Savaş CANSEVDİ - Hedef
Köşe Yazarı
Savaş CANSEVDİ - Hedef
 

Kurtuluşa Açılan Yelken

*İşgal altındaki ülkesinde yaktığı kurtuluş meşalesini, 85 yıl önce Samsun'dan Anadolu karasına ve insanına taşıyarak, birlikte zafere götüren Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, gençliğe bayram olarak armağan ettiği tarihin yıldönümü: 19 Mayıs... Atatürk'ün kendi ağzından ifadesiyle, İstanbul'dan gidişini ''Benden kurtulmak için yolladılar'' diye yorumladı, aslında bunun, kurtuluşun başı olabileceğini sezdi. Hükümeti, İngilizleri aştı, en önemlisi makinaları eski, pusulasız Bandırma Vapuru ile fırtınalı havada salimen Samsun'a ulaştı. Düşman filolarının İstanbul sularına gelip karaya asker çıkardıkları gün olan 13 Kasım 1918'de kente gelen Mustafa Kemal, Samsun'a geniş yetkilerle donanmış 3. Ordu Müfettişi olarak yola çıktığı 16 Mayıs 1919 gününe kadar zamanını kurtuluşun yollarını düşünmek ve araştırmakla geçirdi. O sıralarda Kars ve Ardahan Ermeniler tarafından işgal edildi, Ege ve Akdeniz kıyılarına düşman yerleşti, nihayet 15 Mayıs'ta İzmir, Yunan işgaline uğradı. "YOLLAR ÇOK, MINTIKALAR ÇOK'' Kafasında sürekli Anadolu'ya geçme hayalleri kurarken, bir yandan İstanbul'daki temaslarını sürdüren Mustafa Kemal, Şişli'deki evinde görüştüğü Albay İsmet Bey'e, bu düşüncesini, ''Hiç bir sıfat ve selahiyet sahibi olmaksızın Anadolu'ya geçmek ve orada ulusu uyandırarak, kurtulma çarelerini aramak için en uygun mıntıka ve beni bu mıntıkaya götürecek en kolay yol neresi olabilir?'' diye açtı. Harbiye Nezareti'nde görevli olan İsmet Bey'den, ''Yollar çok, mıntıkalar çok'' karşılığını aldı. Büyük Önder'in söylemiyle O'nu, ''İstanbul'dan çıkarmakla ağır bir yükten kurtulacağını'' sananların aradıkları makul sebep, çok geçmeden, işgal kuvvetleri subaylarının raporlarıyla dolu bir dosya olarak geldi. O günlerde Karadeniz kıyılarında, Rum köylerine saldırılar yapıldığını iddia eden işgal kuvvetleri komutanları, 1919 Nisan'ında hükümete bir nota vererek, saldırıların önlenmesini, aksi halde bölgenin işgal edileceğini duyurdu. Hükümet, nota karşısında telaşa düşerken, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının hesaplı hazırlıkları, O'nun bölgeye 3. Ordu Müfettişi olarak bizzat Padişah ve Ferit Paşa tarafından gönderilmesi olanağını sağladı. Harbiye Nazırı Şakir Paşa'dan yeni görevine ilişkin tebligatı alan Mustafa Kemal, görev biçimini de Genelkurmay İkinci Başkanı Kazım Paşa ile birlikte düzenledi. Aynı zamanda dostu olan Kazım Paşa'dan ''Samsun'dan başlayarak, bütün şark vilayetlerindeki kuvvetlerin kumandanı ve bu kuvvetlerin bulunduğu vilayetlerin valilerine ve bölgeyle herhangi temasta bulunan askeri ve idari makamlara emir verebilme yetkisini'' eklemesini isteyen Mustafa Kemal, ''Bir şey mi yapacaksın?'' diye soran Kazım Paşa'ya, ''Evet bir şey yapacağım. Bu maddeler olsa da olmasa da yapacağım'' karşılığını verdi. Kazım Paşa güldü, ''Vazifemizdir, çalışacağız'' dedi.   TALİH BANA ÖYLE ŞARTLAR HAZIRLADI Kİ...'' Her şeyden ümidin kesildiği ve ''ne surette olursa olsun Anadolu'ya geçme'' kararına vardığı o günlerde, koruyucu ve geniş bir yetkiyle önüne Anadolu'nun yolları açılan Mustafa Kemal, o anki heyecanını sonraları şu kelimelerle anlattı:  ''Talih bana öyle müsait şartlar hazırlamıştı ki, kendimi onların kucağında hissettiğim zaman ne kadar bahtiyarlık duyduğumu tarif edemem. Nezaretten çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Kafes açılmış, önümde geniş bir âlem vardı. Kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim.'' Mustafa Kemal'e, vedalaşmak için gittiği Yıldız Sarayı'nda, Padişah, elindeki tarih kitabını göstererek, ''Paşa, paşa, şimdiye kadar devlete birçok hizmetler ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. Bunları unutma. Asıl şimdi yapacağın hizmet, hepsinden mühim olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin'' dedi.   DENİZDEN ANADOLU KARASINA... Şişli'deki evinde son gecesini annesi ve kız kardeşiyle geçiren Mustafa Kemal, ertesi gün 16 Mayıs 1919'da, 19 kişiyle denize açıldı. Deniz fırtınalı, makinaları eski Bandırma Vapuru'nun pusulası bozuktu. Kaptan İsmail Hakkı Dursun ise bu suları tanımıyor, Karadeniz'e ilk kez açılıyordu. Vapurun hareketinden önce Rauf Bey, Mustafa Kemal'e yola çıkmamasını, işgal kuvvetlerine mensup bir torpido tarafından takip edileceğini ve çevrileceğini haber verdi. Ama O'nun kaptana emri, ''Derhal ve bütün süratinle denize açıl'' oldu. Son sürati ancak 7 mil olan Bandırma Vapuru, yola çıktığında denizdeki fırtına, Mustafa Kemal hariç herkesin rahatsızlanmasına neden oldu. Fırtınalı denizde, uykusuz geceler sonunda İnebolu geçildi ve Sinop Limanı'na varıldı. Buradan kara yoluyla gitmenin çareleri araştırıldı, ancak alınan yanıt, ''Ne yol var, ne vasıta'' olunca, Mustafa Kemal, arkadaşlarına, ‘Çocuklar, bir gecelik daha tehlike var. Onu da atlatabiliriz'' dedi. Vapurla yola devam edildi. Ertesi gün 19 Mayıs 1919'da şafak sökerken, Bandırma Vapuru, direğine ordu komutanlığı forsu çekilmiş olarak Samsun Limanı'na girdi. Büyük Nutuk’una Samsun'a çıkışıyla başlayan Mustafa Kemal, milletinin kaderine ve çağın akışına yön verdiği dönemi de burada başlattı. 19 Mayıs günü Anadolu karasına ayak basan Mustafa Kemal, birkaç yıl sora 9 Eylül 1922'de, işgal kuvvetlerini ülkeden kovan orduya kumanda etti... İşte bugün 105nci yıldönümünü kutlayacak olduğumuz 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın başlangıç noktasının kısa bir özetini ifade ettik. Bu meşakkatli yolda hayatını millet, memleket uğruna feda edenlerin cennet mekânlarında ruhları şad olsun... Saygılarımla... *Şevket Süreyya Aydemir
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2024 - Perşembe
Savaş CANSEVDİ - Hedef

