İYİ Parti Milletvekili Adayı Aynur SEZER: Biz Kütahyaʹyı Daha İYİ Yapmaya Talibiz

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 14.06.2018 - 15:44, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 3903+ kez okundu.
 

İYİ Parti Milletvekili Adayı Aynur SEZER: Biz Kütahyaʹyı Daha İYİ Yapmaya Talibiz

 Birlik Ve Bütünlüğü Sağlayacak, İnsan Odaklı Bir Partiye İhtiyaç Vardı "İYİ Partiʹnin kuruluş süreci 16 Nisanʹda başlayan anayasanın değişimi süreci yani Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş sürecinden kısa bir süre önce başlamış bir harekettir. Sayın Genel Başkanımız kendisi bir başka siyasi partide, siyasi hayatını sürdürürken; bulunduğu platformda demokratik bir siyaset ortamı kalmadığından bu süreci başlatmıştır. Sayın Genel Başkan geçmişte milletvekilliği, TBMM Başkan vekilliği, İç İşleri Bakanlığı ve Parti Genel Başkan Yardımcılığı yapmış; siyasi kariyeri oldukça başarılı bir siyasetçimizdir. Kendisi siyasetteki tıkanıklığı görünce tek başına yola çıktı; birken üç, üçken beş, beşken binler onbinler oldu. Yani İYİ Parti bir hevesten zaruretten kurulmuş bir partidir. Türk siyasetindeki büyük boşluğu doldurmak ve iktidar olmak için kurulmuş bir partidir. İşte bizde aynı anlayışla hatta anlayış demeyelim bu inançtı; bu yola çıkanların arasında olduk ve partinin kuruluş sürecini tamamladık. Türkiyeʹnin yeni bir partiye, insan odaklı bir partiye, birlik ve bütünlüğü sağlayacak, barışçı bir partiye ihtiyacı vardı; biz bu boşluğu doldurmaya talip olduk ve kuruluşumuzdan itibaren de bu esaslar çerçevesinde çalışmaya başladık. Cumhuriyetin ilkelerinden, Atatürk ilkelerinden, hukukun üstünlüğünden, üniter devlet yapısından gittikçe uzaklaşıldığını gördük ve bunları muhafaza etmek için kurulmuş bir parti olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İktidardan Şikâyetçi Olan, Alternatif Arayanların Partisi İYİ Partiʹdir Geçmiş 16 yılda mevcut muhalefet partileri insanlarımıza ışık vermediler, dolayısıyla bu tek adamlığa giden partinin 16 yıldır ülkede kafasına göre bir yönetim uygulamasına fırsat verdi ve geçen 16 yıllık süreçte uygulanan politikalar ciddi bir kamplaşmaya, ayrışmaya dönüştü. İktidar partisi %50 +1 bize yeter mantığıyla insanları ötekileştirmeye başladı. Özellikle Başkanlık Sistemi geldikten sonra bu anlayış iyice yerleşti. Önce %40ʹlar 45ʹler yetiyordu, şimdi %50,1 bizim olsun da gerisi ne olursa olsun mantığı ile hareket etmeye başladılar. Onlar ve biz mantığıyla hareket eden Cumhurbaşkanı %50,1ʹin Cumhurbaşkanı olmaya talip; oysa Cumhurbaşkanı 81milyonʹun Cumhurbaşkanı olmaya talip olmalı. İşte bu sıkıntıları diğer muhalefet partileri gideremedi, vatandaş uzun süredir ya bu AK Partiʹden şikâyetçiyiz ama alternatifi de yok yakınmasında bulunuyordu. İnsanların kafasında geçmiş dönemlerdeki koalisyon hükümetleri de bir endişe olarak kalıyordu, güven meselesi de mevcut iktidarın bugüne kadar devam etmesine sebep oldu. Biz güçlü parlamenter sistemden yanayız yani parlamentonun denetleme erki yüksek olmalıdır. Denetleyemezseniz sıkıntı yaşarsınız. Getirilmek istenen sistem tek adamlığa akabinde diktatörlüğe doğru yol alacak bir sistemdir. Bu bakımdan biz güçlü parlamento ile demokratik sistemi yeniden tesis etmek istiyoruz. İnsanlar