EĞİTİM BİR-SENʹ LİLER RAFET KELEŞʹLE DEVAM KARARI ALDI.

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 18.11.2014 - 20:41, Güncelleme: 13.11.2023 - 06:33 2681+ kez okundu.
 

EĞİTİM BİR-SENʹ LİLER RAFET KELEŞʹLE DEVAM KARARI ALDI.

 15 kasım 2014 tarihinde yapılan kongrede Kütahya eğitim bir sen 2 nolu şube başkanlığına tekrar seçildi. Kongre sonrasında yaptığı basın açıklamasında..; 1’nci Olağan Genel Kurulumuzun şehrimize, milletimize ve eğitim çalışanlarına hayırlara vesile olmasını Cenabı Allahʹtan niyaz ediyorum. Sendikal mücadelemize şimdiye kadar emek veren, kurucu genel başkanımız, çağın soylu adamı merhum Mehmet Akif İnan hocamız başta olmak üzere ahirete irtihal eden tüm emektarları rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.  Değerli dostlar,  Eğitim-Bir-Sen, Mehmet Akif İnan’ın “Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/Gökleri insanın ortak tarlası” dizelerindeki kuşatıcılıkla 14 Şubat 1992’de yola çıkmış, ülke ve millet sevgisinden ödün vermemiş, 76 milyonun kardeşliğini hedefleyen, özelde eğitim çalışanlarının genelde ise milletimizin hak ve menfaatlerini, insanlığın huzurunu önceleyen, zulmün karşısında mazlumun yanında bir teşkilattır.  23. yıldönümüne gün sayan soylu mücadelede alnı ak, başı dik, özgün ve özgür bir şekilde; kadim medeniyetimizin yeniden inşa ve ihya hareketini sürdüren Eğitim-Bir-Sen, ‘Yedi Güzel Adam’dan biri olan Kurucu Genel Başkanımız merhum Mehmet Akif İnan’ın dediği gibi, “Hangi düşüncede olursa olsun, hangi fikir kampı içerisinde yer alırsa alsın, onun bir insan olarak kabul görmesi lazım. İnancından dolayı horlanmaması lazım. İsterse benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hakkı hayat tanınmasının kavgacısıyım” demeye, hakkın ve haklının yanında durmaya devam etmektedir.  Bizler, bu inanç ve bilinç ile yola çıkmış, kurulduğumuz günden beri üye sayımız kaç olursa olsun, kuruluş felsefesine sadık kalmış, özlük ve özgürlük mücadelesini hakkıyla yerine getirmede rüştünü ispat etmiş bir teşkilatız.  Sadece üyelerinin sorunlarına değil, ülkesinin ve insanlığın problemlerine de duyarlı, kıblesi sabit, dümeni sağlam teşkilatımızın 14 Şubat 2015’te 23. kuruluş yıldönümünü beraber kutlayacağız.  Geride bırakıyor olduğumuz 22 yılı, Yunus Emre’nin dizesiyle, Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz felsefesine uygun olarak geçiren, emek veren, fedakarlık yapan, bir ve beraber olmayı her şeyden daha çok önemseyen, adanmışlar topluluğuna buradan selam olsun diyorum.  Sendikamız, Türkiye genelinde 5. Olağan Genel Kurul sürecini yaşıyor. Kasım ayının ilk üç haftası içerisinde tüm şubelerimizde olağan genel kurullar bitmiş olacak. Bu hafta bizimle beraber 30’un üzerinde şube aynı anda genel kurulunu yapıyor.  Sendikamız 5. Olağan Genel Kurula, “Genel Yetkili Sendika” olmakla kalmayıp aynı zamanda 300 bin üyesiyle Türkiye’nin “En Büyük Sendikası” unvanıyla gidiyor.  