Kurtuluşa Açılan Yelken

*İşgal altındaki ülkesinde yaktığı kurtuluş meşalesini, 85 yıl önce Samsun'dan Anadolu karasına ve insanına taşıyarak, birlikte zafere götüren Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, gençliğe bayram olarak armağan ettiği tarihin yıldönümü: 19 Mayıs...

Atatürk'ün kendi ağzından ifadesiyle,

İstanbul'dan gidişini ''Benden kurtulmak için yolladılar'' diye yorumladı, aslında bunun, kurtuluşun başı olabileceğini sezdi. Hükümeti, İngilizleri aştı, en önemlisi makinaları eski, pusulasız Bandırma Vapuru ile fırtınalı havada salimen Samsun'a ulaştı.

Düşman filolarının İstanbul sularına gelip karaya asker çıkardıkları gün olan 13 Kasım 1918'de kente gelen Mustafa Kemal, Samsun'a geniş yetkilerle donanmış 3. Ordu Müfettişi olarak yola çıktığı 16 Mayıs 1919 gününe kadar zamanını kurtuluşun yollarını düşünmek ve araştırmakla geçirdi. O sıralarda Kars ve Ardahan Ermeniler tarafından işgal edildi, Ege ve Akdeniz kıyılarına düşman yerleşti, nihayet 15 Mayıs'ta İzmir, Yunan işgaline uğradı.

"YOLLAR ÇOK, MINTIKALAR ÇOK''

Kafasında sürekli Anadolu'ya geçme hayalleri kurarken, bir yandan İstanbul'daki temaslarını sürdüren Mustafa Kemal, Şişli'deki evinde görüştüğü Albay İsmet Bey'e, bu düşüncesini, ''Hiç bir sıfat ve selahiyet sahibi olmaksızın Anadolu'ya geçmek ve orada ulusu uyandırarak, kurtulma çarelerini aramak için en uygun mıntıka ve beni bu mıntıkaya götürecek en kolay yol neresi olabilir?'' diye açtı. Harbiye Nezareti'nde görevli olan İsmet Bey'den, ''Yollar çok, mıntıkalar çok'' karşılığını aldı.

