Doruk Gazetesinden Ruhsen KUMDALI İle Özel Bir Raportaj

 Doruk Gazetesi Ahmet ARABACI: Önümüzdeki seçimler için ne düşünüyorsunuz ve aday olma gibi bir düşünceniz var mı? Ruhsen KUMDALI: Benim bu konudaki düşüncelerim biraz farklı. Ben seçimleri demokrasinin var olduğu bir ortamda halkın özgür iradesini eşit koşullardaki bir yarışmayla sandığa yansıtması olarak görüyorum. Oysa totaliter rejimlerdeki seçim demokratik bir görüntü var sanılsın diye sahneye konulan bir oyundan ibarettir. Ben ana muhalefetin veya muhalefetin yetkili organlarında görev alsaydım yılların bana verdiği birikimi işte bu günlerde kullanırdım. Normal bir vatandaş herhangi bir konuda aday olması gerektiği zaman ondan savcılık belgesi isteyen bir anlayış bu yarışa girecek siyasi partiler için de geçerli olmalıdır. Bütün toplumun bileceği bir gerçek şudur ki AKP yargıdan kaçmıştır. Kaçmasaydı sabıka kaydı da doğal olarak üzerine yapışacaktı. Bu yüzden sabıka durumu şaibeli olan bir parti ile yarışa girmek ve bu yarışı kabul etmek bunu peşinen aklamış olmaktır. Zannederim cevapları bir arada verdim. Demokratik olduğuna inanmadığım hiç bir seçime de katılmam.   Doruk Gazetesi Ahmet ARABACI: Ülke ekonomisinin geleceği ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Ruhsen KUMDALI: Ekonominin temel direği olan sermayeci, yatırımcı ve perakendeci unsurlar bir zincirin ayrılmaz parçalarıdır. Siyasi iktidarların yarattığı iklimden korkup ürkmeye başlarsa o bölgeyi derhal terk ederler. Daha kısa bir ifadeyle sermayeyi bir kaplumbağaya benzetebiliriz. Biliyoruz ki kaplumbağalar güvenli bulmadığı ortamlarda kabuklarının içersine çekilirler. Böyle bir ortamda şartlar gereği küçülmekte olan ekonomiyi iyice daraltır ki piyasadaki ödemeler dengesi bozulduğu gibi işsizlik hızla artar, sürkülasyon hızla düşer, seri iflaslar peş peşe gelir. Bu bankaların önünde beliren en büyük riski ortaya koyar. AKP nin tercih ettiği tüketim ekonomisini inşaat ve otomotiv sektörleriyle yürütülmek istenen yapı karaya oturmuştur. Sektörlerdeki çöküntüyü görücez. Turizm sektörü de bu dönemde en riskli bir süreci tanıyacaktır. Bölgemizdeki çatışmalar ve Rusya’ daki kriz oradaki sıkıntı içersindeki yapıyı da iyice girdaba sokacaktır. Bu durumda kamunun biriken borç stoku nasıl ödenebilir, evveliyatında yapılan hatalarla kara paraya bulaştırılan bir ekonomiyle kaynak bulunamadığı gerçeği de zaten gün yüzüne çıkmıştır. Bu konuda söylenecek başka bir şey yok.   Doruk Gazetesi Ahmet ARABACI: CHP’ deki dağınıklık ve istifaları nasıl görüyorsunuz? Ruhsen KUMDALI: Liderlik lafla olmuyor. Lider yaptığı işi, çalıştığı kadroları tanımalı ve kendi kafasındaki palyatif çözümlere göre partiyi yönlendirmemeli. Siyaset kişiye yada konjonktüre endeksli değil ilkelere ve vizyon zenginliğine dayandırılarak yapılmalı. Sayın Genel Başkan niteliğini, geçmişini bilmediği insanların mesleki kariyerlerine dayanarak ya da çevresindeki insanların telkinleriyle onları birer kurtarıcı gibi gördü sonuçta da bu aşı tutmadı. Bir sürü profesörle, sendikacıyla, bir sürü emekli konuma gelmiş medya mensubuyla dolan bu partiye bu arkadaşlarımızın ne kadarlık bir katkı verdiğini hep beraber gördük. Onun için bu şekilde zahmetsiz bir konumda mevki ve makamı elde edenler partideki yoksunluğun kendileri tarafından giderileceğini sanarak kendilerini liderlik aynasında görmüşlerdir ve parti kurmaya kalkmışlardır. Bunlar, partinin geleceği ile ilgili iyi sinyallerin ortaya konulmadığını göstermektedir.   Doruk Gazetesi Ahmet ARABACI: Bilindiği gibi kısa bir süre önce Yunanistan’da yapılan seçimler sol iktidarı getirdi. Syriza’ nın bu başarısı hakkında neler diyeceksiniz? Ruhsen KUMDALI: Sosyal vaatlerle iktidar elde etmiş bir parti. Bunun sonucunu beklemek lazım, kaynak bulup bulamayacağı belirsizdir. Toplumdaki talepleri karşılayamaması büyük şok dalgaları yaratabilir ve o vaatler bir bumeranga da dönebilir. AB’ deki tepkilerin ne boyutta olacağını görmek lazım. Ayrıca işin içerisinde büyük bir parasal sürtüşme söz konusudur. Yunanistan’ ın var olan borcunun yarısını ödeyeceğini diğer yarısını yok sayan bir anlayışın kredi ve kaynak bulmakta ne şekilde sıkıntılar yaşayacağını da görüp düşünmek zorundayız. Bizim toplumumuzda düşünce üretmek yerine, çözüm üretmek yerine taklitçilik ön planda olduğu için bu tür sol partiler hatta iktidar partisi bile Yunanistan’ ı taklit etme eğilimi içerisine girerse bu da şaşırtıcı olmasın.   Doruk Gazetesi Ahmet ARABACI: Son olarak, nedir sizin hakkınızdaki bir kesimin eleştirileri? Ruhsen KUMDALI: Her şeyden önce eleştiriye açık bir insanım. O arkadaşlara da saygı duyuyorum hem de sonsuz saygı duyuyorum. Ama bunun takdiri önce o arkadaşımdadır, bunun taktiri partili arkadaşlarımdadır, bunun taktiri seçmenlerdedir ve Kütahya kamuoyuna aittir. Başka bir şey söylemem yakışık almaz. Demokrasilerde eleştirilere hoş görü gerekir. Bu, çağın gereği olan siyasi bir olgunluktur. - DORUK