Geride bıraktığımız 4 yıl içerisinde ilimizde/şubemizde üye sayımızı 150’den 450’ye çıkararak % 300 artış sağladık. Ben bu vesileyle gecesini gündüzüne katan, adanmışlık örneği ile Eğitim-Bir-Sen ailesini güçlü kılmak için ter döken, emekleri ve fedakarlıkları karşısında saygıyla eğildiğim bütün arkadaşlarımıza, teşkilatımızın yöneticilerine, işyeri temsilcilerimize, bütün üyelerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Değerli hazırun,  Örgütlü toplum; demokratik, katılımcı, çoğulcu ve güçlü toplumdur. Bir ülkenin örgütlenme katsayısının yüksekliği, doğru çözümleri doğru zamanda bulması açısından önemli bir araç ve fırsattır. Özellikle sendikal yapılar; toplumsal sorunlar karşısında her an yeni öneriler, yeni çözümler, yeni yollar üreten, vizyon ve misyonlarıyla ülkelerin geleceğini şekillendirecek ortak aklı iyi kullanan en dinamik örgütlenmelerdir.  Eğitim-Bir-Sen’in üstlenmiş olduğu sendikal misyon ve yürüttüğü çalışmalar tarifi mümkün olmayan bir önem arz ediyor. Bu misyonun, sendikal çalışmaların takdiri, rakip sendikalarca değil, üyelerimiz ve milletimizin teveccühüyle ölçülmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak bizler, daha çok millet, daha az devlet anlayışını temsil ediyoruz. Bürokratik oligarşinin, toplum mühendisliğinin ve jakoben yaklaşımların yerine millet iradesinin hakim olması için çalışıyoruz. Doğru işler yapmak kadar doğru yerde durmayı önemsiyoruz. Bizi rakiplerimizden ayıran en büyük özellik işte bu duruşumuzdur. Onun için “kuruş değil, duruş sendikacılığı” diyoruz.  Bugün Türkiye ileri demokrasi diye cümle kuruyorsa, geçmişin yanlışlarından arınıyorsa, millete rağmenciler kaybediyor, sessiz çoğunluk sesini yükseltiyor, darbe ve muhtıra girişimleri eskisi kadar başarılı olamıyorsa; bunda Eğitim-Bir-Sen’in, Memur-Sen’in omurgalı ve dik duruşunun çok ama çok önemli payı vardır.  Demokrasiye karartma, millet iradesine kapatma girişimlerinde ortaya çıkan ve 100 binlerin katıldığı “Ortak Akıl” mitingleriyle sesini yükseltenler bizlerdik.  Ulusal Birlik Hareketi adı altında 28 Şubat’ın 5’li çetesine özenenleri sobeleyen ve bunlar darbeci, bunlar postal yalayıcılardır diyenler bizlerdik. Vesayetten arınmanın en önemli eşiği olan Anayasa değişikliği referandumunda “Toplu Sözleşmeye de, Toplumsal Sözleşmeye de Evet” diyenler, yüzde 58’i oluşturan ve omuzlayanlar bizlerdik.  Gezi’de kral çıplak diye bağıran, 17 Aralık küresel operasyonunda duruşunu bozmayan ve zamanla haklı çıkan yine biziz.  Kobani olayları diye adlandırılan, hafızalara kirli görüntülerle kazınan, yağmalarla, vahşetle, şiddetle anılan, kardeşlik iklimini hazmedemeyenlerin bozmaya çalıştığı, çözüm sürecini sekteye uğratmaya çalışanlara “bu yol çıkmaz sokak” diyenler, sağduyuyu temsil edenler yine bizleriz.  Çözüm sürecinde elimizi taşın altına koyduk ve koymaya devam ediyoruz. Bu ülke küresel tezgahların ameliyat masası değildir ve olmamalıdır. Büyük İsrail’in, Arz-ı Mevud’un hedeflerinden birisi Türkiye’nin doğusunun bölmektir. Bu tezgahı gören ve buna bütün gücüyle direnen bir teşkilatız. Yıllarca inkarcı asimilasyon politikalarına karşı durduk. Sistemin ötekileştirdiği insanlar olarak kardeşliğimize kurşun sıkanlara direndik. Direnmeye devam edeceğiz.  Bunları çocuklarımıza olan borcumuzdan, ülkeye olan sevdamızdan, sevdamıza ömür verenlere saygımızdan dolayı yapıyoruz.  