CHP Kadın Kolları Başkanı Sevinç ŞENOL, Karantina'da Ailelerin Durumunu Ele Aldı
CHP Kadın Kolları Başkanı Sevinç ŞENOL, Karantina'da Ailelerin Durumunu Ele Aldı
CHP Kadın Kolları Başkanı Sevinç ŞENOL, korona'dan dolayı karantina sürecinde uyumlu, saygılı ailelerde izolasyon süreci, evde tatile dönüşürken; pek çok ailede, normalde tolere edilen bir çok davranışın birlikte vakit geçirildiğinde bocalama yaşanmasına neden olurken; ekonomik daralma ve belirsizlik, duygusal ve fiziksel şiddeti artırmakta olduğunu belirtti.
CHP Kadın Kolları Başkanı Sevinç ŞENOL, korona'dan dolayı karantina sürecinde uyumlu, saygılı ailelerde izolasyon süreci, evde tatile dönüşürken; pek çok ailede, normalde tolere edilen bir çok davranışın birlikte vakit geçirildiğinde bocalama yaşanmasına neden olurken; ekonomik daralma ve belirsizlik, duygusal ve fiziksel şiddeti artırmakta olduğunu belirtti.
Devletin en temel görevlerinden biri de aile içi şiddetin önlenmesi ve bireyleri korunmasına yönelik hizmetlerdir diyen CHP Kadın Kolları Başkanı Sevinç ŞENOL: "Yaşamakta olduğumuz salgın sürecinde evde olmak zorunlu bir sağlık tedbiri haline geldi. Okulların tatil olması, çoğu işyerinin esnek çalışma uygulamasına geçmesi, bazı işyerlerinin de çalışma yasağına dahil olması hepimizi alıştığımız rutin hayatımızdan bir anda kopardı. Kendimize ve yakınlarımıza dair hastalık kaygısıyla evlerimize kapandık.
Bu süreç ister çalışan, isterse ev kadını olsun tüm kadınların günlük hayatlarını her zamankine göre daha da zorlaştırdı. Genellikle kadınlar tarafından yapılan yemek, temizlik gibi gündelik işler hijyen tedbiri olarak çok daha detaylı ve dikkatli yapılır hale geldi. Dışarıdan alışverişle eve giren malzemelerin yerine yerleştirilmesi bile dezenfekte kaygısıyla başlı başına bir iş oldu.
Uyumlu, Saygılı Ailelerde İzolasyon Süreci, Evde Tatile Dönüşüyor
Ev gibi küçük bir mekanda her gün aynı kişilerle, sürekli aynı şeyleri tekrarlamak çoğumuzun duyusal durumunu bozdu. Birlikte güzel zaman geçirme kültürleri olan, ortak zevklere, eğlencelere sahip, birbirlerinin tercihlerine saygılı aileler kısa bir bocalama evresinden sonra yeni yaşam biçimine adapte oldular. Zorunlu olarak evde kalmayı, günü birlikte planlayarak kaliteli zaman geçirmeye çevirdiler. “belki de hayatın dur ve kendini gözden geçir “ dediği noktadayız diyerek hayattaki önceliklerini tekrar düşündüler. Bu tip aileler, evde mutlu işbölümleri yaparak, hem dayanışma içerisinde günlerini geçiriyorlar hem de birlikte var olmanın keyfini çıkarıyorlar. Evlerde ekmekler pişiriliyor, tüm aile fertleri denemedikleri yemek, pasta börek tarifleri deniyor, zamansızlıktan ertelenen ufak tefek işler özenle yapılıyor, maskeler dikiliyor, albümler karıştırılıyor. Böylelikle izolasyon süreci evde tatil şeklinde geçiriliyor.
Pek Çok Ailede, Bocalama Yaşanmakta
Maalesef ki pek çok aile için ise bunları söyleyemiyoruz. Birlikte zaman geçirme becerisi olmayan ailelerde zorunlu eve kapanış, rutin hayatın maskelediği sorunları ortaya çıkardı. İşe, okula, sosyal çevreye ayrılan zamanın yardımıyla evdeki sorunları görmezden gelen, idare edebilen bireyler büyük bocalama yaşamaktadır. Hastalığa yakalanma paniği, salgının ve dolayısıyla eve kapanmanın ne kadar süreceğinin belirsizliği de işleri daha da zorlaştırmaktadır.
Ekonomik Daralma ve Belirsizlik, Duygusal ve Fiziksel Şiddeti Artırmakta
Yaşanan ekonomik daralma nedeniyle işini kaybeden, belirsiz süreli olarak işyerini kapatmak zorunda kalan ve bu nedenle en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma gelen çok sayıdaki aileyi de unutmamak lazım. Tüm bu olumsuzluklar toplumumuzda yaşanan duygusal ve fiziksel şiddeti arttırmaktadır.
Devletin en temel görevlerinden biri de aile içi şiddetin önlenmesi ve bireyleri korunmasına yönelik hizmetlerdir. Bu hizmetler içinde bulunduğumuz olağanüstü dönemde titizlikle ele alınmalı, mahalle mahalle örgütlenmeli, günün her saati ve kolay ulaşılabilir olmalıdır. Geçmişinde şiddet hikayesi olan aileler yakından takip edilmeli, kadınlara ve çocuklara destek verilmelidir. Kendisi şiddete uğramasa bile şiddete tanıklık eden çocukları yaşadığı travma gözden kaçırılmamalıdır. Karantina şartlarına uygun sığınma evleri çoğaltılmalıdır. Üçüncü kişi ihbarları dikkate alınmalıdır. Özellikle TRT kanallarında olmak üzere, ulusal ve yerel medyada öfke kontrol becerileri, aile içi şiddet konuları da psikologlar yardımıyla yayınlar yapılmalı, yaşanan sorunların internet üzerinden paylaşımı yapılmalı, ortak sorunlar tespit edilerek çözüme yönelik pratikler programlarda anlatılmalıdır. Kamu spotları yoğunlaştırılmalıdır.
Salgın sürecinin kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin işbirliği ile koordineli olarak, karşılıklı güven ve şeffaflık içerisinde yönetilmesini istiyoruz. Vatandaş olarak beklentimiz maddi, manevi en az kayıpla, sağlıkla bu zor günleri atlatmak" dedi. - DORUK
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.