Konuştukları çok ama çok anlamlı, güzel ve bir o kadar da düşündürücüydü... Dönenler camii, Ulucami ve ve ve ve Kapanaltı olarak bilinen Pekmez Pazarı civarı Kütahya siyasetinin ve genel durumunun en çok konuşulduğu yerlerdir. Geçtiğimiz günlerde yine bu bölgelerin birinde soluklanmak için oturduğum masanın hemen yanında 3..4 hacı amca oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Her zamanki gibi konu geçim sıkıntısı, ekonomik durumlar, siyaset ve Belediyenin hizmetleri hakkındaydı. Konu Kütahya Belediyesi olunca İster istemez konuşulanlara kulak misafiri oldum...
Hacı amcaların birisi şöyle diyordu...; Öncekiler hem çalıyor hem çalışıyordu, hem yiyor hem de yediriyordu ama Hizmet vardı... Diğer hacı amca da....; İyi de bu da bir şey yapmıyor... Diğer hacı amca hemen cevabını verdi... Bir şey yapmıyor ama ne yiyor ne de yediriyor...ne çalıyor, ne çaldırıyor, ne de çalışıyor..... Bunları duydukça güleyim mi.. ağlayayım mı bilemedim... Lafa gireyim dedim... Hangisine ne diyeceğimi bilemedim.... Dondum kaldım ama bir yandan da ne hale geldiğimizi düşünmeden edemedim.....
Hani " Nerdennnnn nereyeeee" diyoruz ya bu cümle aklıma geldi.... Gerçekten nerelere gelmişiz de haberimiz olmamış..... Ama hep unuttuğumuz bir şey var... Ne istediğimiz..!! Bir türlü ne istediğimizde fikir birliğine varamamışız.... Ne çalan, çaldıran. Ne yiyen ne de yediren değil elbet ama...... Çalmayan, çaldırmayan... Ne yiyen ne de yedirmeyen.. Kös kös oturmasa da onca sorun dururken çiçek böcek ile uğraşan da değil..... Devletin malı deniz yemeyen domuz da değil... Devletin malını kendi namusu gibi koruyup sahip çıkan, her kuruşunu asla bertaraf etmeden harcayan, hizmet etmek için yarışan, çalışan, mücadele eden. Kendi istediklerini değil Kütahya için gerekli ve elzem olan, Kütahyalının haklı isteklerini yerine getiren birisinin olabilme ihtimalini hiç aklımıza getirmiyoruz.. Yiyenden ve hizmet yapandan bahsediyoruz.... Yemeyip, yedirmeyenden bahsediyoruz... Ama nedense asıl olması gereken hiç aklımıza gelmiyor....
Yemeden içmeden hizmet edecek olan, yatırımları ve harcamaları yaparken sanki kendi parasıymış gibi ince eleyip sık dokuyan, halkın refahı, huzuru sosyal yaşantısını layık olunan seviyeye çıkran birisi olması hiç aklımıza gelmiyor.. Neden olmasın.. Nedennnnn yokkkk....? Ya da neden bulamıyoruz. Ya da seçemiyoruz....??? Diye kendi kendimize özeleştiri yapamıyoruz. Ve bunu yapamadığımız için de sanırım sorun bizde.
Acaba diyorum... Son zamanlarda Süper Lig deki gibi olası hakem hatalarını ve takım kayırmalarını önlemek için ithal hakem ve var yorumcusu getirtiyoruz ya... Acaba diyorum Kütahya’ya da ithal Belediye Başkanımı getirtsek.... Hatırlayınız... Geçmiş dönemde şehir hastanesinin nereye yapılacağına bir türlü karar verememiştik de Ankara'dan Sağlık Bakanı gelmişti de ona sormuştuk hatırladınız mı...?? Bakan da aha burası uygundur dediydi de.. Şimdiki yere yapıldı.. Ve herkes biz zaten orayı düşünüyorduk Sayın Bakanım diyerek doğru karar verdi yalakalığı bile yapmıştık. Çünkü Kütahyalı olarak seçmesini ve karar vermesini bilmiyoruz, bilemiyoruz... Bildiğimiz tek şey Ulu caminin imamı... Becerebildiğimiz tek şey pazarda kavun karpuz seçmek... Gerisi hikâye...