Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
Köşe Yazarı
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi
 

Ahi Resul Zâviyesi ve Hisarcık’a Ait Belgeler

Mahalli tarih çalışmaları bilhassa sosyal tarihçilik açısından son derece önemlidir. Büyük merkezlerden başlayarak kasabalar ve köylerin tarihi dokularını konu alan bu çalışmalar son yıllarda hayli fazlalaşmıştır. Bu doğrultuda Kütahya İlinin bugünkü kazalarından birinin tarihine ulaşabildiğimiz belgeler yardımıyla ışık tutmaya çalıştık. Hisarcık, XIII. Yüzyılın ortalarında tamamen Türk hakimiyetine geçmiştir. Beylikler ve Osmanlılar zamanında tipik bir Batı Anadolu köyü olarak varlığını sürdürmüştür. Anahtar kelimeler: Osmanlı Devleti, Hisarcık, Seydi Rasal, Zaviye The studies of local history are very important for social research. These researchs describes big cities, towns and villages about which this studies has been increased in the recent years. This article clarfies the history of the Hisarcık which is town of Kütahya. Hisarcık has been densty setting place. İt’s position has been continued in the age of Germiyans and Otomans. Key words Otoman State, Hisarcik, Seydi Rasal, Zaviya                Günümüzde Kütahya iline bağlı bir ilçe merkezi olan Hisarcık toprakları, güvenlik ve tarıma elverişlilik bakımından son derece müsait bir konuma sahip olması nedeniyle çok eski bir yerleşim merkezidir. Ancak şu an itibarıyla ulaşılabilen en eski tarihi kalıntılar 1900-2000 yıllık olup Çavdarhisar’daki Roma dönemine ait tarihi eserlerle aynı özellikleri taşımaktadır.                Malazgirt zaferinin ardından başlayan fetih hareketleri sonucu Kütahya ile beraber Büyük Selçuklu Devleti sınırlarına dahil olan Hisarcık, 490/1096 da başlayan Haçlı Seferi sırasında bütün Batı Anadolu gibi tekrar Bizans hakimiyetine girmiştir. Bu bölgenin Müslüman Türk iskanına açılması ise 572/1176 Miryekefalon zaferinin ardından başlamış, 576/1180 tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti sınırlarına katılmıştır. Hisarcık ve çevresinde bulunan yerleşim yerlerinin tamamen Türkleşmesi ise Germiyanoğulları’nın XIII. asrın ortalarında giriştikleri fetih harekâtı sonunda gerçekleşmiştir. Bölgenin fethinden sonra oluşturulan idarî yapılanmaya göre Hisarcık, Kütahya’nın Eğrigöz Kazasına bağlanmıştır. Hisarcık’ın Osmanlı hakimiyetine geçmesi, Germiyanoğlu Süleyman Şah (v.789/1387)’ın kızı Devlet Hatun’un (v.816/1414) Şehzade Bayezid ile evliliği neticesi Simav, Eğrigöz ve Tavşanlı ile Kütahya’nın Osmanlılara çeyiz olarak verilmesi ile gerçekleşmiştir (780/1378). Ankara savaşının ardından Timur’un diğer Anadolu Beylikleri ile birlikte Germiyan Beyliğini de tekrar ihdas etmesiyle bölge toprakları el değiştirmiştir. Bölge toprakları II. Yakup Bey (789-832/1387-1429)’in erkek evlâdı olmadığından 832/1429’da tüm Germiyan Beyliğini II. Murad’a vasiyet etmesinin ardından Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Bu tarihten XX asrın başlarına kadar Eğrigöz Kazası’na bağlı kalan Hisarcık karyesi, 1232/1817 yılında Eğrigöz, Simav ve Gediz yörelerinde voyvodalık yapan Nasuhoğullarının isyanından sonra Eğrigöz nahiye konumuna indirildiğinden Simav Kadılığı’na bağlanmıştır. Bir süre sonra Eğrigöz tekrar kaza statüsüne kavuşmuştur. 1260-1261/1844-1845 yıllarında tutulan temettuat defterinde10 ve 1287/1870 tarihli Hüdâvendigar Vilayeti Salnamesi’nde Eğrigöz Kaza merkezi olarak kaydedilmiştir.  Türklerin sosyal ve iktisadi hayatında önemli bir yeri olan ahilik Anadolu’nun Türkleşip İslâmlaşması ve sosyal düzeninin tesisinde çok önemli roller üstlenmiştir. Hisarcık’ın bir Müslüman Türk köyü olarak tesis edilmesinde ve sosyal nizamının kurulmasında en büyük pay ahilere aittir. Meşhur Seyyah İbn Batuta, Anadolu topraklarına ayak bastığı Alanya’dan itibaren Sinop’a kadar neredeyse bütün batı ve kuzeybatı Anadolu sahillerini dolaşmış bu yolculuk esnasında misafiri olduğu ahi zâviyeleri ile ahilerin özelliklerini teferruatlı bir şekilde anlatmıştır. O’ nun Seyahatnamesindeki şu cümlelerini konumuzu aydınlatacağı düşüncesi ile burada zikretmek istiyoruz: “Bunlar(Ahiler) Batı Anadolu’ya yerleşmiş bulunan Türkmenler’in yaşadıkları her yerde, şehir kasaba ve köylerde bulunmaktadırlar. Memleketlerine gelen yabancıları karşılama, onlarla ilgilenme, yiyeceklerini, içeceklerini, yatacaklarını sağlama, ihtiyaçlarını giderme onları uğursuz ve edepsizlerin ellerinden kurtarma şu veya bu sebeple bu yaramazlara katılanları yeryüzünden temizleme gibi konularda bunların eş ve örneklerine dünyanın hiçbir yerinde rastlamak mümkün değildir”. Mustafa Uysal Araştırmacı-Yazar Kaynakça: Ahmet Necdet SEZER Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Sayı :121 Online Web Adresi: https://sbd.aku.edu.tr/IV1/11mustafaguler.pdf Yazar: Mustafa GÜLER
Ekleme Tarihi: 05 Ocak 2024 - Cuma
Mustafa UYSAL - Tarih Köşesi

