Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
Köşe Yazarı
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
 

SEYAHATNAMELERDE KÜTAHYA-1. Bölüm

Bazı seyyahlar seyahatnamelerinde Kütahya’dan bahsetmektedir.  Aşağıda bunlardan alıntılar yapılarak çeşitli dönemler de Kütahya’ya tarihteki  yerine önemli anımsalar yapabiliriz. Aşık Mehmet (XVI yy.): “Uzun boylu orada oturan ve onu pek tanıyan Eskişehirli Mevlevi dervişi Yusuf’tan duyduğuma göre, Rum memleketlerinden olan Kütahya, Bursa’nın güneydoğusundadır.  Aralarında üç günlük yol vardır. Bursa’dan Kütahya’ya gitmek için Domaniç dağından geçmek gerekmektedir.  Uşak kenti Kütahya’nın güneybatısındadır. Aralarında epey bir mesafe vardır. Afyon’un bolluğuyla ün salan Karahisar-ı Sahib (Ayfonkarahisar) güneyindedir.                Kütahya’nın havası ılıman, suları güzeldir. İçinde bol suları olan ve bir bahçeyi andıran Sultanbağı adındaki mesire yeri pek güzeldir. Bundan başka, güneybatısında içinde pınarı bulunan ve Kepkir denilen bir mesiresi, Sultanbeyazıd bahçesi bahçesi denilen bir gezinti yeri vardır. Bu kentin meyvesi de boldur.”                Katip Çelebi (XVII yy.): “Anadolu Eyaleti’ne bağlı sancak merkezi bir kenttir. Germiyan Sancağı adıyla anılır. Germiyanoğlu kendi beyliğinin bir kenti olan Kütahya’yı  1381 Antlaşmasıyla Gazi Hüdavendigar’a bırakılmıştır. Bu nedenle, sancak uzun yıllar eski sahibinin adıyla anılmıştır.                Germiyan Döneminde başkenttir. Beş yüz akçeli mevleviyettir. Yüksek  bir kaya üzerine oturtulmuş bir kalesi vardır. Kentin surlarının Sultan Germiyan olduğu sanılmaktadır. Kentte yedi medrese ve Sultan Germiya’nın Ulu Cami adıyla yaptırdığı büyük ve görkemli cami vardır. Ayrıca, Eminzade Camisi, Yorgancızade Camisi, Kadıasker Halil Çelebi Camisi, Karacapaşa Camisi de kentin önemli camileridir. Kadıasker ve Balıklı Hamamları da eşsiz denecek kadar güzel ve görkemlidir. Bunların dışında kentte 6-7 hamam vardır.                Kentin bedesteni, çarşısı, pazarı, geniş ve düzenli sokakları, hanları, bağ, bahçe, bostan ve mesire yerleri halkın kaynaşmasının ve yaşamının canlılığını sağlayan yerlerdir.  Genellikle kentin kuzey kesimi doğaca da da zengindir. Kütahya’nın kuzeyine düşen ovanın içinden Porsuk  Çayı’nın geçmesi, bu ovanın değerini kat kat artırır.                Kentin, arkasını yüksekçe bir dağa yaslanmıştır. Bu dağın doruğunda birbirinden yüksek iki kalesi vardır. “Gevhernigin” adını taşıyan kalenin içinden bir akarsu akar.                Asıl kent dağın eteğindedir. Bazı kenar mahalleri kalelere dek uzanmaktadır. Mahalle sayısı on beşi bulur. Paşa sarayı ve mahkeme binası da vardır.                Kalenin yakınlarında “Hızırlık” dağ kesiminde “su”, kent içinde de “Sultanbağı” adıyla tanınan üç ünlü mesiresi vardır.                Kentin güneybatısında, içinden tatlı su fışkıran” Kepkir” adıyla ünlü eğlence yeri vardır. Ayrıca “Sultanbeyazıd” bahçesi adlı eğlence ve avlanma yeri de görülmeye değer yerlerdendir.                Kütahya, elma, armut ve benzeri meyvelerin tükenmez kaynağı sayılır. Kentin batısında ki “Yoncalık” düzlüğüne kurulan iki ılıca tesisi, büyük ziyaretçi kitlesinin uğrağı durumundadır. Zira, bu ılıca yanıbaşında, mağaramsı bir oyuğun içinde bataklık ve çamurlu su, bazı, yara ve berelerinden arındıkları görülmüştür. Ahteri Camisi ile Şeyh Germiyani, Firaki ve Kütahyevi’nin mezarları da bu ılıcalar semtindedir. Mustafa Uysal Araştırmacı-Yazar Kaynakça: Osmanlı Belgelerinde “Kütahya” Sayfa: 39-40
Ekleme Tarihi: 13 Ocak 2019 - Pazar
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi

SEYAHATNAMELERDE KÜTAHYA-1. Bölüm

Bazı seyyahlar seyahatnamelerinde Kütahya’dan bahsetmektedir.  Aşağıda bunlardan alıntılar yapılarak çeşitli dönemler de Kütahya’ya tarihteki  yerine önemli anımsalar yapabiliriz.

