Milletvekili Ahmet Erbaş, Ekonomik Sorunların Çözümünü Açıkladı
Milletvekili Ahmet Erbaş, Ekonomik Sorunların Çözümünü Açıkladı
12. Kalkınma Planı TBMM Genel Kurulunda yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi. 2024 yılı bütçe görüşmeleri ise Plan ve Bütçe Komisyonunda devam edecek. Görüşmeler öncesi İçişleri Komisyonu başkanvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya milletveki
YERLİLİK ORANININ ARTIRILMASI ZAFERİ KALICI KILAR
12. Kalkınma Planı TBMM Genel Kurulunda yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi. 2024 yılı bütçe görüşmeleri ise Plan ve Bütçe Komisyonunda devam edecek. Görüşmeler öncesi İçişleri Komisyonu başkanvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya milletvekili Ahmet Erbaş, Türkiye’nin ekonomik sorunlarının çözümü ve enflasyon ile mücadele konusunda çözüm önerileri hakkında görüşlerini dile getirdi. MHP Kütahya Milletvekili Erbaş ; “Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlamlaştırılması, tıpkı savunma sanayiinde olduğu gibi tüm sanayi kollarında yerlilik oranlarının artırılması ekonomik zaferlerin kalıcı olması anlamına gelmektedir.”dedi.
CİDDİ SINANMALAR İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Ekonomik sorunlarının çözümü ve enflasyon ile mücadele konusunda konuşan MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş; Dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin hızla batıdan doğuya doğru kaydığı bir dönemde her anlamda sıklet merkezi haline gelen Türkiye, bir yandan etrafındaki savaşlar bir yandan da küresel ekonomideki güç mücadeleleri gibi oldukça ciddi sınanmalar ile karşı karşıyadır. Böylesi bir dönemde Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlamlaştırılması, tıpkı savunma sanayiinde olduğu gibi tüm sanayi kollarında yerlilik oranlarının artırılması ekonomik zaferlerin kalıcı olması anlamına gelmektedir.
KREDİYE ERİŞİM KOLAYLAŞMALI
Enflasyonun düşürülmesi konusunda atılan adımları yakından takip ediyor ve sonuçlarının ivedilikle alınmasını umut ediyoruz. Ancak; son dönemdeki sıkılaştırma kapsamında artırılan politika faizinin ticari kredi faizlerini getirdiği nokta başta kobi’lerimiz olmak üzere reel sektörü zorlayan seviyelere işaret ediyor. Her ne kadar son dönemde krediye erişime yönelik olduğu ifade edilen bazı sadeleşme adımları atılmış olsa da ticari kredi genişlemesine yönelik halen uygulanan aylık %2,5’lik büyüme sınırı krediye erişimi zorlaştırmaktadır. Finansmana erişime yönelik bankaların şartları gün geçtikçe ağırlaşmaktadır.
YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ!
Ayrıca şu konuya dikkat çekmek istiyorum; ana ihracat pazarlarımızdaki göstergeler iyiye işaret etmemektedir. Özellikle en çok ihracat yaptığımız ülkelerdeki “satın alma yöneticileri endeksi” verileri gün geçtikçe kötüleşmekte ve ihracat pazarlarımızın daraldığını işaret etmektedir. Böylesi bir dönemde yurtiçi talebe yönelik olarak uygulanan sıkılaştırma politikalarının iş dünyasına nefes aldıracak şekilde gözden geçirilmesi hem istihdam piyasası için hem de işverenlerimizi için elzemdir.
YERLİ BİLİŞİM FİRMALARI TEŞVİK EDİLMELİDİR
Kamu maliyesi ve kısıtlı bütçe mantığı çerçevesinde; bankalara özellikle bu kadar kar elde etmişken teknoparklar ve ar-merkezleri başta olmak üzere sunulan sürekli teşvik – destekler ya kaldırılmalı yada çok azaltılmalıdır. bununla birlikte çok büyük yazılım-bilişim bölümleri oluşturmaları yerine Türkiye de ki yerli yazılım -bilişim firmalarından hizmet yada ürün almaları ayrıca teşvik edilmelidir. Gayrimenkul satışlarında oluşan kar ve vergi hesabında ki tuhaflığın ortadan kaldırılması ivedilikle gerekmektedir. bu kapsamda ilgili gayrimenkullerin güncel satış değeri için baz alınan çok küçük resmi rakamlar yerine güncel doğru rakamlar dikkate alınmalıdır. bu kapsamda spk dan yetki almış bağımsız gayrimenkul değerleme firmalarının tespit edeceği bağımsız değerleme rakamları baz alınmalıdır. Bir banka borç ( kredi ) verirken ipotek alırken sadece bu raporu baz alırken devletimiz de esas olan alacağı olan vergiyi de bu değerleme raporunu baz almalıdır.
