Aman Allah'ım ne günlere geldik, neydik ne olduk diye hiç ama hiç hayret etmiyorum. Bu nereden çıktı. Böyle bir şey nasıl olur da demiyorum. Olur olur bal gibi olur diyorum. Oldu da zaten. Ne denildi ise tam tersini, tam aksini yapmak için adeta yarıştık. Sosyal mesafe dediler birbirimize yapıştık.... Temizlik dediler, Sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkadık o kadar.... Maske dediler... ha bak bu konuda başarılıyız, neden mi "aksesuar" olarak benimsedik giydiklerimizle "kombin" yaptık. Tuttuğumuz takım, sevdiğimiz şekiller falan derken Kanıksadık sevdik velhasıl.... Türk Milleti olarak kimse bize sevmediğimiz bir şeyi asla yaptıramaz. Eskiden beri kuyruğa girmeyi.. hele hele hem kuyruk hem sosyal mesafe.... asla yapamayız. Tertipli, düzenli şekilde sıraya girmeyi sevmeyiz biz. Ne maç kuyruğuna, ne yardım kuyruğuna ve başka kuyruklara... Kuyruk bize hep ters gelmiştir, kuyruğa alerjimiz vardır oldum olası..
Velhasıl söylenenlerin kimilerini kulak arkası ettik, kimilerine kulağımızı tıkadık, kimisine gözümüzü yumduk sonuç olarak "TAM KAPANMA" yı aklımızın akıyla hak ettik. Tam kapanma olsun bir an evvel bitsin de tam özgürlüğümüze kavuşalım istiyoruz. İstiyoruz da sadece istemek yeterli olmuyor işte. Yeterli olabilmesi için "TAM KAPANMA" nın getirdiği müeyyidelere uymak gerekiyor. Uyulmadığı müddetçe boşuna kapanmış olacağız haberiniz olsun. Markete her aileden bir kişi yerine çoluk - çocuk gitmeye devam edersek, elimize aldığımız boş market poşetini "yeşil pasaport" gibi kullanarak tüm yasakları delip şehri bir baştan bir başa gezersek, hala altın günü yapar, iftara eşi dostu çağırırsak, vb.ne kadar olmaması gereken hastalığa davetiye çıkartan hal ve hareketlerimize devam edersek bu "Tam kapanma", "Tam fiyasko" olur haberiniz olsun.
Kimseyi suçlamayalım. Ne devletin aldığı kararları ne de sağlıktaki uygulamaları yetersiz, yanlış veya eksik diyerek daha fazla yanlışlığa sebep olmak yerine tamamlayıcı ve doğrusunu uygulayıcı olalım. Bu lanet virüsten kurtulmanın yolu doğrusunu en iyi şekilde yapmakta geçtiğini lütfen unutmayalım.
Ancak her ne kadar alınan kararlara saygı duyalım desem de kafama takılan eksikliği söylemeden geçemeyeceğim. Tam kapanma kararı alındı alınmasına da bu kararın uygulama aşamasında hiç kimse sürekli ikametgâhının dışında ikamet etmesine izin verilmemeliydi. Genelge ile belirtilenler dışında kimsenin sürekli ikametgâhının dışında başka bir yere gitmesine izin verilmemeliydi. Ama bu yapılmadı. Tam kapanma gün ve saatinden önce tüm yurtta milyonlarca insan sürekli ikametgâhından ayrıldı. Kimisi yazlıklarına gitti... Gitti ki pir gitti... Sahil il ve ilçeleri tarihi görülmemiş nüfus artışlarına sahne oldu. Kimisi sıla-i rahim derdine düştü. İyi de arkadaş bu "tam kapanma" tatil mi, dinlenmemi, keyfe alınan bir karar mı..?
Düşünsenize; Sıla-ı rahim yapan vatandaş kavuştuğu, uzun müddet görmediği Anne - Babaya, akrabaya, eşe dosta sosyal mesafeli durup, karşıdan karşıya "Hoş buldum" mu diyecek.. Hadi, Hadi oradan..
Batı sahil kent ve İlçelerine hücum eden "kalbur üstü" cüler. Normalde 20 bin nüfuslu yerleşim yerinde 500 bin kişi oldunuz. Kibrit kutusu misali nasıl sosyal mesafeye uyarak "tam kapanma"yı gerçekleştireceksiniz...? Size de kocaman Hadi, Hadi oradan..
En büyük olumsuz ve yanlış uygulama olan sürekli ikametgâhında "tam kapanma" yı sağlayamaması cezasını orada yaşayanlar, kapanma sonrası dönüş de geride bırakılan vaka artışlarının seyri tayin edecektir. İnşallah "tam kapanma"yı sürekli ikametgahında geçiren uyumlu vatandaşlar olarak hak ettiğimiz tam özgürlüğümüze kavuşarak taçlandırırız. ALLAH SONUMUZU HAYIRLARA ÇIKARTSIN İNŞALLAH...