Hüdayim GÜLER - Dostça
Köşe Yazarı
Hüdayim GÜLER - Dostça
 

GEÇÇEK...GEÇÇEK...!!

Atalarımız... Elleri öpülesi atalarımız.. Her durum için o kadar güzel sözler söylemişler ki. Her hepsi konuya, mevzuya, olaya cuk diye oturuyor. Hiç birisi Eften püften söylenmemiş. Adı üstünde "Atasözü" Elbet de böyle olması lazım. Ne tecrübeler ne yaşanan olayların analizi sonrasında kendilerinden sonra gelecek nesillerin kulaklarına küpe olsun diye taaa bu günlere kadar gelmiş. Son günlerin ekonomik sıkıntılar malum. Bu zor günleri yaşamış olacaklar ki ve ders almayanlara ithafen '' Borç Bini geçince kuzu eti yenirmiş'' demişler. Bu Atalar sözü birçok anlam ifade ediyor elbette, ben ekonomik koşullar nedeniyle önümüzü göremediğimiz şu günlerde tedbirli olunması gerektiği yönünden bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz pazar günü kar yağışını evimin penceresinden çay eşliğinde seyretmekten biraz ara vererek dışarı çıktım. Hem Eskişehir yolu üzerindeki petrol istasyonundan her ne kadar ''Yok artık'' desek de pahalılığına aldırmadan lüks değil zorunlu ihtiyaç durumuna gelen aracıma oto gaz alıp, dönüyorken malum alışveriş merkezinin otoparkının tabiri caiz ise ağzına kadar dolu olduğunu gördüm. Nedir bu kadar doluluğun nedeni gibisinden bende gireyim dedim. Malum alışveriş merkezinin alt katındaki alışveriş mağazaların ve üst kattaki yiyecek içecek yerlerinin tıklım tıklım dolu olduğunu gördüm. Alış veriş mağazalarında genelde kışlık ihtiyaçların ve özellikle çocuklara bir şeyler alınması ön plandaydı. Üst kattaki yeme, içme bölümünde oturacak yer olmayacak kadar dolu olması Allah var beni çok şaşırttı. Basın camiasının bir mensubu olarak Ülke genelinde yaşanan döviz ve altın artışından kaynaklanan hayat pahalılığın özellikle dar gelirli ve asgari ücretliyi evden çıkamayacak dereceye getirmesi nedeniyle bu kadar kalabalık olacağı hiç ama hiç aklıma gelmemişti. Kimsenin ne yediğine içtiğine ne de giydiğine karışacak ya da müdahale edecek bir hakkı kendimde asla görmüyorum. Ama..; Sosyal medya da ya da sokaklarda geçinemiyoruz, çok zor durumdayız, yandık. Battık vb. gibi feryat figan edenler sanki bizden değil.... Alışveriş ve giyim mağazaların o kalabalığı bir derece diyeceğim, mevsim kış iyi giyinmek ve çocukları iyi giyindirmek lazım... Ama.. Makyaj ürünleri satan mağazaların ve üst kattaki yeme içme bölümünün doluluğun, ben zaruriyet ve mecburiyet olduğuna inanmıyorum. Ha diyeceksiniz ki.... Hakkımız değil mi bakımlı olmak.. Ayda bir sefer eşimizle çoluk çocuğumuzla dışarıda yemek yemek ne zaman lüks oldu.... Diyebilirsiniz... Yerden göğe kadar haklısınız. Buna kimsenin itirazı yok zaten.. Amaaa başta hayat pahalılığı olmak üzere ekonomik sıkıntıların had safhada olduğu şu günlerde " Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak" Atasözünün geçerli olduğu bir dönem değil mi sizce. Eğer ki.... Her şeye rağmen.. Yaşamak bizimde hakkımız.. tabiî ki giyecez, giydirecez... Elbette yiyecez, içecez diyorsanız... " Borç bini geçince her gün kuzu eti yenirmiş" Atasözümüzün doğruluğunu teyit etmiş oluruz. Aslında demek istediğim şudur ki.... Hepimiz Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Bu durumu her kesim hissediyor. Ama en çok da emekli ve çalışan kesim, özellikle de asgari ücretle geçimini sağlayanlarımız iliklerine kadar hissediyor. Elbette bu durum böyle devam etmeyecek, Allah'ın izni ile bunları da atlatacağız. Tüm dünyayı sarsan kovid 19 belasının yaralarını sarmak için verilen mücadele sonucunda zor zorunda kaldık. Her yönüyle bunun yarattığı zor şartlarda biraz daha dikkatli olmak " TASARRUF " konusunda azami özeni göstermemiz gerektiğine inanıyorum. İlerleyen zamanlarda bütçemizde " Kara deliklerin " oluşmaması için ayağımızı yere sağlam basmamız ve olmazsa olmaz denebilen mecburi harcamalarımız dışında daha dikkatli davranmamız gerekiyor inancındayım. Çünkü..; bu zor günler de " GEÇÇEK " inşallah...
Ekleme Tarihi: 20 Şubat 2022 - Pazar
Hüdayim GÜLER - Dostça

GEÇÇEK...GEÇÇEK...!!