Sevgili Dostlar, Evet, biz düşünen ve üreten erdemli bir davanın mensuplarıyız. Soylu mücadelenin adresi Eğitim-Bir-Sen olarak, geldiğimiz nokta bizi, Allah korusun, kibre, şımarıklığa, gurura, tepeden bakmaya, rehavete sevk etmeyecektir. Aksine her dem kendimizi muhasebe içinde tutacağız. Unutulmamalıyız ki, 1 milyonu aşkın eğitim çalışanı var. Yapacağımız ve yapmamız gereken daha çok iş olduğunu söylemek istiyorum. Çalışanlarımızın hakkını, hukukunu korumaya, eğitim çalışanlarına özel kazanımlar üretmeye devam ettikçe, inşallah daha büyük başarılara da imza atacağız. Toplu sözleşme masasında yarım kalan ve üzerinde çalışılarak netleştirilmesi istenen bir konuyu daha sonuca bağlamış bulunuyoruz: Öğretim elemanlarının mali durumlarının iyileştirilmesi talebimiz. YÖK Başkanı ile birlikte kamuoyuna deklare ettiğimiz rapor, Kamu Personeli Danışma Kurulu’ndaki (KPDK) ısrarımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Maliye Bakanı’yla, Başbakan’la yaptığımız görüşmeler neticesinde önemli bir adımı daha attırmış bulunmaktayız. Akademik personelin toplu sözleşme masasında kalan zammını da bir iki hafta içerisinde almış olacağız. Mesuliyetimiz ve yükümüz ağırdır. Aydınlık yarınlarımızı beraber inşa edeceğimiz dava arkadaşlarımız olan sizlerle her zorluğu birlikte aşacağımıza olan inancım tamdır. Bu yükün ağırlığının farkında olarak Üstat Necip Fazıl’ın dizeleriyle sözlerimi bağlıyorum: Mehmedim, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!  Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir. Bizleri bu güzel günümüzde yalnız bırakmayan çok kıymetli protokole, misafirlerimize şükranlarımı sunuyor, yeni dönemi iradesiyle şekillendirecek olan delegasyona güveniyor, kendimizi size, sizleri Allah’a emanet ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. Rafet KELEŞ Eğitim Bir-Sen Kütahya 2 nolu Şube Başkanı - Doruk Hüdayim
 15 kasım 2014 tarihinde yapılan kongrede Kütahya eğitim bir sen 2 nolu şube başkanlığına tekrar seçildi. Kongre sonrasında yaptığı basın açıklamasında..; 1’nci Olağan Genel Kurulumuzun şehrimize, milletimize ve eğitim çalışanlarına hayırlara vesile olmasını Cenabı Allahʹtan niyaz ediyorum. Sendikal mücadelemize şimdiye kadar emek veren, kurucu genel başkanımız, çağın soylu adamı merhum Mehmet Akif İnan hocamız başta olmak üzere ahirete irtihal eden tüm emektarları rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.  Değerli dostlar,  Eğitim-Bir-Sen, Mehmet Akif İnan’ın “Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/Gökleri insanın ortak tarlası” dizelerindeki kuşatıcılıkla 14 Şubat 1992’de yola çıkmış, ülke ve millet sevgisinden ödün vermemiş, 76 milyonun kardeşliğini hedefleyen, özelde eğitim çalışanlarının genelde ise milletimizin hak ve menfaatlerini, insanlığın huzurunu önceleyen, zulmün karşısında mazlumun yanında bir teşkilattır.  23. yıldönümüne gün sayan soylu mücadelede alnı ak, başı dik, özgün ve özgür bir şekilde; kadim medeniyetimizin yeniden inşa ve ihya hareketini sürdüren Eğitim-Bir-Sen, ‘Yedi Güzel Adam’dan biri olan Kurucu Genel Başkanımız merhum Mehmet Akif İnan’ın dediği gibi, “Hangi düşüncede olursa olsun, hangi fikir kampı içerisinde yer alırsa alsın, onun bir insan olarak kabul görmesi lazım. İnancından dolayı horlanmaması lazım. İsterse benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hakkı hayat tanınmasının kavgacısıyım” demeye, hakkın ve haklının yanında durmaya devam etmektedir.  