Son günlerde ebe beyinlerin çocukları üzerine şikâyetlerinin oldukça artığını üzülerek izliyoruz.
Örneğin 32 yaşındaki oğlu için gelen anne şikâyet ediyor: “Doğru dürüst okumadı ama okul bitti. Şimdi de iş beğenmiyor. Bulduğumuz işlere ‘yorucu, bana yakışmaz, bu paraya çalışılır mı’ gibi birçok gerekçelerle üretiyor. Bütün gün evde. ‘Onu getir, bunu al’ şeklinde emirler veriyor. Yapmak istemediğimizde ‘Beni doğurdunuz, yapmak zorundasınız, çocuğunuz değil miyim?’ diyor.
Sadece anne mi? Tabi ki değil. Bir baba, 14 yaşındaki çocuğunun kendisini yaraladığını ağlayarak anlatıyor ve benzer bir öyküyü aktarıyor. Bir dediğini iki etmediği, her isteğini yapmaya çalıştığı çocuğun hareketlerine bir anlam veremiyor. Kendi çocukluğu ile mukayese ettiğinde ise anlamsızlığı bir kat artıyor.
Sevgili dostlar örnekleri, yaşananları ve yapılanları çoğaltmak mümkün. Hepsinin son cümlesi benzer: “Doğduğundan beri bir dediğini iki etmedik, koruduk, sevdik. Biz yaşayamadık onlar yaşasın dedik. Hiçbir şeyini eksik bırakmadık. Niçin böyle oldu?”
Niçin böyle oldu? Asılına bakarsanız bu sorunun cevabı çok zor değil. Biz çocuklarımızın birçok şeye hiç emek vermeden, zorluk çekmeden elde etmesini sağlıyoruz. Onlar da bunun kıymetini bilmiyor, işin en önemli bir yanı da hep böyle olacakmış gibi zannediyor, hatta bunun anne ve babaların asli görevi kabul ediyorlar.
Bu konuda dikkat edilmesi gereken konu: Çocukların kaç yaşında, nelere sahip olmalarının daha doğru olduğudur. Hayatın gerçeklerini öğrenmesi için nasıl davranılması gerektiği, nasıl sahiplendirilmesi gerektiğidir. Sokaklardaki, kaffelerdeki gençlere, hatta genç bile sayılamayacak küçük çocuklara bakın. Sadece kıyafetlerine değil, ellerindeki cep telefonlarına, taşıdıkları çantalara, bindikleri arabalar ve en önemlisi konuşmalarına bir bakın.
Çocuklara ve gençlere zamanı gelmeden alınanların ve izin verilen davranışların, onların gelişimine ve topluma nasıl zarar vereceği çok iyi hesaplanmalıdır ki bu zararları görmeye başladık. Yaşanan örnekler, serzenişler, üzüntüler bunun sonucu. Çevreye ve kendine zarar verici davranışların olması, herkesin kendisine borçlu olduğunu düşünen ve bu nedenle isteklerinin hemen ve eksiksiz yerine getirilmesini isteyen, yapılmadığı zaman saldırganlaşan, emek sarf etmeyen, sorumluluklarını yerine getirmeyen kişileri 18 yaşın altındalarsa bu kötü gidişin en önemli sebebi bu zamanlama ve yöntem hatasıdır.
Son yıllarda bu sorunla ilgili başvurular giderek artıyorsa, bu artışın en büyük nedeni; ailelerin çocuk yetiştirme biçimimizdeki yanlışlıklardır.
Doğduğundan beri bir dediği iki edilmeyen, her istediğine kavuşan, isteğinin yaşı ile uyumlu olup olmadığına bakılmayan, emek sarf etmeden, değerini bilmeden alınanları, yapılanları hak görerek yetişen bir çocuğun; sorumluluk sahibi, doyumlu, çalışarak kazanmanın erdemine inanan, bir şeyleri elde etmek için emek sarf etmesi gerektiğini bilerek çalışan bir birey olmasını beklemek mümkün mü?
Niçin böyle oldu sorusunun cevabını tersten vermek için bir bilim insanının ‘Geleceğin Psikopatlarını Yetiştirme Yolları’nı sıralamakta yarar görüyorum:
– Daha küçükken çocuğa istediği her şeyi vermeye başlayın! Bu şekilde o, herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır.
– Kötü sözler söylediği zaman gülün! Böylece o kendisinin akıllı olduğuna inanacaktır.
– Ona düşünmeyi ve beynini kullanmayı hiç öğretmeyin! 21 yaşına gelince kendi kararlarını, kendisi versin diye bekleyin!
– Yerde bıraktığı her şeyi kaldırın; kitaplarını, ayakkabılarını, kıyafetlerini… Onun için her şeyi siz yapın ki o, bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışsın!
– Onun gözünün önünde sık sık kavga edin ki aile bir gün parçalanırsa çok fazla üzülmesin.
– Ona istediği kadar harçlık verin ki hiçbir zaman kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrenmesin.
– Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili bütün arzularını yerine getirin ki, istediklerine ulaşmak için çalışmak gerektiğini öğrenmesin.
– Komşulara, öğretmenlere, polislere karşı daima onun tarafını tutun ki, onların hepsine karşı peşin hükümleri oluşsun.
– Bütün bunları ve benzerlerini yaparak yetiştirdiğiniz çocuğunuz bir gün suç islerse, kendisinden özür dileyin! Ama onu felaket dolu bir hayata hazırladığınız için kendinize teşekkür etmeyi ihmal etmeyin! Ve Niçin böyle oldu? Diye de hiç sorgulamayın. Ama ailesine, topluma ve kendisine yararlı bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız da tüm bunları yapmayın. Hepinize iyi haftalar…