Atalarımız... Elleri öpülesi atalarımız.. Her durum için o kadar güzel sözler söylemişler ki. Her hepsi konuya, mevzuya, olaya cuk diye oturuyor. Hiç birisi Eften püften söylenmemiş. Adı üstünde "Atasözü" Elbet de böyle olması lazım. Ne tecrübeler ne yaşanan olayların analizi sonrasında kendilerinden sonra gelecek nesillerin kulaklarına küpe olsun diye taaa bu günlere kadar gelmiş.

Son günlerin ekonomik sıkıntılar malum. Bu zor günleri yaşamış olacaklar ki ve ders almayanlara ithafen '' Borç Bini geçince kuzu eti yenirmiş'' demişler.

Bu Atalar sözü birçok anlam ifade ediyor elbette, ben ekonomik koşullar nedeniyle önümüzü göremediğimiz şu günlerde tedbirli olunması gerektiği yönünden bahsetmek istiyorum.

Geçtiğimiz pazar günü kar yağışını evimin penceresinden çay eşliğinde seyretmekten biraz ara vererek dışarı çıktım. Hem Eskişehir yolu üzerindeki petrol istasyonundan her ne kadar ''Yok artık'' desek de pahalılığına aldırmadan lüks değil zorunlu ihtiyaç durumuna gelen aracıma oto gaz alıp, dönüyorken malum alışveriş merkezinin otoparkının tabiri caiz ise ağzına kadar dolu olduğunu gördüm. Nedir bu kadar doluluğun nedeni gibisinden bende gireyim dedim. Malum alışveriş merkezinin alt katındaki alışveriş mağazaların ve üst kattaki yiyecek içecek yerlerinin tıklım tıklım dolu olduğunu gördüm. Alış veriş mağazalarında genelde kışlık ihtiyaçların ve özellikle çocuklara bir şeyler alınması ön plandaydı.

Üst kattaki yeme, içme bölümünde oturacak yer olmayacak kadar dolu olması Allah var beni çok şaşırttı. Basın camiasının bir mensubu olarak Ülke genelinde yaşanan döviz ve altın artışından kaynaklanan hayat pahalılığın özellikle dar gelirli ve asgari ücretliyi evden çıkamayacak dereceye getirmesi nedeniyle bu kadar kalabalık olacağı hiç ama hiç aklıma gelmemişti.

Kimsenin ne yediğine içtiğine ne de giydiğine karışacak ya da müdahale edecek bir hakkı kendimde asla görmüyorum. Ama..; Sosyal medya da ya da sokaklarda geçinemiyoruz, çok zor durumdayız, yandık. Battık vb. gibi feryat figan edenler sanki bizden değil....

Alışveriş ve giyim mağazaların o kalabalığı bir derece diyeceğim, mevsim kış iyi giyinmek ve çocukları iyi giyindirmek lazım...

Ama.. Makyaj ürünleri satan mağazaların ve üst kattaki yeme içme bölümünün doluluğun, ben zaruriyet ve mecburiyet olduğuna inanmıyorum. Ha diyeceksiniz ki.... Hakkımız değil mi bakımlı olmak.. Ayda bir sefer eşimizle çoluk çocuğumuzla dışarıda yemek yemek ne zaman lüks oldu.... Diyebilirsiniz... Yerden göğe kadar haklısınız. Buna kimsenin itirazı yok zaten.. Amaaa başta hayat pahalılığı olmak üzere ekonomik sıkıntıların had safhada olduğu şu günlerde " Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak" Atasözünün geçerli olduğu bir dönem değil mi sizce.

Eğer ki.... Her şeye rağmen.. Yaşamak bizimde hakkımız.. tabiî ki giyecez, giydirecez... Elbette yiyecez, içecez diyorsanız... " Borç bini geçince her gün kuzu eti yenirmiş" Atasözümüzün doğruluğunu teyit etmiş oluruz.

Aslında demek istediğim şudur ki.... Hepimiz Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Bu durumu her kesim hissediyor. Ama en çok da emekli ve çalışan kesim, özellikle de asgari ücretle geçimini sağlayanlarımız iliklerine kadar hissediyor. Elbette bu durum böyle devam etmeyecek, Allah'ın izni ile bunları da atlatacağız. Tüm dünyayı sarsan kovid 19 belasının yaralarını sarmak için verilen mücadele sonucunda zor zorunda kaldık. Her yönüyle bunun yarattığı zor şartlarda biraz daha dikkatli olmak " TASARRUF " konusunda azami özeni göstermemiz gerektiğine inanıyorum.

İlerleyen zamanlarda bütçemizde " Kara deliklerin " oluşmaması için ayağımızı yere sağlam basmamız ve olmazsa olmaz denebilen mecburi harcamalarımız dışında daha dikkatli davranmamız gerekiyor inancındayım.

Çünkü..; bu zor günler de " GEÇÇEK " inşallah...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.