KDV’DE SADECE BİR ORAN KULLANILMALI
Karmaşık ve kapsamlı kdv oranları yerine sadece bir oranın uygulanması vergi sisteminin karmaşıklığını azaltacak ve anlaşılır hale getirecektir. İşletmelerin farklı kdv oranlarına uyum sağlamak için uyguladığı iş yükü ve maliyetler azalacak, böylece vergi sistemi verimli hale gelecektir. Aynı zamanda tek oranda kdv sistemi vergi kaçakçılığının önlenmesine yardımcı olacaktır.
ARTAN KİRALARA ÇÖZÜM!
Gayrimenkul rant geliri uzun süredir reel sektör, üretim – hizmet vb reel ekonomik hayatın alternatifi ve şeytanı olmuş durumdadır. bu kadar birikmiş sermayemiz yokken ve az iken birde bu sermayelerimizin gayrimenkul gibi verimsiz ve kapasite üretmeyen alanlarda stabil kalması anlaşılabilir ve sürdürülebilir değildir. Ayrıca çok yükselen kira fiyatlarına bir alt sınır belirlenip bu sınırın üzerine önümüzdeki 5 yıl boyunca ek gelir vergisi alınmalı ve rant ekonomisi ile mücadele edilmelidir. Ayrıca ve özellikle halka arz asgari kriterleri tüm sektörlerimiz için maalesef güncelde tek tip uygulanmaktadır. Örneğin kriterlerden ikisi “ciro ve aktif büyüklüğüdür “; alım satım yapan ya da ağır sanayi firmasının aktif büyüklüğü ya da cirosu ile bir yazılım ve hizmet firması veya danışmanlık firmasının cirosunun ve aktif büyüklüğünün benzer kriterlere belirlenemez.
YAZLIM ve BİLİŞİM FİRMALARINA DESTEK
Ekonomimizin gelişiminde büyük katkı yapabilecek, global olabilme konusunda önü çok açık yazılım, bilişim, danışmanlık ve hizmet firmaları gibi firmalarında benzer şekilde ilgili büyüme sermayesine halka arz’lar ile erişmesi çok gereklidir. bu kapsamda ilgili kriterler yazılım, danışmanlık vb hizmet sektörü için ivelikle %50 olarak dikkate alınmalıdır. Halka arz edildikten sonra 2 yıl içinde %30, 3 yıl içinde %40 ihracat gelirini artırabilen firmalara ek kurumlar vergisi indirimi verilmelidir.
KOBİ’LERE FİNANSA ERİŞİM KOLAYLIĞI
Ülkemizdeki önemli ihmal edilmiş konulardan biri de gerçek yatırım bankacılığı’dır. ama isminde değil icrada yatırım bankacılığı sistemi ivedilikle tesis edilmelidir. Bu kapsamda yatırım bankaları kobi’lere birleşme, yatırım, halka arz, proje finansmanı vb reel sektöre ile yapacağı işlerde ekstra teşvik edilmeli, diğer finansal faaliyetler büyüklüklerinin belli bir oranı ile mutlaka sınırlandırılmalıdır.
Türkiye’deki tüm işletmelerin %99.8’i Kobilerden oluşmakta ve bu işletmeler toplam istihdamın %76.7 sini sağlamaktadır. Bu oranlar KOBİ’lerin ülkemiz ekonomisi için önemini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle KOBİ’lerin sürdürülebilirliğini sağlamak ve rekabet güçlerini artırmak aynı zamanda sanayi entegrasyonunu ekonomik gelişmeler uygun olarak hızlandırabilmek için finansmana erişim kolaylığı çok büyük önem arz etmektedir. ”diye konuştu. - DORUK
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.