Cambazın biri, eşeği yularından çekip gelmiş pazara. Bir başka cambaz yanaşmış..:
“Kaça bu eşek..?”
“Bin lira!”
“Aldım gitti, ver elini helalleşelim”
Birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış..:
“Yahu görmüyor musun, bu eşek topal. Onun için ucuza verdi”
“O eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış. Bu nedenle topal sanıp ucuza elden çıkarmaya bakıyor”
Eşeği satana koşmuşlar..:
“Yahu bu eşek topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış”
Satıcı gülmüş..:
“Eşek topal olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı tırnağına ben koydum”
Alıcıya koşmuşlar..:
“Yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı o koymuş.
Seni de kandırdı, parayı aldı”
Alıcı dövünmeğe başlamış:
“Vay namussuz vay..!
Eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni kazıklayacaktı”
Şu son günlerde hikayede ki geçen olay gibi tam o durumdayız. Kimin ne yaptığı, ne söylediği, ne demek istediği belli değil.
Herkes Profesör, herkes sağlıkçı, herkes bilim adamı, eğitimci..velhasıl herkes bildiği bilmediği ne kadar konu varsa hepsinde sanırsın ki uzman.
Yahu bi durun, bi nefes alın... Arkanıza yaslanın, bi sakinleşin.
İşi, konuyu, olayı, yapılması gerekeni yetkilisine, işi bilenine, gerçek anlayanına, gerçek uzmanına bırakın.
Evet zor günler geçiriyoruz. Başımızda tüm dünyayı da etkisi altına alan bir virüs belası var. Tüm dünya sıkıntılı, telaşlı ve tedirgin. Her ülke kendi çapın da en iyisini, en sağlıklısını, en güvenilir olanını yapmaya çalışıyor.
Biz de ülke olarak en tesirli, en etkili ve uzun süre koruyucu özelliği olan aşıyı tedarik edip, başta bizi ayakta tutmaya ve her konuda sağlıklarını hiçe sayarak bizim sağlığımızla ilgilenen sağlık çalışanlarından başlayarak ve devletin belirlediği öncelikli kişiler sıralaması ile aşılamaya devam ediyoruz.
Nereden nereye geldik. Geçen sene bu zamanlarda başlayan belirsizlikten, tüm dünya ülkeleri ile entegre şekilde hareket ederek, normal yaşantımızdan fedakarlık yaparak, sosyal yaşantımızı kısıtlayarak, uyarıları ve alınması gereken tedbirleri alarak çok şükür bu günlere geldik. Artık düşman belirlenmiş, ne olduğu tespit edilmiş ve aşısı bulunarak uygulanmaya başlanılmıştır.
Bundan sonraki süreç yine devletin öngördüğü şekilde sıfır sonuca varıncaya kadar mücadele devam edecektir.
Bu noktada bizlere düşen, sabırla bekleyip metanetle olayları izlemektir.
Bazıların dediği gibi, neden efendim 3 milyon aşı geldi, 83 milyona bu aşı ne desin, kime yetecek, paramız mı yok, bize sıra ne zaman gelecek, pahalı aldık, neden Çin'den aldık, Rusya'dan, Almanya'dan, falan devletten neden almadık.. vb. gibi kuru gürültü yapmanın şu durumda ne zamanıdır ne de yeridir.
Üç kişilik ailesini yönetemeyen, hayatı boyunca bir tek olumlu hareketi bulunmayan, başarıdan çok başarısızlıkla ünlenen kişilerin kalkıp bu süreci eleştirmesi kadar mantıksız bir durum yoktur.
Önceden hiç bir deneyimi olmayan ve tecrübe edilmemiş ilk defa başa gelen bu virüs belasından en az zararla çıkma konusunda Başka Sağlık Bakanımız olmak üzere, özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarına, ön görülen kural ve kısıtlamaların en iyi şekilde uygulanmasını sağlayan emniyet mensuplarımıza, emeği geçen tüm Kurum, Kuruluş ve bunların yöneticilerine sonsuz teşekkür ediyorum.
El birliği ile hareket edildiğinde, alınan kararlara ve uygulamalara harfiyen uyulduğunda aşılamayacak hiç bir engelin olmadığı, altından kalkılamayacak hiç bir sıkıntının bulunmadığını inşallah göreceğiz. O eski sağlıklı, huzurlu, özgür yaşantımıza tekrar geri döneceğiz.
Bu noktada yapacağımız en önemli hareket, olayları ve uygulamaları sükûnetle takip etmek, sabır göstermek, öngörülen kurallara riayet etmek olacaktır.
Rahmetli Annemin meşhur bir sözü vardı.'' Süt sağılıncaya kadar durdun da, pişinceye kadar mı duramayacaksın'' derdi.
Bu doğrultuda.;
Ne topal eşeğin satıcısı, ne de alıcısı gibi olmaya çalışanlara inat, bu zor günleri de geride bırakacağız. Biraz daha '' SABIR ''diyorum. Tünelin ucu göründü. Özlenen güzel günler yakında....