gönül bağıyla bağlı oldukları devletlerine, milletlerine ki bu bağlılık tamamıyla gönülden bir bağlılıktır; buna sadakat gösterirken aksine davranışları sorgulamaya başlıyorlar. Biz devletimize bağlıyız, kurallara uyuyoruz, vergimizi veriyoruz ama karşılığında istediklerimizi göremiyoruz. Biz köle miyiz, maruz kaldığımız muamelelere mecbur muyuz gibi sorgulamalar sonucunda hala sesiz kalıyorlarsa bizim insanımızın devletine saygılı, devletçi insan olmalarından kaynaklandığını artık bilmeleri lazım. Bu arada Türk milleti kendine çok güvenen bir millettir, ben böyle düşünüyorum. Biz nice devletler kurmuşuz, yine kurarız, yine yaparız bize bir şey olmaz anlayışını benimsemiş bir millettir, Türk milleti. Biz ülkemizin hür, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak hayatiyetin sürdürmesinden, güçlü demokratik parlamenter sistemden yana devlet geleneğinin sürdürülmesini istiyoruz ve bu parlamenter sistemi güçlendirilmiş yerel yönetimlerle vatandaşın söz sahibi olduğu bir sistem olarak devam etmesinden yanayız. Devlet İyi İdare Ediliyorsa, Neden Erken Seçim Kararı Alındı? Devlet Sıkıntılar İçindeyse, Neden Tekrar Seçilsinler? Neden erken seçim kararını bir türlü anlamadık, eğer devlet söyledikleri gibi iyi idare ediliyorsa neden seçim kararı alınıyor. Eğer devlet ciddi sıkıntılar içerisindeyse bu ısrarları niye, neden bunları tekrar seçelim? İşte bu sorulara gerçekçi cevaplar bulmak lazım. İYİ Parti cephesinden bakarsak, biz neden erken seçim kararı alındığı sorusuna şöyle cevap buluyoruz; İYİ Partiʹyi seçimlere sokmak istemediler çünkü İYİ Partiʹnin kuruluş tarihini bile doğru dürüst bilmiyorlardı. Devlet Bahçeli 26 Ağustosʹu önermiş olmasına rağmen, neden 24 Haziran tarihi belirlendi. Çünkü onlar İYİ Partiʹnin kuruluş yıldönümünün tarihi olarak 28 Haziranʹı biliyorlardı. Dolayısıyla ondan önceki tarih itibariyle karar alıp, İYİ Partiʹyi seçime sokmamayı hedeflediler. Oysa 24 Haziranʹdan evvel İYİ Partiʹnin kuruluş süreci tamamlanmıştı. Bunu fark ettiklerinde YSK hangi partilerin seçime katılabileceği hususundaki açıklamayı son ana kadar yapmadılar. Hatta bu konuda oluşan tereddütler sonucu CHP 15 milletvekilini istifa ettirip İYİ Partiʹye geçirerek partimizin grup kurmak suretiyle seçimlere katılabilir hale gelmesini temin ettiler. Bu Türk siyasi hayatında, altın harflerle yazılacak bir siyasi manevraydı. CHPʹnin bu siyasi başarısını hep birlikte yürekten tebrik ediyoruz. Ama İYİ Parti zaten seçime katılma hakkını elde etmişti ve YSK İYİ Partiʹnin seçimlere katılacak partiler arasında olduğunu açıkladı. Bu arada Genel Başkanımız Sayın Meral AKŞENER, grup kurmak marifetiyle Cumhurbaşkanlığına zaten aday olma hakkını elde etmişken; halkına olan güvenciyle "Hayır ben kendime ve halkıma güveniyorum, 100 Bin vatandaşımın imzasıyla aday gösterilmek istiyorum" deyip adaylığını bu şekilde tescil ettirdi. Kuruluşumuzdan kısa bir süre sonra erken seçimle karşı karşıya kalacağımızı zaten biliyorduk biz ve seçimlere derhal hazırlanmaya başladık. Parlamenter sistem anlayışımızda da belirttiğimiz gibi biz hemşerilerimizle daha iç içe, onların sorunlarına daha yakından ilgilenen, onlara tepeden bakmayan hor görmeyen vekillerden parlamentonun oluşmasını istiyoruz ve çalışmalarımız