Baro Başkanı Av. Ahmet ATAM: Altında Ölüm Var

Güncel 17.08.2019 - 17:32, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 7630+ kez okundu.
 

Baro Başkanı Av. Ahmet ATAM: Altında Ölüm Var

Açık ocak işletme yöntemi ile altın cevheri üretilmesi ve zenginleştirme tesislerinde cevherin işlenerek altın ve gümüş elde edilmesi planlanan, Murat Dağı'nda Kütahya İdare Mahkemesi 19 Ağustos 2019 tarihinde bilirkişilerle bölgede keşif icrasına karar vermiştir.
19 Ağustos'ta Baro olarak kendilerinin de Murat Dağında olacağını belirten, Baro Başkanı Av. Ahmet ATAM; Projenin ormanlık alanda yer aldığı, ÇED dosyasına göre sadece birkaç tane ağaç kesileceği belirtilmesine rağmen, gerçekçi olmadığı, maden faaliyeti için binlerce ağaç kesileceğinin de altını çizerek; "Antik dönemdeki  adı Dindymon olarak bilinen Murat Dağı, Frigler tarafından ana tanrıça Kybele ile özdeşleştirilmiş ve kutsal sayılmıştır.                     Ege Bölgesinin Büyük Menderesten sonra ikinci akarsuyu olan Gediz Nehri, Murat Dağının Kuzey yamacında olan Kırkpınar Tepesi yamaçlarından doğan pınarların Karapınar Vadisinde toplanması ile oluşur. Gediz Nehri bugün açık hava müzesi kabul edilen Gediz Deltasına hayat verir.                     Murat Dağında 853 bitki türü yetiştiği, bunlardan 94 tanesinin ise endemik olduğu bilinir. Dağa ilk çıkan botanikçi Balansa'nın topladığı bitkiler halen çeşitli herbaryumlarda sergilenmektedir. Karaçam ve Kızılçam ormanları hakim türdür.                     Murat Dağı, Gediz Deltasına hayat veren Gediz Nehrinin doğduğu dağın adıdır.                     Bu gün ise, açık ocak işletme yöntemi ile altın cevheri üretilmesi ve zenginleştirme tesislerinde cevherin işlenerek  altın ve gümüş elde edilmesi planlanan, Ege Bölgesinin en yüksek dağıdır.                     Proje alanı tamamen ormanlık alandır. ÇED dosyasına göre sadece birkaç tane ağaç kesileceği belirtiliyor ise de; bunun gerçekçi olmadığı, örneklerinden görülmekte olup; bölgedeki maden faaliyeti için binlerce ağaç kesileceği ortadadır..                    Siyanür zenginleştirme esnasında oluşacak ağır metaller çamur atık havuzlarına serilecek, bu havuzların tesis kapandıktan sonra da bölgede kalacak olması, toprağın bunu emeceği, üretim devam ederken yaşanacak klasik kazalar, dinamit patlatması ile çalışma yapılacağı ve Murat Dağının 1. dereceden deprem fay hatları üzerinde bulunması, süreçte siyanür kullanıldığından ve siyanür atık barajlarında birikecek ağır metaller,  yöre için olduğu kadar, Gediz  Havzası için büyük bir tehlike arz edecektir.                     Her ne kadar Ülkemizde altın üretiminden dolayı bugüne kadar bir çevre felaketinin  yaşanmadığı ve altın üretimi yapılan yörelerin havası, suyu ve toprağının zarar görmediği söylemekte  ise de; altın üretiminde kullanılan siyanür proses sonunda bertaraf edilememektedir. Siyanür için kurulan arıtma tesislerinde (ki; kurulursa), kükürt dioksit ve siyanürün, zararlı etkilerinden arıtılması amaçlanmakta ise de; siyanüre hava, su ve kükürt dioksit verilmek suretiyle bu zehir, siyanata çevrilmekte,  bu durumda da siyanürün zararlı etkilerinden kurtulmak bir yana, sadece farklı zehirli bileşenlere ayrışması sağlanmaktadır.                 Yarın çok şey için geç kalmış olmamak adına toplumsal duyarlılığı arttırmalıyız. Oturduğumuz yerden  "Murat Dağına sahip çıkalım" sloganlarıyla, kendi kendimize ah-vah çekerek hiç bir yere yaramayız. Biz Kütahya Barosu olarak ve beraberimizdeki birçok özel ve tüzel şahıslarla birlikte yürütmeyi durdurma talepli olarak davamızı açtık, Çevre ve Kent Hukuku Komisyonumuzun çalışmalarıyla 19 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi Halk Sağlığı Uzmanı Sayın Dr. Ümit ŞAHİN Bey'in katılımıyla bir konferans düzenledik. Üzülerek belirtmeliyim ki, klavyeleri başında Murat dağı yok olmasın diyen bir çok kişiyi orada göremedik. Ulusal Basında Murat Dağının çığlığını duyurabilmek, buranında bir Bergama, bir Kaz Dağları kadar önemli olduğunu anlatabilmek  amacıyla bir kısım gazeteci dostumuzu Murat Dağına götürüp gezdirdik ve haberlerinin  yapılmasını sağladık, gerek yerel ve gerekse ulusal basında halen de bu çığlığı duyurmaya çalışmaktayız, tüm halkımızdan da bu duyarlılığı bekliyoruz.                    Kütahya İdare Mahkemesi 19 Ağustos 2019 tarihinde bilirkişilerle bölgede keşif  icrasına karar vermiştir. 19 Ağustosta bizler orada olacağız. Sizi de aramızda görmek isteriz. İşimiz kolay değil, oldukça zor ve uzun bir süreç . Bu işe sahip çıkılmalı,  yarın başımıza neler gelebileceği en yakın komşumuzdan başlanarak anlatılmalı, uyarılmalı, bilinçlendirilmeli. Bu görev hepimizin boynuna bir borçtur. Toplum için, çocuklarımız için bunu yapmalıyız.                    Bu süreçte duyarlılık gösteren tüm yurttaşlarımıza ve basınımıza teşekkür ediyorum" dedi. - DORUK
Açık ocak işletme yöntemi ile altın cevheri üretilmesi ve zenginleştirme tesislerinde cevherin işlenerek altın ve gümüş elde edilmesi planlanan, Murat Dağı'nda Kütahya İdare Mahkemesi 19 Ağustos 2019 tarihinde bilirkişilerle bölgede keşif icrasına karar vermiştir.