Aşık Mehmet (XVI yy.): “Uzun boylu orada oturan ve onu pek tanıyan Eskişehirli Mevlevi dervişi Yusuf’tan duyduğuma göre, Rum memleketlerinden olan Kütahya, Bursa’nın güneydoğusundadır.  Aralarında üç günlük yol vardır. Bursa’dan Kütahya’ya gitmek için Domaniç dağından geçmek gerekmektedir.  Uşak kenti Kütahya’nın güneybatısındadır. Aralarında epey bir mesafe vardır. Afyon’un bolluğuyla ün salan Karahisar-ı Sahib (Ayfonkarahisar) güneyindedir.

               Kütahya’nın havası ılıman, suları güzeldir. İçinde bol suları olan ve bir bahçeyi andıran Sultanbağı adındaki mesire yeri pek güzeldir. Bundan başka, güneybatısında içinde pınarı bulunan ve Kepkir denilen bir mesiresi, Sultanbeyazıd bahçesi bahçesi denilen bir gezinti yeri vardır. Bu kentin meyvesi de boldur.”

               Katip Çelebi (XVII yy.): “Anadolu Eyaleti’ne bağlı sancak merkezi bir kenttir. Germiyan Sancağı adıyla anılır. Germiyanoğlu kendi beyliğinin bir kenti olan Kütahya’yı  1381 Antlaşmasıyla Gazi Hüdavendigar’a bırakılmıştır. Bu nedenle, sancak uzun yıllar eski sahibinin adıyla anılmıştır.

               Germiyan Döneminde başkenttir. Beş yüz akçeli mevleviyettir. Yüksek  bir kaya üzerine oturtulmuş bir kalesi vardır. Kentin surlarının Sultan Germiyan olduğu sanılmaktadır. Kentte yedi medrese ve Sultan Germiya’nın Ulu Cami adıyla yaptırdığı büyük ve görkemli cami vardır. Ayrıca, Eminzade Camisi, Yorgancızade Camisi, Kadıasker Halil Çelebi Camisi, Karacapaşa Camisi de kentin önemli camileridir. Kadıasker ve Balıklı Hamamları da eşsiz denecek kadar güzel ve görkemlidir. Bunların dışında kentte 6-7 hamam vardır.

               Kentin bedesteni, çarşısı, pazarı, geniş ve düzenli sokakları, hanları, bağ, bahçe, bostan ve mesire yerleri halkın kaynaşmasının ve yaşamının canlılığını sağlayan yerlerdir.  Genellikle kentin kuzey kesimi doğaca da da zengindir. Kütahya’nın kuzeyine düşen ovanın içinden Porsuk  Çayı’nın geçmesi, bu ovanın değerini kat kat artırır.

               Kentin, arkasını yüksekçe bir dağa yaslanmıştır. Bu dağın doruğunda birbirinden yüksek iki kalesi vardır. “Gevhernigin” adını taşıyan kalenin içinden bir akarsu akar.

               Asıl kent dağın eteğindedir. Bazı kenar mahalleri kalelere dek uzanmaktadır. Mahalle sayısı on beşi bulur. Paşa sarayı ve mahkeme binası da vardır.

               Kalenin yakınlarında “Hızırlık” dağ kesiminde “su”, kent içinde de “Sultanbağı” adıyla tanınan üç ünlü mesiresi vardır.

               Kentin güneybatısında, içinden tatlı su fışkıran” Kepkir” adıyla ünlü eğlence yeri vardır. Ayrıca “Sultanbeyazıd” bahçesi adlı eğlence ve avlanma yeri de görülmeye değer yerlerdendir.

               Kütahya, elma, armut ve benzeri meyvelerin tükenmez kaynağı sayılır. Kentin batısında ki “Yoncalık” düzlüğüne kurulan iki ılıca tesisi, büyük ziyaretçi kitlesinin uğrağı durumundadır. Zira, bu ılıca yanıbaşında, mağaramsı bir oyuğun içinde bataklık ve çamurlu su, bazı, yara ve berelerinden arındıkları görülmüştür. Ahteri Camisi ile Şeyh Germiyani, Firaki ve Kütahyevi’nin mezarları da bu ılıcalar semtindedir.

Mustafa Uysal

Araştırmacı-Yazar

Kaynakça: Osmanlı Belgelerinde “Kütahya”

Sayfa: 39-40

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.