bu yönde. Çünkü böyle olmadığı sürece gündem Kütahyaʹnın gündemi olmuyor. Geçen seçimlerde bir iktidar partisi milletvekilinin katıldığı bir televizyon programında Kütahya meseleleri konuşulmuyordu, Kütahyaʹnın kalkınmasıyla ilgili bir proje konuşulmuyordu. Vekil adayı nasıl dindar bir gençlik yetiştirdiklerini, dini yayınların okurlarının sayısını nasıl artırdıklarından bahsediyordu. Bunlar aslında Milli Eğitim Bakanlığının görevleri ve işleri, bu konuda devletin bir politikası vardır. Milletvekili başka şeylerle uğraşmalı, ilinin kalkınması için yatırım, üretim ve dolayısıyla istihdam sahası sağlayacak projeleri üretmek ve desteklemek; milletvekilinin görevi olmalı. Biz milletvekilleri olarak yerelin sorunlarına tartışamıyorsak, ilçesiyle, köyüyle yerel sorunlarımızı parlamentoya taşıyamıyor orda tartışamıyorsak, milletvekilliğimizin ne anlamı olur. Gelişmiş bir şehir haline gelemezsek ilimizden başka illere okumaya giden gençlerimiz, oradaki şartlarla Kütahyaʹmızı mukayese ettiğinde; Kütahyaʹya dönmek istemiyor, oralara yerleşmeyi daha uygun buluyor.   Dış Göç Neredeyse, Yerleşik Hayata Dönüştü Bu arada illerimizde bir başka sorun, ülkemiz ciddi manada göç alıyor. Suriyeʹden, Irakʹtan, Somaliʹden insanlar ülkemize geliyor. Bunları istihdam etmek kolay değil, dolayısıyla kayıt dışı istihdam, kayıt dışı ekonomide zaten istihdam konusunda sıkıntı çeken Kütahyaʹnın bu sıkıntılarını daha da çoğaltıyor. Dış göç neredeyse yerleşik hayata dönüştü. Bu bizi kısır döngüye götürüyor. Anlamlı bir göç veriyoruz, anlamsız şekilde göç alıyoruz. Ayrıca bu insanların şehre uyum sağlaması konusunda da karşılıklı sıkıntılar yaşandığını da görüyoruz. Bizim İYİ Parti olarak bu konudaki görüşümüz, Suriye devleti ile görüşerek, Suriye toprakları içinde bu insanların sorunlarına çözüm bulup; kendi topraklarında yaşamalarını sağlamak. Zira herkes kendi memleketinde, kendi toprağında mutludur. Kütahya, Bölgenin Cazibe Merkezi Haline Getirilebilir Bu arada beyin göçü veriyoruz. Gençlerimiz göç ediyor, peki kim geliştirecek Kütahyaʹyı, kim çalışacak. Oysa ilimiz hayvancılık, tarım alanlarında olsun, termal kaynaklar, maden sektörü, tarih turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi bakımından fevkalade elverişli ve önemli kaynaklara sahip. Bunlarla ilgili geliştirilecek projelerle göç de önlenir, hatta göç alır hale gelinir ve Kütahyaʹmız hak ettiği biçimde bölgenin cazibe merkezi haline getirilebilir. Bunların yanı sıra geçmişte var olan Şeker Fabrikamız özelleşmiş, dolayısıyla pancar ekicisi kota altında yok olup gitmekte. Geçmişte 4 bin çalışanı olan Azot Fabrikasının yerine yapılan bir şey yok. Kümaş, Gümüş, Seyitömer ve Tunçbilek Termik Santralleri, SLİ ve GLİ kömür işletmeleri gibi üretim ve istihdam birimlerinde istihdam imkansız hale gelmiş; yerine alternatifler getirilememiştir. Azalan istihdam bir yandan göçü körüklediği gibi bir yandan da ilimizin ekonomisinin zayıflamasına sebep olmuştur. Biz İYİ Parti olarak diyoruz ki, devlet gücünü kullanarak Kütahya ve Kütahya gibi illerin kalkınması için gerekli yatırımı yapmak, kalkınmayı ateşlemek zorundadır; aynı 1928ʹlerde 1930ʹlarda yapıldığı gibi. Cumhuriyet tarihine bakıldığında her bir iktidar döneminde yeni yatırımlar gelmiştir