Bizler, bu inanç ve bilinç ile yola çıkmış, kurulduğumuz günden beri üye sayımız kaç olursa olsun, kuruluş felsefesine sadık kalmış, özlük ve özgürlük mücadelesini hakkıyla yerine getirmede rüştünü ispat etmiş bir teşkilatız.  Sadece üyelerinin sorunlarına değil, ülkesinin ve insanlığın problemlerine de duyarlı, kıblesi sabit, dümeni sağlam teşkilatımızın 14 Şubat 2015’te 23. kuruluş yıldönümünü beraber kutlayacağız.  Geride bırakıyor olduğumuz 22 yılı, Yunus Emre’nin dizesiyle, Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünya kimseye kalmaz felsefesine uygun olarak geçiren, emek veren, fedakarlık yapan, bir ve beraber olmayı her şeyden daha çok önemseyen, adanmışlar topluluğuna buradan selam olsun diyorum.  Sendikamız, Türkiye genelinde 5. Olağan Genel Kurul sürecini yaşıyor. Kasım ayının ilk üç haftası içerisinde tüm şubelerimizde olağan genel kurullar bitmiş olacak. Bu hafta bizimle beraber 30’un üzerinde şube aynı anda genel kurulunu yapıyor.  Sendikamız 5. Olağan Genel Kurula, “Genel Yetkili Sendika” olmakla kalmayıp aynı zamanda 300 bin üyesiyle Türkiye’nin “En Büyük Sendikası” unvanıyla gidiyor.  Geride bıraktığımız 4 yıl içerisinde ilimizde/şubemizde üye sayımızı 150’den 450’ye çıkararak % 300 artış sağladık. Ben bu vesileyle gecesini gündüzüne katan, adanmışlık örneği ile Eğitim-Bir-Sen ailesini güçlü kılmak için ter döken, emekleri ve fedakarlıkları karşısında saygıyla eğildiğim bütün arkadaşlarımıza, teşkilatımızın yöneticilerine, işyeri temsilcilerimize, bütün üyelerimize teşekkürlerimi iletiyorum. Değerli hazırun,  Örgütlü toplum; demokratik, katılımcı, çoğulcu ve güçlü toplumdur. Bir ülkenin örgütlenme katsayısının yüksekliği, doğru çözümleri doğru zamanda bulması açısından önemli bir araç ve fırsattır. Özellikle sendikal yapılar; toplumsal sorunlar karşısında her an yeni öneriler, yeni çözümler, yeni yollar üreten, vizyon ve misyonlarıyla ülkelerin geleceğini şekillendirecek ortak aklı iyi kullanan en dinamik örgütlenmelerdir.  Eğitim-Bir-Sen’in üstlenmiş olduğu sendikal misyon ve yürüttüğü çalışmalar tarifi mümkün olmayan bir önem arz ediyor. Bu misyonun, sendikal çalışmaların takdiri, rakip sendikalarca değil, üyelerimiz ve milletimizin teveccühüyle ölçülmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak bizler, daha çok millet, daha az devlet anlayışını temsil ediyoruz. Bürokratik oligarşinin, toplum mühendisliğinin ve jakoben yaklaşımların yerine millet iradesinin hakim olması için çalışıyoruz. Doğru işler yapmak kadar doğru yerde durmayı önemsiyoruz. Bizi rakiplerimizden ayıran en büyük özellik işte bu duruşumuzdur. Onun için “kuruş değil, duruş sendikacılığı” diyoruz.  Bugün Türkiye ileri demokrasi diye cümle kuruyorsa, geçmişin yanlışlarından arınıyorsa, millete rağmenciler kaybediyor, sessiz çoğunluk sesini yükseltiyor, darbe ve muhtıra girişimleri eskisi kadar başarılı olamıyorsa; bunda Eğitim-Bir-Sen’in, Memur-Sen’in omurgalı ve dik duruşunun çok ama çok önemli payı vardır.  