Bir bitki veya hayvan türü nasıl ortadan kaybolur? Bunun üzerinde çok konuşulmayan bir sebebi de savaşlar. Bugün tarım zehirleri olarak kullanılan ürünleri de savaşlara borçluyuz. Hatta yapay gübreleri de. Savaş hazırlıkları, savaşlar ve savaş sonrası yeryüzünün canlıları için hep yok oluş anlamına geldi. Özellikle tehditlerden kaçamayan canlılar için. Örneğin ABD ordusu, Vietnam’da bitki örtüsünü yok edebilmek için 20 milyon galon herbisit kullandı. Savaştan yıllar sonra 1980’da yapılan bir çalışmada herbisitlerin kullanıldığı bir alanda epi topu 5 memeli, 24 kuş türüne rastlanırken, tahrip edilmemiş ormanlarda 145-170 kuş türüne, 30-55 memeliye rastlandığı belgelendi.
Korunga (Onobrychis viciifolia) bitkisinin savaş mağduru olarak görüldüğünden. 2. Dünya savaşı öncesi toprağa azot bağlamak için kullanılan değerli bir bitki iken savaşın tarım nüfusunu ve toprakları yok etmesi savaş sonrası yapay gübrelere geçişe, korunga ve benzeri bitkilerin unutulmasına sebep olmuş.
Şimdi Suriye’de de aynı senaryo işliyor. Petrol akan nehirler, kirlenmiş su kaynakları, bir mezarlığa dönen yerleşim yerleri. Savaş bugün bitse dahi çevreye verilen zararın, ancak 25 yılda o da kısmen toparlanabileceği söyleniyor. Kaldı ki bu zarar sadece Suriye topraklarıyla sınırlı değil. Fırat’ı, Asi’yi paylaşıyoruz Suriye’yle. Asi’ye sınırı geçerken vize sorulmuyor. Onu askere alıp eline silah veren, “öldüreceksin” diyen de yok. Ama o da ölüyor savaşta. Suyundan içen bitkiler, hayvanlar, insanlar savaşı içiyor.
Sınırlar haritalar üzerindedir. Gerçekte savaşlar taşar, içine çeker, bulaşır. Bir muhasebe kalemi olarak sınırlara sürülen, yuvasını, toprağını, uğraşını kaybetmiş insanlara, savaşa sürülen askerlere, patateslere, nehirlere, korungalara her şeye. Sadece insanın değil yeryüzünün güvenliği için elzemdir barış. Birlikte yaşayabilmek, yaşamak ve yaşatmak için bulduğumuz bir yoldur. Elinin tersiyle itenler kim?
Evet, kesinlikle unutmamalıdır ki bu dünya hepimize yeter kaynaklar adil dağıtılsa dünyada fakirlik ve açlık kalmayacaktır. Ama emperyal güçlerin mal ve para hırsı dünyayı yaşanmaz hale getirmekte ülkeleri kan gölüne çevirmektedir. İnsanların en doğal hakkı yaşamak hakkıdır. Ülkeler yaşama hakkını sadece anayasalarında yer vermeleri değil, bizatihi yaşatarak bunu gerçekleştirmelidirler.
Anasayfa
Yazarlar
Av. M. Sabit ÖZDOĞLAR - Gözlem
Yazı Detayı
Bu yazı 1405+ kez okundu.
Tahribat
Bir bitki veya hayvan türü nasıl ortadan kaybolur? Bunun üzerinde çok konuşulmayan bir sebebi de savaşlar. Bugün tarım zehirleri olarak kullanılan ürünleri de savaşlara borçluyuz. Hatta yapay gübreleri de. Savaş hazırlıkları, savaşlar ve savaş sonrası yeryüzünün canlıları için hep yok oluş anlamına geldi. Özellikle tehditlerden kaçamayan canlılar için. Örneğin ABD ordusu, Vietnam’da bitki örtüsünü yok edebilmek için 20 milyon galon herbisit kullandı. Savaştan yıllar sonra 1980’da yapılan bir çalışmada herbisitlerin kullanıldığı bir alanda epi topu 5 memeli, 24 kuş türüne rastlanırken, tahrip edilmemiş ormanlarda 145-170 kuş türüne, 30-55 memeliye rastlandığı belgelendi.
Korunga (Onobrychis viciifolia) bitkisinin savaş mağduru olarak görüldüğünden. 2. Dünya savaşı öncesi toprağa azot bağlamak için kullanılan değerli bir bitki iken savaşın tarım nüfusunu ve toprakları yok etmesi savaş sonrası yapay gübrelere geçişe, korunga ve benzeri bitkilerin unutulmasına sebep olmuş.
Şimdi Suriye’de de aynı senaryo işliyor. Petrol akan nehirler, kirlenmiş su kaynakları, bir mezarlığa dönen yerleşim yerleri. Savaş bugün bitse dahi çevreye verilen zararın, ancak 25 yılda o da kısmen toparlanabileceği söyleniyor. Kaldı ki bu zarar sadece Suriye topraklarıyla sınırlı değil. Fırat’ı, Asi’yi paylaşıyoruz Suriye’yle. Asi’ye sınırı geçerken vize sorulmuyor. Onu askere alıp eline silah veren, “öldüreceksin” diyen de yok. Ama o da ölüyor savaşta. Suyundan içen bitkiler, hayvanlar, insanlar savaşı içiyor.
Sınırlar haritalar üzerindedir. Gerçekte savaşlar taşar, içine çeker, bulaşır. Bir muhasebe kalemi olarak sınırlara sürülen, yuvasını, toprağını, uğraşını kaybetmiş insanlara, savaşa sürülen askerlere, patateslere, nehirlere, korungalara her şeye. Sadece insanın değil yeryüzünün güvenliği için elzemdir barış. Birlikte yaşayabilmek, yaşamak ve yaşatmak için bulduğumuz bir yoldur. Elinin tersiyle itenler kim?
Evet, kesinlikle unutmamalıdır ki bu dünya hepimize yeter kaynaklar adil dağıtılsa dünyada fakirlik ve açlık kalmayacaktır. Ama emperyal güçlerin mal ve para hırsı dünyayı yaşanmaz hale getirmekte ülkeleri kan gölüne çevirmektedir. İnsanların en doğal hakkı yaşamak hakkıdır. Ülkeler yaşama hakkını sadece anayasalarında yer vermeleri değil, bizatihi yaşatarak bunu gerçekleştirmelidirler.
Ekleme
Tarihi: 04 Mart 2020 - Çarşamba
Tahribat
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.