ve de istihdam sağlanmış, ekonomi canlanmıştır; ta ki AK Parti iktidarı başlayıncaya kadar. Biz Kütahyaʹnın göç vermesini engellemek ve kendi toprağında ihya olmasını temin etmek için yönetime talibiz, milletvekilliğine talibiz. Devlet gücünü bu anlamda kullanacağız. Bor Tesisi Neden Balıkesirʹe Kuruluyor? Bu arada bazı yatırımlar civar illere, onların siyasetçileri tarafından kaydırılıyor. Mesela Bor sadece ilimiz için değil, Türkiye için stratejik bir madendir. Borun yanı sıra ilimizde krom, kömür, magnezit gibi önemli madenler de vardır. Bu madenlerin ham madde olarak değil, mamül hale getirilerek arza sunulması gerekmektedir. Bunun için de gerekli tesislerin yerinde ve mahalinde kurulması gerekir. 3-4 gün önce öğrendik ki Eti Maden işletmesinin Çinli bir firmayla anlaşarak, bir karbür tesis üretim merkezi kurulacağını ve bunun Balıkesirʹde olacağını öğrendik. Neden Balıkesir sorusunu sorduğumuzda bu soruya bir cevap bulamıyoruz çünkü çok önemli miktarda Bor rezervʹi Emet ve Hisarcık bölgesinde. Benim aklıma gelen tek cevap Sayın Başbakanʹın Balıkesirʹde önemli tesislerinin ve arazisinin olması nedeniyle Sayın Başbakanʹın yönlendirmesidir. Özetle Kütahya havasıyla, suyuyla, ormanıyla, yer altı, yer üstü zenginlikleriyle kalkınmaya en uygun ildir. İnşallah halkımızın bize göstereceği teveccühle bizim bu konularda, Kütahyaʹmıza en iyi hizmeti getireceğimize olan inancımızla 24 Haziran seçimlerinin ülkemize, milletimize ve şehrimize hayırlara vesile olmasını temenni eder; Kütahyaʹnın ve ülkemizin daha İYİ olması dileklerimle; değerli hemşerilerimizin oylarına talip olduğumuzu belirtir; saygıyla selamlarım. Önümüzdeki günlerde kutlayacağımız Ramazan Bayramını tebrik ederim. - DORUK Görüntülü Haber İçin Lütfen Tıklayınız....
 Birlik Ve Bütünlüğü Sağlayacak, İnsan Odaklı Bir Partiye İhtiyaç Vardı "İYİ Partiʹnin kuruluş süreci 16 Nisanʹda başlayan anayasanın değişimi süreci yani Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş sürecinden kısa bir süre önce başlamış bir harekettir. Sayın Genel Başkanımız kendisi bir başka siyasi partide, siyasi hayatını sürdürürken; bulunduğu platformda demokratik bir siyaset ortamı kalmadığından bu süreci başlatmıştır. Sayın Genel Başkan geçmişte milletvekilliği, TBMM Başkan vekilliği, İç İşleri Bakanlığı ve Parti Genel Başkan Yardımcılığı yapmış; siyasi kariyeri oldukça başarılı bir siyasetçimizdir. Kendisi siyasetteki tıkanıklığı görünce tek başına yola çıktı; birken üç, üçken beş, beşken binler onbinler oldu. Yani İYİ Parti bir hevesten zaruretten kurulmuş bir partidir. Türk siyasetindeki büyük boşluğu doldurmak ve iktidar olmak için kurulmuş bir partidir. İşte bizde aynı anlayışla hatta anlayış demeyelim bu inançtı; bu yola çıkanların arasında olduk ve partinin kuruluş sürecini tamamladık. Türkiyeʹnin yeni bir partiye, insan odaklı bir partiye, birlik ve bütünlüğü sağlayacak, barışçı bir partiye ihtiyacı vardı; biz bu boşluğu doldurmaya talip olduk ve kuruluşumuzdan itibaren de bu esaslar çerçevesinde çalışmaya başladık. Cumhuriyetin ilkelerinden, Atatürk ilkelerinden, hukukun üstünlüğünden, üniter devlet yapısından gittikçe uzaklaşıldığını gördük ve bunları muhafaza etmek için kurulmuş bir parti olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İktidardan