Germiyan Aşireti Türkiye Selçuklu Devleti’nin hizmetinde olarak ilk defa, XIII. yüzyılın ilk yarısında, Malatya dolaylarında görülmektedir. Germiyan Aşireti’nin başında bu sırada, Alişiroğlu Muzaffereddin olup, bu şahıs Selçuklu Hükûmeti tarafından Baba İshak İsyanını bastırmakla görevlendirilmiş, ancak bunda başarılı olamamıştır. Daha sonraları aynı aileden olan ve II. İzzeddin Keykavus taraftarı olmakla itham edilen Kerimüddin Alişir ise, Moğollar tarafından 1264 tarihinde öldürülmüştür(İbn Bibi, 1996). Aşiretin hangi tarihte Kütahya havalisine geldiği kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1276 yılından evvel Kütahya ve Denizli bölgesine yerleştikleri anlaşılmaktadır (Uzunçarşılı, 1988). Denizli yöresi Selçuklu veziri Sahib Ata tarafından Germiyanlılar’ın ellerinden alınmaya teşebbüs edildi ise de, Germiyanlılar, buna fırsat vermemişlerdir. Aşiretin reisi bu tarihlerde Hüsameddin b. Alişir idi.
Germiyan Beyliği’nin kurucusu olan I. Yakub Bey, Selçuklular’ın hizmetinde bulunan nüfuzlu emîrlerden olup, Ankara ve dolayları onun sorumluluğunda idi (Uzunçarşılı, 1988). Yakub Bey, 1302 yılında tahta geçen Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Mesud’u tanımayıp, İlhanlıların hâkimiyetini benimsemiştir. Onun döneminde Germiyan Beyliği, Karamanoğuları’ndan sonra Anadolu’nun en kuvvetli beyliğiydi. Yakub Bey’in hükümdarlığı zamanında, Bizans’la Germiyanlılar arasında karşılıklı savaşlar gerçekleşmiş ve bu mücadeleler sonunda, adı geçen Beylik, Ayasluk (Selçuk) ve Tire’ye hakim olmuş, Tripolis ve Angir (Kiliseköy) ele geçirilerek, Philadelphia (Alaşehir) vergiye bağlanmıştır.
I. Yakub Bey 1314 yılında İlhanlılar’ın Anadolu Beylerbeyi Emir Çoban’a itaat eden beyler arasında bulunduğu görülmektedir (Aksarayî, 1943). Ne zaman vefat ettiği kesin olarak bilinmeyen Yakub Bey’in, 1340’larda Mısır Memlûklular’ı ile mektuplaşması, Onun bu tarihlerde hayatta olduğunu göstermektedir (Varlık, 1974). Evliya Çelebi (1971), Yakub Bey’in Kütahya’da Hıdırlık Tepesi’nde medfun bulunduğunu kaydetmektedir. Yakub Bey’in vefatından sonra, oğlu Mehmed Bey başa geçmiştir. Mehmed Bey dönemi hakkında kaynaklarda tafsilatlı bilgi bulunmamaktadır. Lâkabının Çağşadan olduğu bilinen (Uzunçarşılı, 1988) Mehmed Bey döneminde, Beyliğin, babası Yakub Bey zamanındaki kudrette olmadığı, bununla birlikte Bizans’tan Kula Kasabası’nın geri alındığı ve Simav çevresinin de zapt edildiği görülmektedir.
Yakub Bey, Osmanlı şehzadeleri arasındaki iktidar mücadelesinde Mehmed Çelebi’nin yanında yer almış, bu durum Karamanoğulları ile arasının açılmasına neden olmuştur (Merçil, 1991). Karamanlılar’ın, Kütahya’yı ele geçirmesi üzerine, Yakub Bey, memleketini terk etmek zorunda kalmıştır (1410). Çelebi Mehmed’in Karamanlılar’ı mağlup etmesi üzerine, tekrar beyliğin başına geçen Germiyan hükümdarı, bir aralık Mustafa Çelebi tarafını tuttuysa da, onun ölümünden sonra II. Murad ile olan siyasî durumunu düzeltmiştir.
Osmanlı Devleti ile iyi geçinmeyi tercih eden Yakub Bey, oldukça ihtiyarlamış olduğu ve yerine geçecek erkek evlâdı bulunmadığı için, Sultan II. Murad ile bizzat görüşerek, memleketini Osmanlılar’a bırakmıştır. Kütahya’ya dönüşünden bir sene sonra da 1429’da vefat etmiştir (Uzunçarşılı, 1988).
Mustafa UYSAL
Araştırmacı-Yazar