19 Ağustos'ta Baro olarak kendilerinin de Murat Dağında olacağını belirten, Baro Başkanı Av. Ahmet ATAM; Projenin ormanlık alanda yer aldığı, ÇED dosyasına göre sadece birkaç tane ağaç kesileceği belirtilmesine rağmen, gerçekçi olmadığı, maden faaliyeti için binlerce ağaç kesileceğinin de altını çizerek; "Antik dönemdeki  adı Dindymon olarak bilinen Murat Dağı, Frigler tarafından ana tanrıça Kybele ile özdeşleştirilmiş ve kutsal sayılmıştır.

                    Ege Bölgesinin Büyük Menderesten sonra ikinci akarsuyu olan Gediz Nehri, Murat Dağının Kuzey yamacında olan Kırkpınar Tepesi yamaçlarından doğan pınarların Karapınar Vadisinde toplanması ile oluşur. Gediz Nehri bugün açık hava müzesi kabul edilen Gediz Deltasına hayat verir.

                    Murat Dağında 853 bitki türü yetiştiği, bunlardan 94 tanesinin ise endemik olduğu bilinir. Dağa ilk çıkan botanikçi Balansa'nın topladığı bitkiler halen çeşitli herbaryumlarda sergilenmektedir. Karaçam ve Kızılçam ormanları hakim türdür.

                    Murat Dağı, Gediz Deltasına hayat veren Gediz Nehrinin doğduğu dağın adıdır.