Şikâyetçi Olan, Alternatif Arayanların Partisi İYİ Partiʹdir Geçmiş 16 yılda mevcut muhalefet partileri insanlarımıza ışık vermediler, dolayısıyla bu tek adamlığa giden partinin 16 yıldır ülkede kafasına göre bir yönetim uygulamasına fırsat verdi ve geçen 16 yıllık süreçte uygulanan politikalar ciddi bir kamplaşmaya, ayrışmaya dönüştü. İktidar partisi %50 +1 bize yeter mantığıyla insanları ötekileştirmeye başladı. Özellikle Başkanlık Sistemi geldikten sonra bu anlayış iyice yerleşti. Önce %40ʹlar 45ʹler yetiyordu, şimdi %50,1 bizim olsun da gerisi ne olursa olsun mantığı ile hareket etmeye başladılar. Onlar ve biz mantığıyla hareket eden Cumhurbaşkanı %50,1ʹin Cumhurbaşkanı olmaya talip; oysa Cumhurbaşkanı 81milyonʹun Cumhurbaşkanı olmaya talip olmalı. İşte bu sıkıntıları diğer muhalefet partileri gideremedi, vatandaş uzun süredir ya bu AK Partiʹden şikâyetçiyiz ama alternatifi de yok yakınmasında bulunuyordu. İnsanların kafasında geçmiş dönemlerdeki koalisyon hükümetleri de bir endişe olarak kalıyordu, güven meselesi de mevcut iktidarın bugüne kadar devam etmesine sebep oldu. Biz güçlü parlamenter sistemden yanayız yani parlamentonun denetleme erki yüksek olmalıdır. Denetleyemezseniz sıkıntı yaşarsınız. Getirilmek istenen sistem tek adamlığa akabinde diktatörlüğe doğru yol alacak bir sistemdir. Bu bakımdan biz güçlü parlamento ile demokratik sistemi yeniden tesis etmek istiyoruz. İnsanlar gönül bağıyla bağlı oldukları devletlerine, milletlerine ki bu bağlılık tamamıyla gönülden bir bağlılıktır; buna sadakat gösterirken aksine davranışları sorgulamaya başlıyorlar. Biz devletimize bağlıyız, kurallara uyuyoruz, vergimizi veriyoruz ama karşılığında istediklerimizi göremiyoruz. Biz köle miyiz, maruz kaldığımız muamelelere mecbur muyuz gibi sorgulamalar sonucunda hala sesiz kalıyorlarsa bizim insanımızın devletine saygılı, devletçi insan olmalarından kaynaklandığını artık bilmeleri lazım. Bu arada Türk milleti kendine çok güvenen bir millettir, ben böyle düşünüyorum. Biz nice devletler kurmuşuz, yine kurarız, yine yaparız bize bir şey olmaz anlayışını benimsemiş bir millettir, Türk milleti. Biz ülkemizin hür, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak hayatiyetin sürdürmesinden, güçlü demokratik parlamenter sistemden yana devlet geleneğinin sürdürülmesini istiyoruz ve bu parlamenter sistemi güçlendirilmiş yerel yönetimlerle vatandaşın söz sahibi olduğu bir sistem olarak devam etmesinden yanayız. Devlet İyi İdare Ediliyorsa, Neden Erken Seçim Kararı Alındı? Devlet Sıkıntılar İçindeyse, Neden Tekrar Seçilsinler? Neden erken seçim kararını bir türlü anlamadık, eğer devlet söyledikleri gibi iyi idare ediliyorsa neden seçim kararı alınıyor. Eğer devlet ciddi sıkıntılar içerisindeyse bu ısrarları niye, neden bunları tekrar seçelim? İşte bu sorulara gerçekçi cevaplar bulmak lazım. İYİ Parti cephesinden bakarsak, biz neden erken seçim kararı alındığı sorusuna şöyle cevap buluyoruz; İYİ Partiʹyi seçimlere sokmak istemediler çünkü İYİ Partiʹnin kuruluş tarihini bile doğru dürüst bilmiyorlardı. Devlet Bahçeli 26 Ağustosʹu önermiş olmasına rağmen, neden 24 Haziran tarihi belirlendi. Çünkü onlar İYİ Partiʹnin kuruluş yıldönümünün tarihi olarak 28 