Çin'den tüm dünyaya yayılan korona virüsü, hiç akla hayale gelmeyen, sonuçları önceden asla kestirilemeyen, yaşantımızı bu kadar etkileyeceği tahmin edilemeyen bir felaket olarak sağ kalanların anılarında derin bir yara olarak kalacağa benziyor.
Geçmiş tarihimizde de buna benzer salgın hastalık vakaları nüksetmiş olmasına rağmen, o zamanlar ulaşım ve insanların birlikte yaşadığı yerlerin nüfusunun bu kadar kalabalık olmaması nedeniyle genelde bölgesel olarak kalmış, tüm dünyayı hiç bu kadar etkilememiştir.
Hala tüm dünyayı etkisi altında tutmaya devam eden bu virüsün Ülkemizdeki ölümlerle sonuçlanan vakaların haricinde en büyük etkisi mutlaka ekonomiye olmuştur. Büyük çoğunluğu Müslüman olan Ülkemizdeki dini tahribatı da hiç yabana atılacak cinsten değildir. Bu tahribat en çok din tacirlerine yaramış, ellerini ovuşturarak fırsatı en iyi değerlendirme yarışına girmişlerdir.
Yılda iki defa dini bayramlar nedeniyle bayram namazlarında camiye giden,beş vakit farz namazlarını hiç kılmamış olan daha doğrusu dinle uzaktan yakından hiç alakası olmayan bir güruhun, virüs tehdidi nedeniyle alınan önlemler nedeniyle geçici olarak camilerin ibadete kapatılmasını fırsat bilip,Cuma namazı kılınmamasını eleştirerek '' Üç cuma namazı kılmayan kafir olur'' şimdi biz kafir mi olalım yaygarası yapıp, vatandaşların dini duygularının bam teline basarak kendilerine meşru zemin arama yarışına giren zübüklere sesleniyorum.....!!!
Sen ki....;
İslâmiyet'in '' İ '' sinden haberi olmayan, Teravih namazını kılmayanın orucu kabul olmaz diyen....Bayram namazsız bayramlaşma olmaz diyen....3 cuma namazı kılmayan kafir olur diyen zavallı.....!!!
Unutma ki İslam dini kolaylık dinidir. Yüce Peygamberimiz (S.A.V.) zamanında da salgın hastalıklar zuhur ettiğinde ibadethanelere gelinmemesi gerektiğini söylemiştir. Din İşleri Yüksek Kurulu, Corona virüsü hastalığının görüldüğü ülkelerde yaşayan ve yüksek risk grubunda bulunan Müslümanların cuma namazı yerine evlerinde öğle namazı kılabileceğini belirterek, Corona virüsü hastalarının veya şüphe nedeniyle gözetim altında tutulanların da cuma namazı veya başka bir gerekçeyle insanların toplu halde bulunduğu mekânlara gitmelerinin caiz olmadığını açıklamıştır. Din İşleri Yüksek Kurulunun fetvasıyla virüs tehdidi bitene kadar camilerde cemaat ile namaz kılınmasına ara verildiğini hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Toplumu ve insanlığı tehdit eden salgın sebebiyle alınan bu karara uymamak toplum sağlığını tehlikeye düşürecek büyük bir vebal ve kul hakkı ihlalidir. Israrcı olmak ise dinen caiz olmayan bir tutumdur..demiştir.
Ülkemiz halkının geleceğini etkileyecek, hatta tüm insanlığı kökünden kazıyacak kadar büyük bir tehdit riski bulunan korona virüsünü etkisiz hale getirmek için alınan tedbirleri hiçe sayıp, İslamiyet'in Müslümanlara emrettiği salgın hastalık ve tabii afet durumlarında namaz terk edilebilir denilmesine rağmen.. İnsanları tahrik ve Devlet düşmanlığına sevk etmek kastıyla 3 haftadır cuma namazı kılmadık, 3 sefer cuma namazı kılmayan ''KAFİR'' olur diyen münafıklar
Üç Cumalık Müslümanlık çığırtkanlığı yapacağınıza her iki dünyalık Müslüman olmanın şartlarını yerine getirmeye çalışıp,bu zor dönemde Allah rızası için sende elini taşın altına koysan daha iyi olmaz mı...?