Herhangi bir dünya ülkesinde bir hafta veya 15 günde bu kadar hızlı değişen gündem veya üst üste yaşanan bu kadar olay olsa o ülkede ne istikrar kalır ne hükümet...
Dünyada her anlamda eşi benzeri görülmemiş bir ülkeyiz...
Son yirmi günde yaşananlara bakılırsa, Yenidoğan Çetesi denen insanlık yoksunu aşağılık yaratıkların kan donduran faaliyetlerinin bozduğu sinir sistemimiz, Sayın Cumhurbaşkanının muhtemel tehditlere karşı iç cepheyi sıkı tutmalıyız beyanıyla başlayan, ardından Sayın Devlet Bahçeli'nin teamülleri altüst eden ve bununla birlikte "Muhakkak bir bildiği vardır" denilerek ciddi şaşkınlık yaratan Umut Hakkı çağrısı, bu çağrı sonrasında TUSAŞ saldırısı...
Devamında bu yaşananların yankıları sürerken bir anda Esenyurt Belediye başkanının terör bağlantılı olduğu iddiasıyla başlatılan hukuki süreç, bununla ilgili yorumlar ve değerlendirmeler devam ederken Mardin, Batman, Halfeti belediyelerine yine tespit edilen terör bağlantıları nedeniyle Devletimiz tarafından görevlendirilen kayyum.
Tüm bu gelişmelerle birlikte, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş, Bolu Belediye Başkanı Sayın Tanju Özcan ve Afyon Belediye Başkanı Sayın Burcu Köksal'ın CHP Genel Başkanı Sayın Özür Özel'in İstanbul Esenyurt'ta yapılacak mitingde tüm belediye başkanlarına katılma çağrısına katılmayarak sergiledikleri duruş ve bu farklı duruşun yine CHP cenahında bir ayrılık bir kopuş veya bir yol ayrımı mı var sorularının sorulmaya başlaması...
İsrail'in 7 Ekimden bugüne kadar yaptıkları ne insanlığa ne devlet yapısına ne vicdana zaten sığmıyor. Güneyimizin ateş çemberine döndüğü ve bu ateşin sıcaklığının her geçen gün ülkemizde daha çok hissedildiği bu günlerin daha da sıcak gelişmelere açık olduğu bir geleceğe doğru yol alan bir sürece doğru hızla ilerliyoruz.
Daha Ege ve Trakya’da , Kafkaslar da Balkanlar da yaşanacak muhtemel gelişmelere değinmedik. Şu an çok yakın tehdit olarak değerlendiren güneyimiz ile ilgili değerlendirmeleri kaleme alıyoruz.
ABD'nin Suriye'nin Kuzeyinde kurulacak bir kukla Kürt Devletinin temelini hazırladığı, İsrail'in de gerek İran gerekse Lübnan ve Suriye'den gelecek saldırılara karşı her türlü güç kullanımını pervasızca uygulayabileceği göz önüne alınırsa, buradaki temel gayenin İsrail'in güvenliğinin ABD tarafından sağlanması sonrasında Türkiye'nin de YPG-PKK gibi bölücü yıkıcı terör örgütleriyle haklı mücadelesinin ABD eliyle sonlandırmaya çalışılması, ABD'nin yukarıda sayılan iki ana başlığı kendince çözüme kavuşturduktan sonra, tüm gücünü Asya Pasifik bölgesine yönlendirerek Çin ve Tayvan üzerinde başlayan huzursuzluğu kendine her zaman tehdit olarak gördüğü Çin üzerine kuvvetlerini gönderip bu alanda başlayacak bir çatışmada pozisyon almak istediğini görüyoruz.
Önümüzdeki gün ay ve yılların bölgemiz ve dünyanın farklı coğrafyalarında iyiye gitmediği bir ortamda 101nci yılını kutladığımız Cumhuriyetimiz ve onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda devletimizle ordumuzla milletimizle birbirimize sıkı sıkıya bağlı olmamızın önemini bir kere daha vurgulamak istiyorum.
Kim ne hesap yaparsa yapsın kim ne tuzak kurarsa kursun bizler bu mübarek vatanın her karışını kendi canımızdan aziz bilerek birlik ve beraberlikle bin yıl önce olduğu gibi bin yıl sonra da binlerce yıl bizim olacak irade azim ve kararlılıkla diyoruz ki;
Geldik, Buradayız, Gitmiyoruz.
Devletimiz var olsun Milletimiz sağ olsun. Saygılarımla...