Değerli Tüketici Dostlarım, develer tellal; pireler berber olduğu yıllardır. Padişah bütün tebaasını büyük bir alanda toplar. Üçe kadar sayacağım hep bir ağızdan ‘PADİŞAHIM ÇOK YAŞA diye bağıracaksınız . Ben de duyduğum sesin gücüyle gurur duyacağım’der. Bu sırada kalabalıktan bir kişi şöyle düşünmektedir;’burada yüzbinlerce insan var, bu kalabalıkta  benim sesimin etkisi ne olabilir ki, bağırsamasam da bir şey değişmeyecektir’ Padişah : bir-iki-üç der. Topluluktan çıt çıkmaz. Çünkü herkes  o kişi gibi düşünmüştür. ……. ‘Bir şeyler yapılmalıdır, yerine bir şeyler yapmalıyım!’ şeklinde düşündük hep. Kalabalıktaki kişi gibi düşünenlerin çok olduğu bir toplumda yaşıyoruz -ne yazık ki- İnsanımız hak arama konusunda biraz tembel dersem acaba haksızlık etmiş olur muyum? Benim gözlemlediğim hep şöyleydi; ‘apartman yönetimiz  nasılsa elektrik kesintisinin nedeni sorar,Ahmet Bey nasılsa  mahallenin asfalt işiyle ilgilenir,Aslı hanım çöplerin toplanması için belediyeyi nasılsa arayacaktır…. Yani girizgâhtaki kişiden başkası değilmişiz aslında. Ne olur sanki toplum için bir şeyleri de biz üstlensek. (Mutlaka toplumun dertleriyle dertlenen insanlarımız da var. Onları kutluyor, takdir ediyor sayılarının artması için dua ediyorum.) Ama gelin bugün başka bir şey yapalım. Daha radikal bir şeyler. Birilerinden beklemek yerine biz yapalım olmaz mı? Nasıl yapılacağa geçmeden, size bir düşümden de söz etmek isterim.. Güzel yurdumda dernekleşme,-bir yerlere üye olmak- nedense çok gelişmemiştir. Bizim üyesi binlerle anılan derneklerimiz neredeyse yokken Avrupa’da-özellikle İngiltere’de- milyonlarca üyesi olan dernekler vardır. STK lar da dediğimiz (Sivil Toplum Kuruluşları) bu oluşumlar toplum yaşamında çok önemli roller üstenmişlerdir. Örneğin küçük bir Avrupa ülkesi (yaklaşık bizim Konya ilimiz kadar yüzölçümü olan)Hırvatistan’da STK’lar neredeyse kamunun tüm yapması gereken işleri üstlenmektedirler. Dolayısıyla da Hırvatlar yapılacak işleri oturduğu yerden beklemeyip, bizzat kendileri yapmaktadırlar. ……… Konuyu nereye bağlayacağımı merak ediyorsanız, Kütahya’mızda çok iyi çalışan bir Tüketici İl hakem Heyetimiz vardır. Bu kurumumuz yurdumuzdaki en iyi iş çıkaran Tüketici İl Hakem heyetlerinden birisidir. Yine başındaki Ticaret İl Müdürümüz gördüğüm en donanımlı, işini çok iyi bilen bir kişidir. Gelin görün ki,merkezdeki bu kurumumuz ilimiz için uzak sayılabilecek bir noktaya taşınmak durumundadır. -Başta da belirttiğim gibi- Zaten hak aramakta sıkıntılı olan bizler, uzaktaki bir yerleşkeye çok zor gideriz gibi geliyor bana. Peki konunun çözümü var mıdır? İki çözümü var aslında. Birincisi: bu kurumumuz merkeze, Valiliğimize getirilebilir. (Yeni Valilik binamızda yeteri kadar yer var mıdır? Doğrusu burasını bilmiyorum.) İkincisi ise; yine merkezde olan Belediyemizin Beyaz Masasına bir Tüketici Hakları Birimi kurulabilir. (Bu konuyla ilgili girişimimiz olmuş, Başkanımıza durumu aktarmış ve Sn. Belediye Başkanımız da bu konuda bizleri desteyeceklerini söylemişlerdir.) Gönlümüzde yatan aslan bu kurumumuzun Valiliğe taşınmasıdır.  Ancak gerçekleşmemesi durumunda biz elimizi taşın altına sokmaya hazırız. İşte tam da bu noktada sizlerin de desteğini (yardımını) talep etmekteyiz. Yardımınız ne olacaktır,onu da bu satırların altına, ya da Tüketici Hareketi Facebook sayfamıza yazacağınız (https://www.facebook.com/TuketiciHareketiTR/)  yorumlarda yanıtlayacağız. (Kesinlikle maddi bir destekte bulunmanız istenmeyecek, sizden istenecek yardım-gönüllülük olacaktır- elbette öncesin de  sizlere gerekli eğitimler verilecektir). Bizi destekleyen başta Belediye Başkanımız Sn.Prof.Dr Alim IŞIK olmak üzere, gazetemiz kurucusu Sn.Ahmet ARABACI ve Doruk Gazetesi İmtiyaz sahibi Sn. Fatma ÇAKIR’a teşekkürü  zevkli bir görev bilirim. Sağlıklı ve sorunsuz günler dileğiyle.