Değerli okurlarımız, alışveriş yaparken aynı ürünü bir gün içinde farklı fiyatla almayan hemen hemen yok gibidir.
En büyük banknotun alım gücünün dahi bir gün içinde düştüğünü üzülerek görüyoruz.
Bununla birlikte alım gücü erozyonuna bir de market etkisi eklenince durum daha da içinden çıkılmaz noktaya geliyor.
Cezai tedbirler veya şube kapatmakta kalıcı çözüme ulaşmaya yetmiyor.
Fırsatçılık ruha bedene işlemiş bir kötü huylu ur gibi her konuda insanımızı sarmışken, sabit gelirli ve emekli vatandaşın durumu adeta yoğun bakıma girmiş hasta gibi.
Çözüm önerilerini konunun uzmanları birçok kez yazdılar. Sonuç... Yok.
Hangi sistem hangi doktrin uygulanırsa uygulansın, öncelikle insan olmak fırsatçılık girdabından bir parça olsun uzaklaşan ahlâki değere sahip olmak hangi sistem olursa olsun olmazsa olmaz kriteridir.
Yüksek fiyatlara rağmen otoparklarında araba park etmeye yer bulunmayan AVM’ler, kırmızı et restoranları ile adı dünya çapında bilinen ve Türkiye'de çok talep gören statü göstergesi haline gelen kahve markalarının kalabalıklığı ile akaryakıt artışına rağmen trafikteki yoğunlukta, bir yandan peynir alınamıyor dediğimiz dönemin içinden çıkılamayan tezatı...
Hayırlısı artık...
Kalın sağlıcakla....
Saygılarımla...