Büyük Önder'in söylemiyle O'nu, ''İstanbul'dan çıkarmakla ağır bir yükten kurtulacağını'' sananların aradıkları makul sebep, çok geçmeden, işgal kuvvetleri subaylarının raporlarıyla dolu bir dosya olarak geldi. O günlerde Karadeniz kıyılarında, Rum köylerine saldırılar yapıldığını iddia eden işgal kuvvetleri komutanları, 1919 Nisan'ında hükümete bir nota vererek, saldırıların önlenmesini, aksi halde bölgenin işgal edileceğini duyurdu.

Hükümet, nota karşısında telaşa düşerken, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının hesaplı hazırlıkları, O'nun bölgeye 3. Ordu Müfettişi olarak bizzat Padişah ve Ferit Paşa tarafından gönderilmesi olanağını sağladı.

Harbiye Nazırı Şakir Paşa'dan yeni görevine ilişkin tebligatı alan Mustafa Kemal, görev biçimini de Genelkurmay İkinci Başkanı Kazım Paşa ile birlikte düzenledi. Aynı zamanda dostu olan Kazım Paşa'dan ''Samsun'dan başlayarak, bütün şark vilayetlerindeki kuvvetlerin kumandanı ve bu kuvvetlerin bulunduğu vilayetlerin valilerine ve bölgeyle herhangi temasta bulunan askeri ve idari makamlara emir verebilme yetkisini'' eklemesini isteyen Mustafa Kemal, ''Bir şey mi yapacaksın?'' diye soran Kazım Paşa'ya, ''Evet bir şey yapacağım. Bu maddeler olsa da olmasa da yapacağım'' karşılığını verdi. Kazım Paşa güldü, ''Vazifemizdir, çalışacağız'' dedi.

 

TALİH BANA ÖYLE ŞARTLAR HAZIRLADI Kİ...''

Her şeyden ümidin kesildiği ve ''ne surette olursa olsun Anadolu'ya geçme'' kararına vardığı o günlerde, koruyucu ve geniş bir yetkiyle önüne Anadolu'nun yolları açılan Mustafa Kemal, o anki heyecanını sonraları şu kelimelerle anlattı: 

''Talih bana öyle müsait şartlar hazırlamıştı ki, kendimi onların kucağında hissettiğim zaman ne kadar bahtiyarlık duyduğumu tarif edemem. Nezaretten çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Kafes açılmış, önümde geniş bir âlem vardı. Kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim.''

Mustafa Kemal'e, vedalaşmak için gittiği Yıldız Sarayı'nda, Padişah, elindeki tarih kitabını göstererek, ''Paşa, paşa, şimdiye kadar devlete birçok hizmetler ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. Bunları unutma. Asıl şimdi yapacağın hizmet, hepsinden mühim olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin'' dedi.

 

DENİZDEN ANADOLU KARASINA...

Şişli'deki evinde son gecesini annesi ve kız kardeşiyle geçiren Mustafa Kemal, ertesi gün 16 Mayıs 1919'da, 19 kişiyle denize açıldı. Deniz fırtınalı, makinaları eski Bandırma Vapuru'nun pusulası bozuktu. Kaptan İsmail Hakkı Dursun ise bu suları tanımıyor, Karadeniz'e ilk kez açılıyordu.

Vapurun hareketinden önce Rauf Bey, Mustafa Kemal'e yola çıkmamasını, işgal kuvvetlerine mensup bir torpido tarafından takip edileceğini ve çevrileceğini haber verdi. Ama O'nun kaptana emri, ''Derhal ve bütün süratinle denize açıl'' oldu. Son sürati ancak 7 mil olan Bandırma Vapuru, yola çıktığında denizdeki fırtına, Mustafa Kemal hariç herkesin rahatsızlanmasına neden oldu. Fırtınalı denizde, uykusuz geceler sonunda İnebolu geçildi ve Sinop Limanı'na varıldı.

Buradan kara yoluyla gitmenin çareleri araştırıldı, ancak alınan yanıt, ''Ne yol var, ne vasıta'' olunca, Mustafa Kemal, arkadaşlarına, ‘Çocuklar, bir gecelik daha tehlike var. Onu da atlatabiliriz'' dedi. Vapurla yola devam edildi.

Ertesi gün 19 Mayıs 1919'da şafak sökerken, Bandırma Vapuru, direğine ordu komutanlığı forsu çekilmiş olarak Samsun Limanı'na girdi.

Büyük Nutuk’una Samsun'a çıkışıyla başlayan Mustafa Kemal, milletinin kaderine ve çağın akışına yön verdiği dönemi de burada başlattı. 19 Mayıs günü Anadolu karasına ayak basan Mustafa Kemal, birkaç yıl sora 9 Eylül 1922'de, işgal kuvvetlerini ülkeden kovan orduya kumanda etti...

İşte bugün 105nci yıldönümünü kutlayacak olduğumuz 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın başlangıç noktasının kısa bir özetini ifade ettik.

Bu meşakkatli yolda hayatını millet, memleket uğruna feda edenlerin cennet mekânlarında ruhları şad olsun...

Saygılarımla...

*Şevket Süreyya Aydemir

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.