek o yıllarda henüz whatsapp yok, diğer sosyal medya platformları da henüz bugünkü kadar yaygın değil) Bir solukta okudum arkadaşımın mailini.  Kendimi yeniden doğmuş gibi htim. Arkadaşım bir kişisel gelişimciydi.  O gün oracıkta bir karar verdim. Ben de arkadaşımın yaptığı gibi bildiklerimi, birikimlerimi insanların yararına sunacaktım. Onun gibi insanların hayatına dokunacaktım. Kim bilir belki de bir yerlerde benim bu kırık dökük cümlelerimi bekleyen, buna gereksinimi olan birileri vardı. İlk kez o zaman yazmaya başladım köşe yazılarımı. Üşenmedim bir de TV programı yapmaya başladım aynı adla; BaşarıYORUM. İlk internet sitemi kurmam da o zamandır. Ardından sosyal medya paylaşımlarına başladım. O günlerde hemen her gün insanların motive olmasını sağlayacak paylaşımlar yapıyordum. Hiç vaktim olmadığında mutlaka hafta başı bir şeyler paylaşıyordum. Bu böyle sürdü gitti.

……

Sonra ne mi oldu? Yazının başındaki değerli büyüğümün düşündüklerini düşünür oldum. Beğeni alan yazılarla kendi paylaşımlarımı karşılaştırdım ister istemez. Git gide sıklığı azaldı paylaşımlarımın..

Ve ta ki yeni yıla girinceye dek. Bu yılın ilk günlerde yeğenimin ısrarla her gün –benim başlarda yaptığım gibi- paylaşımlarına tanık oldum. Yıllar önceki o kırılma gününü yaşadım yeniden. Bırakamazsın, bırakmak yok dedim kendi kendime oracıkta. Kalktım bana mail atan arkadaşımı ziyarete gittim. Sana bir itirafta bulunmak istiyorum diye girdim söze ve yıllar önce ondan gelen mailin bendeki etkisinden söz ettim. Bilgece gülümsedi. Dostum sana bir örnek vermek istiyorum ’araziye binlerce ağaç dikersin hepsi kurur, tam vazgeçecekken bir tanesi tohuma döner ve binlerce tohumun ve dahası binlerce fidanın olur’ dedi.                                                                                                                             

Haklısın anladım dostum, zaten benim işim de bir deniz yıldızı kurtarmaktı dedim.

 

(*) DENİZ YILDIZILARINI KURTARMAK

Bilinen öyküdür: Okyanus kıyısında yürüyüş yapan bir turist, kumların üzerindeki deniz yıldızlarını denize atan birisini görür ve yanına yaklaşarak ne yaptığını sorar. Adam, "deniz çekilince deniz yıldızları güneşte kuruyacaklar, onları denize atıyorum" der. Turist, "binlerce kilometre sahil, milyonlarca deniz yıldızı var, birkaç tanesini kurtarman neyi değiştirir?" diye sorar. Adam bir deniz yıldızını denize atar ve "onun yaşamı değişti" der.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.