Milliyetçi Hareket Partisi tarafından hazırlanan Af Yasa tasarısı ile ilgili olarak tartışmalar her geçen gün yeni bir boyut alarak devam etmektedir. Meclisin açılmasıyla birlikte TBMM başkanlığına sunulan Af'la ilgili tasarı henüz görüşmeye başlanmamıştır. Ama kamuoyunda tartışmalar sürmektedir. Dün Cumhurbaşkanımızın açıklaması gündeme bomba gibi düşmüştür. Önceki açıklamalarından farklı Bir şey gündeme getirmese de sanki bu konudaki tartışmalara son noktayı koymuş gözüküyordu.
Cumhurbaşkanı özetle “Şahsa karşı işlenen suçların devlet tarafından affedilemeyeceğini vurguluyordu” Yani Devletin ancak Devlete karşı suçlarını af yetkisinin bulunduğunu açıkça belirtiyordu. Şunu açıkça belirtmek gerekir ki; sonuç ve alınacak karar ne olursa olsun bazı şeylerin ki bu af olayı ülkemizde yaşayanların tamamını ilgilendirir, muhalefet Partisi de olsa İktidar Partisi de olsa hep birlikte değerlendirilerek gündeme gelmesi ve tasarının Meclise sunulması gerekirdi. Olayın MHP tarafından Meclise sunulması huzur değil bir tartışmayı gündeme taşımıştır. Binlerce insanın hayalleri suya düşmüş binlerce insan da umutla af Yasanını beklemektedir.
Bizce tüm Partilerin ortak mutabakatı ile böyle bir tasarının Meclise sunulmasında fayda vardı. Tartışmaya sebep olabilecek tasarı ve karşı çıkmalar Ülkemiz geleceğine kar değil zarar getirir. Şimdi tartışmalar gün geçtikçe alevleniyor af umuduyla bekleyen insanların her geçen umutları bir kez daha suya düşmektedir. İnsanlara umut vermek kadar zor Bir şey yoktur. Cezaevinde yatan mahkumlar değildir sadece, onların eşleri anne babaları çocukları da bir nevi hapis hayatı yaşamaktadırlar. Böyle bir Af söylemi onlara hoş gelmekte mahkumdan ziyade onlar da binbir ümitle Affın çıkarılmasını beklemektedirler. Bu nedenle böylesi hassas bir konuda diğer ülkesel konular gibi siyasi rant uğruna bazı söylemler ülkemiz insanı birbirine düşürmektedir. Cumhurbaşkanımız dünkü konuşmasında “50 bin Uyuşturucu suçuyla ilgili yatan mahkum vardır, biz uyuşturucuyu affetmiş bir iktidar olarak anılmak istemiyoruz” demek suretiyle affın hududunu belirlemiştir.
Cezaevlerinde de kapasitenin çok üstünde mahkum yatmakta ve koşullar da son derece ağırlaşmış bulunmaktadır. Söylendiğine göre mahkumlara yatak bulunamamakta bazı yerlerde yataklar saat itibarıyla paylaşılmaktadır. Bu konu gerçekten önemlidir. Cezaevleri amacına uygun kullanılmalı, mahkumun ıslah edildiği bir kurum haline getirilmelidir. Bu konudaki çalışmalar yeterli değildir. Öncelikle fiziki konumda iyileştirilme yapılmalıdır. Cezaevlerinin kapasitelerinin çok üzerinde mahkum barındırılmaktadır.
Dileğimiz odur ki; Devletimiz tarafından da dile getirilen bu af söylentilerine son noktayı koyma adına insanları rahatlatıcı kısmi de olsa bir af getirilmeli, bu sayede beklentiler cevaplandırılmalıdır.