Haziranʹı biliyorlardı. Dolayısıyla ondan önceki tarih itibariyle karar alıp, İYİ Partiʹyi seçime sokmamayı hedeflediler. Oysa 24 Haziranʹdan evvel İYİ Partiʹnin kuruluş süreci tamamlanmıştı. Bunu fark ettiklerinde YSK hangi partilerin seçime katılabileceği hususundaki açıklamayı son ana kadar yapmadılar. Hatta bu konuda oluşan tereddütler sonucu CHP 15 milletvekilini istifa ettirip İYİ Partiʹye geçirerek partimizin grup kurmak suretiyle seçimlere katılabilir hale gelmesini temin ettiler. Bu Türk siyasi hayatında, altın harflerle yazılacak bir siyasi manevraydı. CHPʹnin bu siyasi başarısını hep birlikte yürekten tebrik ediyoruz. Ama İYİ Parti zaten seçime katılma hakkını elde etmişti ve YSK İYİ Partiʹnin seçimlere katılacak partiler arasında olduğunu açıkladı. Bu arada Genel Başkanımız Sayın Meral AKŞENER, grup kurmak marifetiyle Cumhurbaşkanlığına zaten aday olma hakkını elde etmişken; halkına olan güvenciyle "Hayır ben kendime ve halkıma güveniyorum, 100 Bin vatandaşımın imzasıyla aday gösterilmek istiyorum" deyip adaylığını bu şekilde tescil ettirdi. Kuruluşumuzdan kısa bir süre sonra erken seçimle karşı karşıya kalacağımızı zaten biliyorduk biz ve seçimlere derhal hazırlanmaya başladık. Parlamenter sistem anlayışımızda da belirttiğimiz gibi biz hemşerilerimizle daha iç içe, onların sorunlarına daha yakından ilgilenen, onlara tepeden bakmayan hor görmeyen vekillerden parlamentonun oluşmasını istiyoruz ve çalışmalarımız bu yönde. Çünkü böyle olmadığı sürece gündem Kütahyaʹnın gündemi olmuyor. Geçen seçimlerde bir iktidar partisi milletvekilinin katıldığı bir televizyon programında Kütahya meseleleri konuşulmuyordu, Kütahyaʹnın kalkınmasıyla ilgili bir proje konuşulmuyordu. Vekil adayı nasıl dindar bir gençlik yetiştirdiklerini, dini yayınların okurlarının sayısını nasıl artırdıklarından bahsediyordu. Bunlar aslında Milli Eğitim Bakanlığının görevleri ve işleri, bu konuda devletin bir politikası vardır. Milletvekili başka şeylerle uğraşmalı, ilinin kalkınması için yatırım, üretim ve dolayısıyla istihdam sahası sağlayacak projeleri üretmek ve desteklemek; milletvekilinin görevi olmalı. Biz milletvekilleri olarak yerelin sorunlarına tartışamıyorsak, ilçesiyle, köyüyle yerel sorunlarımızı parlamentoya taşıyamıyor orda tartışamıyorsak, milletvekilliğimizin ne anlamı olur. Gelişmiş bir şehir haline gelemezsek ilimizden başka illere okumaya giden gençlerimiz, oradaki şartlarla Kütahyaʹmızı mukayese ettiğinde; Kütahyaʹya dönmek istemiyor, oralara yerleşmeyi daha uygun buluyor.   Dış Göç Neredeyse, Yerleşik Hayata Dönüştü Bu arada illerimizde bir başka sorun, ülkemiz ciddi manada göç alıyor. Suriyeʹden, Irakʹtan, Somaliʹden insanlar ülkemize geliyor. Bunları istihdam etmek kolay değil, dolayısıyla kayıt dışı istihdam, kayıt dışı ekonomide zaten istihdam konusunda sıkıntı çeken Kütahyaʹnın bu sıkıntılarını daha da çoğaltıyor. Dış göç neredeyse yerleşik hayata dönüştü. Bu bizi kısır döngüye götürüyor. Anlamlı bir göç veriyoruz, anlamsız şekilde göç alıyoruz. Ayrıca bu insanların şehre uyum sağlaması konusunda da karşılıklı sıkıntılar yaşandığını da görüyoruz. Bizim İYİ Parti olarak bu konudaki görüşümüz, Suriye devleti ile görüşerek, Suriye toprakları içinde bu insanların sorunlarına