Ahi Resul Zâviyesi ve Hisarcık’a Ait Belgeler

Mahalli tarih çalışmaları bilhassa sosyal tarihçilik açısından son derece önemlidir. Büyük merkezlerden başlayarak kasabalar ve köylerin tarihi dokularını konu alan bu çalışmalar son yıllarda hayli fazlalaşmıştır. Bu doğrultuda Kütahya İlinin bugünkü kazalarından birinin tarihine ulaşabildiğimiz belgeler yardımıyla ışık tutmaya çalıştık. Hisarcık, XIII. Yüzyılın ortalarında tamamen Türk hakimiyetine geçmiştir. Beylikler ve Osmanlılar zamanında tipik bir Batı Anadolu köyü olarak varlığını sürdürmüştür.

Anahtar kelimeler: Osmanlı Devleti, Hisarcık, Seydi Rasal, Zaviye

The studies of local history are very important for social research. These researchs describes big cities, towns and villages about which this studies has been increased in the recent years. This article clarfies the history of the Hisarcık which is town of Kütahya. Hisarcık has been densty setting place. İt’s position has been continued in the age of Germiyans and Otomans.

Key words Otoman State, Hisarcik, Seydi Rasal, Zaviya

               Günümüzde Kütahya iline bağlı bir ilçe merkezi olan Hisarcık toprakları, güvenlik ve tarıma elverişlilik bakımından son derece müsait bir konuma sahip olması nedeniyle çok eski bir yerleşim merkezidir. Ancak şu an itibarıyla ulaşılabilen en eski tarihi kalıntılar 1900-2000 yıllık olup Çavdarhisar’daki Roma dönemine ait tarihi eserlerle aynı özellikleri taşımaktadır.

