Ülkemiz tarihinin hiç karşılaşmadığı bir yabancı akınıyla karşı karşıya kalmış bulunmaktadır. Bu gelenler mülteci de değildir. Çünkü mülteci Uluslar arası hukukta kendi ülkesinde
yaşanan karışıklıklar sebebiyle kısa bir süreliğine başka ülkede özel iskana tabi tutulan insan topluluğudur. Maşallah bizde Afrikalı Asyalı, Azerbaycanlı Türkmenistanlı ne ararsan var ?
Cumartesi pazara çıktım. Alışveriş yapanların yarısı ancak yerli idi ve yarısından fazlası ise dışarıdan gelen insanlardan oluşmaktaydı. Mülteci özel yerlerde kısa süreliğine iskana tabi tutulur. Bizim gibi ellerine her ay maaşını çakması için bankamatik kartı, telefon kartı dilediği ülkelere telefon etmesi için (Amerika dahil olmak üzere tüm dış ülkelerle rahat konuşulabilmesi için Uluslararası aramayı da içerecek şekilde) sosyal yardımlar ve para desteği sağlanmaz.
Sokağa çıkıyorum garip garip kıyafetli insanlar bunlar kimdirler? Ülkemde ne işleri vardı ? Ülkemde daha ne kadar kalacaklardır? Bunlara cevap verebilememektedir.
Geçen yıl İsviçre'ye gittim. Ülkeye sığınan Yabancılar küme halinde bir yerlerde iskana tabi tutulmuştur. Bizde Suriyeli resmi kayıtlara göre 4 milyon civarındadır. Bu rakama Afganistanlılar, Iraklılar , Tacikistanlılar v. s. Dahil değildir. Maalesef din kardeşi olarak tabir edilen bu kişileri camilerde de görememekteyiz. Ancak yüzde beşi geliyor camiye maalesef. Resmi ve gayri resmi ülkemde 10 milyon civarında yabancı insan vardır. Bunlar ülkemize mülteci olarak değil yerleşmek üzere gelmiştir. Suriye'de savaş bitmiştir. Zaten 7 milyon nüfusu var. 4 ü bizde 1 milyonu değişik ülkelere gittiyse ancak iki milyon Suriyeli kalmıştır. Ülke de YPG, PYD ye bırakılmış bulunmaktadır. Aslında böyle bir durum ülkemizi de son derece zor konuma sokmakta Amerika'nın da Suriye'ye yerleşmesiyle son derece sorunlar yaşanacağına işaret etmektedir.
Bize göre ülkemizi ileride daha büyük sorunlar yaşatacağımıza inandığımız şu yabancı sevdasından vazgeçmeli onları ülkelerine vakit geçirmeden göndermelidir. Yarın bu konuda çok geç olabilir. Yakınlarını savaşta kaybeden dul kadınlara kimsesiz çocuklara sahip çıkılmalı, onlara gereken sevgi ve şefkat gösterilmelidir. Bize düşen görev budur. Onlara barınma yerleri sağlanmalı, bakımları en iyi şekilde yerine getirilmelidir.
Eli ayağı tutan taşı sıksa suyu çıkaracak gençler de ülkelerine geri gönderilmelidir. Bu bir nevi de terörle mücadeleye destek anlamı da taşır. Gitsinler ve ülkelerinde mücadele etsinler.
Afrikalılar, Afrika'ya ülkelerine, diğer tüm Yabancılar da memleketlerine geri yollanmalıdır. Biz bize yeteriz. Başkalarına ihtiyacımız yok. Bu ülke bizlerin atalarının şehit kanlarıyla alındı. Eğer göz diken olursa da kanımızın son damlasına kadar da mücadele etmeye hazırız. Atalarımız böyle kazandılar, biz kaybetmemek için de her türlü mücadeleyi verebiliriz.