çözüm bulup; kendi topraklarında yaşamalarını sağlamak. Zira herkes kendi memleketinde, kendi toprağında mutludur. Kütahya, Bölgenin Cazibe Merkezi Haline Getirilebilir Bu arada beyin göçü veriyoruz. Gençlerimiz göç ediyor, peki kim geliştirecek Kütahyaʹyı, kim çalışacak. Oysa ilimiz hayvancılık, tarım alanlarında olsun, termal kaynaklar, maden sektörü, tarih turizmi, kültür turizmi, sağlık turizmi bakımından fevkalade elverişli ve önemli kaynaklara sahip. Bunlarla ilgili geliştirilecek projelerle göç de önlenir, hatta göç alır hale gelinir ve Kütahyaʹmız hak ettiği biçimde bölgenin cazibe merkezi haline getirilebilir. Bunların yanı sıra geçmişte var olan Şeker Fabrikamız özelleşmiş, dolayısıyla pancar ekicisi kota altında yok olup gitmekte. Geçmişte 4 bin çalışanı olan Azot Fabrikasının yerine yapılan bir şey yok. Kümaş, Gümüş, Seyitömer ve Tunçbilek Termik Santralleri, SLİ ve GLİ kömür işletmeleri gibi üretim ve istihdam birimlerinde istihdam imkansız hale gelmiş; yerine alternatifler getirilememiştir. Azalan istihdam bir yandan göçü körüklediği gibi bir yandan da ilimizin ekonomisinin zayıflamasına sebep olmuştur. Biz İYİ Parti olarak diyoruz ki, devlet gücünü kullanarak Kütahya ve Kütahya gibi illerin kalkınması için gerekli yatırımı yapmak, kalkınmayı ateşlemek zorundadır; aynı 1928ʹlerde 1930ʹlarda yapıldığı gibi. Cumhuriyet tarihine bakıldığında her bir iktidar döneminde yeni yatırımlar gelmiştir ve de istihdam sağlanmış, ekonomi canlanmıştır; ta ki AK Parti iktidarı başlayıncaya kadar. Biz Kütahyaʹnın göç vermesini engellemek ve kendi toprağında ihya olmasını temin etmek için yönetime talibiz, milletvekilliğine talibiz. Devlet gücünü bu anlamda kullanacağız. Bor Tesisi Neden Balıkesirʹe Kuruluyor? Bu arada bazı yatırımlar civar illere, onların siyasetçileri tarafından kaydırılıyor. Mesela Bor sadece ilimiz için değil, Türkiye için stratejik bir madendir. Borun yanı sıra ilimizde krom, kömür, magnezit gibi önemli madenler de vardır. Bu madenlerin ham madde olarak değil, mamül hale getirilerek arza sunulması gerekmektedir. Bunun için de gerekli tesislerin yerinde ve mahalinde kurulması gerekir. 3-4 gün önce öğrendik ki Eti Maden işletmesinin Çinli bir firmayla anlaşarak, bir karbür tesis üretim merkezi kurulacağını ve bunun Balıkesirʹde olacağını öğrendik. Neden Balıkesir sorusunu sorduğumuzda bu soruya bir cevap bulamıyoruz çünkü çok önemli miktarda Bor rezervʹi Emet ve Hisarcık bölgesinde. Benim aklıma gelen tek cevap Sayın Başbakanʹın Balıkesirʹde önemli tesislerinin ve arazisinin olması nedeniyle Sayın Başbakanʹın yönlendirmesidir. Özetle Kütahya havasıyla, suyuyla, ormanıyla, yer altı, yer üstü zenginlikleriyle kalkınmaya en uygun ildir. İnşallah halkımızın bize göstereceği teveccühle bizim bu konularda, Kütahyaʹmıza en iyi hizmeti getireceğimize olan inancımızla 24 Haziran seçimlerinin ülkemize, milletimize ve şehrimize hayırlara vesile olmasını temenni eder; Kütahyaʹnın ve ülkemizin daha İYİ olması dileklerimle; değerli hemşerilerimizin oylarına talip olduğumuzu belirtir; saygıyla selamlarım. Önümüzdeki günlerde kutlayacağımız Ramazan Bayramını tebrik ederim. - DORUK Görüntülü Haber İçin Lütfen Tıklayınız....
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.