               Malazgirt zaferinin ardından başlayan fetih hareketleri sonucu Kütahya ile beraber Büyük Selçuklu Devleti sınırlarına dahil olan Hisarcık, 490/1096 da başlayan Haçlı Seferi sırasında bütün Batı Anadolu gibi tekrar Bizans hakimiyetine girmiştir. Bu bölgenin Müslüman Türk iskanına açılması ise 572/1176 Miryekefalon zaferinin ardından başlamış, 576/1180 tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti sınırlarına katılmıştır. Hisarcık ve çevresinde bulunan yerleşim yerlerinin tamamen Türkleşmesi ise Germiyanoğulları’nın XIII. asrın ortalarında giriştikleri fetih harekâtı sonunda gerçekleşmiştir.

Bölgenin fethinden sonra oluşturulan idarî yapılanmaya göre Hisarcık, Kütahya’nın Eğrigöz Kazasına bağlanmıştır. Hisarcık’ın Osmanlı hakimiyetine geçmesi, Germiyanoğlu Süleyman Şah (v.789/1387)’ın kızı Devlet Hatun’un (v.816/1414) Şehzade Bayezid ile evliliği neticesi Simav, Eğrigöz ve Tavşanlı ile Kütahya’nın Osmanlılara çeyiz olarak verilmesi ile gerçekleşmiştir (780/1378). Ankara savaşının ardından Timur’un diğer Anadolu Beylikleri ile birlikte Germiyan Beyliğini de tekrar ihdas etmesiyle bölge toprakları el değiştirmiştir. Bölge toprakları II. Yakup Bey (789-832/1387-1429)’in erkek evlâdı olmadığından 832/1429’da tüm Germiyan Beyliğini II. Murad’a vasiyet etmesinin ardından Osmanlı hakimiyetine girmiştir.

Bu tarihten XX asrın başlarına kadar Eğrigöz Kazası’na bağlı kalan Hisarcık karyesi, 1232/1817 yılında Eğrigöz, Simav ve Gediz yörelerinde voyvodalık yapan Nasuhoğullarının isyanından sonra Eğrigöz nahiye konumuna indirildiğinden Simav Kadılığı’na bağlanmıştır. Bir süre sonra Eğrigöz tekrar kaza statüsüne kavuşmuştur. 1260-1261/1844-1845 yıllarında tutulan temettuat defterinde10 ve 1287/1870 tarihli Hüdâvendigar Vilayeti Salnamesi’nde Eğrigöz Kaza merkezi olarak kaydedilmiştir.

 Türklerin sosyal ve iktisadi hayatında önemli bir yeri olan ahilik Anadolu’nun Türkleşip İslâmlaşması ve sosyal düzeninin tesisinde çok önemli roller üstlenmiştir. Hisarcık’ın bir Müslüman Türk köyü olarak tesis edilmesinde ve sosyal nizamının kurulmasında en büyük pay ahilere aittir. Meşhur Seyyah İbn Batuta, Anadolu topraklarına ayak bastığı Alanya’dan itibaren Sinop’a kadar neredeyse bütün batı ve kuzeybatı Anadolu sahillerini dolaşmış bu yolculuk esnasında misafiri olduğu ahi zâviyeleri ile ahilerin özelliklerini teferruatlı bir şekilde anlatmıştır. O’ nun Seyahatnamesindeki şu cümlelerini konumuzu aydınlatacağı düşüncesi ile burada zikretmek istiyoruz: “Bunlar(Ahiler) Batı Anadolu’ya yerleşmiş bulunan Türkmenler’in yaşadıkları her yerde, şehir kasaba ve köylerde bulunmaktadırlar. Memleketlerine gelen yabancıları karşılama, onlarla ilgilenme, yiyeceklerini, içeceklerini, yatacaklarını sağlama, ihtiyaçlarını giderme onları uğursuz ve edepsizlerin ellerinden kurtarma şu veya bu sebeple bu yaramazlara katılanları yeryüzünden temizleme gibi konularda bunların eş ve örneklerine dünyanın hiçbir yerinde rastlamak mümkün değildir”.

Mustafa Uysal

Araştırmacı-Yazar

Kaynakça: Ahmet Necdet SEZER Üniversitesi

Sosyal Bilimler Dergisi Sayı :121

Online Web Adresi: https://sbd.aku.edu.tr/IV1/11mustafaguler.pdf

Yazar: Mustafa GÜLER

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.