                    Bu gün ise, açık ocak işletme yöntemi ile altın cevheri üretilmesi ve zenginleştirme tesislerinde cevherin işlenerek  altın ve gümüş elde edilmesi planlanan, Ege Bölgesinin en yüksek dağıdır.

                    Proje alanı tamamen ormanlık alandır. ÇED dosyasına göre sadece birkaç tane ağaç kesileceği belirtiliyor ise de; bunun gerçekçi olmadığı, örneklerinden görülmekte olup; bölgedeki maden faaliyeti için binlerce ağaç kesileceği ortadadır..

                   Siyanür zenginleştirme esnasında oluşacak ağır metaller çamur atık havuzlarına serilecek, bu havuzların tesis kapandıktan sonra da bölgede kalacak olması, toprağın bunu emeceği, üretim devam ederken yaşanacak klasik kazalar, dinamit patlatması ile çalışma yapılacağı ve Murat Dağının 1. dereceden deprem fay hatları üzerinde bulunması, süreçte siyanür kullanıldığından ve siyanür atık barajlarında birikecek ağır metaller,  yöre için olduğu kadar, Gediz  Havzası için büyük bir tehlike arz edecektir.

                    Her ne kadar Ülkemizde altın üretiminden dolayı bugüne kadar bir çevre felaketinin  yaşanmadığı ve altın üretimi yapılan yörelerin havası, suyu ve toprağının zarar görmediği söylemekte  ise de; altın üretiminde kullanılan siyanür proses sonunda bertaraf edilememektedir. Siyanür için kurulan arıtma tesislerinde (ki; kurulursa), kükürt dioksit ve siyanürün, zararlı etkilerinden arıtılması amaçlanmakta ise de; siyanüre hava, su ve kükürt dioksit verilmek suretiyle bu zehir, siyanata çevrilmekte,  bu durumda da siyanürün zararlı etkilerinden kurtulmak bir yana, sadece farklı zehirli bileşenlere ayrışması sağlanmaktadır.

                Yarın çok şey için geç kalmış olmamak adına toplumsal duyarlılığı arttırmalıyız. Oturduğumuz yerden  "Murat Dağına sahip çıkalım" sloganlarıyla, kendi kendimize ah-vah çekerek hiç bir yere yaramayız. Biz Kütahya Barosu olarak ve beraberimizdeki birçok özel ve tüzel şahıslarla birlikte yürütmeyi durdurma talepli olarak davamızı açtık, Çevre ve Kent Hukuku Komisyonumuzun çalışmalarıyla 19 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi Halk Sağlığı Uzmanı Sayın Dr. Ümit ŞAHİN Bey'in katılımıyla bir konferans düzenledik. Üzülerek belirtmeliyim ki, klavyeleri başında Murat dağı yok olmasın diyen bir çok kişiyi orada göremedik. Ulusal Basında Murat Dağının çığlığını duyurabilmek, buranında bir Bergama, bir Kaz Dağları kadar önemli olduğunu anlatabilmek  amacıyla bir kısım gazeteci dostumuzu Murat Dağına götürüp gezdirdik ve haberlerinin  yapılmasını sağladık, gerek yerel ve gerekse ulusal basında halen de bu çığlığı duyurmaya çalışmaktayız, tüm halkımızdan da bu duyarlılığı bekliyoruz.

                   Kütahya İdare Mahkemesi 19 Ağustos 2019 tarihinde bilirkişilerle bölgede keşif  icrasına karar vermiştir. 19 Ağustosta bizler orada olacağız. Sizi de aramızda görmek isteriz. İşimiz kolay değil, oldukça zor ve uzun bir süreç . Bu işe sahip çıkılmalı,  yarın başımıza neler gelebileceği en yakın komşumuzdan başlanarak anlatılmalı, uyarılmalı, bilinçlendirilmeli. Bu görev hepimizin boynuna bir borçtur. Toplum için, çocuklarımız için bunu yapmalıyız.

                   Bu süreçte duyarlılık gösteren tüm yurttaşlarımıza ve basınımıza teşekkür ediyorum" dedi. - DORUK

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.