Kitabeye göre ve tercüme edilen bilgiye göre objektij ve tarafsız bilgi verebiliyoruz. Net bilgiye tercüme kaynağına göre verilse bile Germiyanoğlu Devleti’nin resmi dili ve siyasi mesaj dili arasında farklılık olduğunu yazılı metinleri araştırarak verebiliriz. Örnek vermek gerekirse, Osmanlı Devleti Hükümdarı Yıldırım Beyazıt ve öncesi belgelerinde oba toplantıları olmuş. Bu otağ toplantılarında İstanbul’un fethi için Müslümanların bir araya gelip Türk Orduları birleşerek İstanbul’un fethi için kız alıp vererek İstanbul’un fethi için bir savaşa girmeleri dönemin bir çok kaynağında geçen bilgiler vardır. Bazı yerlerin çeyiz olarak verilmesi hadisise buradan olduğunu varsayımsal olarak çıkarım sağlayabiliriz. 1. Kuşatma da Yıldırım Beyazıt Han başarılı olamasa da 2. Kuşatma da Miladi Takvime göre 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet Han gemileri bile karada yürüterek İstanbul Şehri’ni Müslüman yurdu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olarak ilan etmiştir. Daha kaynak ile daha fazla tercüme ile daha kesin, objektif ve net bilgi sağlanabilir.
Kitabesinde Germiyanoğlu Süleyman Şah şu dizeleri başlar:
- Bena haze’l-mescidi’l-mübarek fi devleti el-Sultan el-a’zam el-adil Şah Çelebi halledallahu mülkehu taleben li-merzatihi li-kavli’n-Nebi aleyhi’s-selam men beallahu mesciden
- Yebteği bihi echullahi lehu fi el-Cenneti mislihi İbn el-Hac el-haremeyn Hac
- Ahmed bin Yusuf fi muntesifi Şehri’l-muharrem fi Seneti ihda ve Seb’ine ve Seb’amlete
Kitabenin Germiyanoğlu Hükümdarı Süleyman Şah’ın saltanatına ışık tutması açısından da önemi vardır. XVI. (16 yy.) Yüzyıla ait vakıf kayıtlarında rastlandığı ilgili kaynaklarda geçmektedir.
Mescidin fiziksel özelliklerine bahsedersek;
-Eskiden kuzey cephesinde bulunan mermer söveli kapı ve iki pencere ile kasnak pencereleri de, doğu cephesinde ki gibi genişletilmiştir.
-Eski derenin kenarında olduğundan hem dıştan hem de iç zeminin yükseldiği, bu yüzden de kare mekanı örten kubbenin basık kaldığı anlaşılmaktadır.
-90 cm. kalınlığındaki duvarlara oturan kubbenin geçişleri prizmatik Tğrl üçgenleriyle sağlanmıştır. Erken özelliklere sahip bu üçgen prizmalar, en basit hareketle kare alt yapıdan sekizgene, doğru geçmektedir.
- Mihrap son onarımlara işaret eden, üst kısmı taşkın, içi yollu bir niş biçimindedir. Minberin korkularında son zamanlarında yapılmış başarılı ajurlar varsa da, köşk kısmı yapıya uydurulması için basık kalmıştır. Yeni eklenmiştir.
-Kubbe göbeğinde ki ayet istifi başarılıdır. Göbek kenarları palmet uçlu olup, kompozisyonun tamamı etkileyicidir. Kubbe eteğini de aynı devre ait bordür çevirmektedir. Bunlar Kütahya’da son devir kalemişlerinin az kalmış örneklerindendir.
-Kubbe eteğinde sarı tonlarına mavi ve siyah eklenerek yapılmış olan kalemişleri iri rumilerle palmet kompozisyonları meydana getirmektedir. Diğerlerininden daha eski görümüne sahiptir.
-Tek kubbeli, kare planlı küçük bir yapıdır.,
-Duvar örgüsünün, taş-tuğla olduğu ifade edilmektedir. Bugün, çimento harcı ile sıvanmıştır. Kuzeyine tek tuğla ile camekanlı ve oldukça dar bir son namazgah yeri eklenmiştir. Bu namazgah yerinin üzeri kuzeye meyilli yeni kiremitle kaplı çatı ile örtülmüştür. Onarım çalışmaları minare eklenmiştir.
Mustafa UYSAL
Araştırmacı-Yazar
Kaynakça: Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılına Armağan
Sayfa: 224-225-226