Demokrasiye karartma, millet iradesine kapatma girişimlerinde ortaya çıkan ve 100 binlerin katıldığı “Ortak Akıl” mitingleriyle sesini yükseltenler bizlerdik.  Ulusal Birlik Hareketi adı altında 28 Şubat’ın 5’li çetesine özenenleri sobeleyen ve bunlar darbeci, bunlar postal yalayıcılardır diyenler bizlerdik. Vesayetten arınmanın en önemli eşiği olan Anayasa değişikliği referandumunda “Toplu Sözleşmeye de, Toplumsal Sözleşmeye de Evet” diyenler, yüzde 58’i oluşturan ve omuzlayanlar bizlerdik.  Gezi’de kral çıplak diye bağıran, 17 Aralık küresel operasyonunda duruşunu bozmayan ve zamanla haklı çıkan yine biziz.  Kobani olayları diye adlandırılan, hafızalara kirli görüntülerle kazınan, yağmalarla, vahşetle, şiddetle anılan, kardeşlik iklimini hazmedemeyenlerin bozmaya çalıştığı, çözüm sürecini sekteye uğratmaya çalışanlara “bu yol çıkmaz sokak” diyenler, sağduyuyu temsil edenler yine bizleriz.  Çözüm sürecinde elimizi taşın altına koyduk ve koymaya devam ediyoruz. Bu ülke küresel tezgahların ameliyat masası değildir ve olmamalıdır. Büyük İsrail’in, Arz-ı Mevud’un hedeflerinden birisi Türkiye’nin doğusunun bölmektir. Bu tezgahı gören ve buna bütün gücüyle direnen bir teşkilatız. Yıllarca inkarcı asimilasyon politikalarına karşı durduk. Sistemin ötekileştirdiği insanlar olarak kardeşliğimize kurşun sıkanlara direndik. Direnmeye devam edeceğiz.  Bunları çocuklarımıza olan borcumuzdan, ülkeye olan sevdamızdan, sevdamıza ömür verenlere saygımızdan dolayı yapıyoruz.  Sevgili Dostlar, Evet, biz düşünen ve üreten erdemli bir davanın mensuplarıyız. Soylu mücadelenin adresi Eğitim-Bir-Sen olarak, geldiğimiz nokta bizi, Allah korusun, kibre, şımarıklığa, gurura, tepeden bakmaya, rehavete sevk etmeyecektir. Aksine her dem kendimizi muhasebe içinde tutacağız. Unutulmamalıyız ki, 1 milyonu aşkın eğitim çalışanı var. Yapacağımız ve yapmamız gereken daha çok iş olduğunu söylemek istiyorum. Çalışanlarımızın hakkını, hukukunu korumaya, eğitim çalışanlarına özel kazanımlar üretmeye devam ettikçe, inşallah daha büyük başarılara da imza atacağız. Toplu sözleşme masasında yarım kalan ve üzerinde çalışılarak netleştirilmesi istenen bir konuyu daha sonuca bağlamış bulunuyoruz: Öğretim elemanlarının mali durumlarının iyileştirilmesi talebimiz. YÖK Başkanı ile birlikte kamuoyuna deklare ettiğimiz rapor, Kamu Personeli Danışma Kurulu’ndaki (KPDK) ısrarımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Maliye Bakanı’yla, Başbakan’la yaptığımız görüşmeler neticesinde önemli bir adımı daha attırmış bulunmaktayız. Akademik personelin toplu sözleşme masasında kalan zammını da bir iki hafta içerisinde almış olacağız. Mesuliyetimiz ve yükümüz ağırdır. Aydınlık yarınlarımızı beraber inşa edeceğimiz dava arkadaşlarımız olan sizlerle her zorluğu birlikte aşacağımıza olan inancım tamdır. Bu yükün ağırlığının farkında olarak Üstat Necip Fazıl’ın dizeleriyle sözlerimi bağlıyorum: Mehmedim, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!  Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir. Bizleri bu güzel günümüzde yalnız bırakmayan çok kıymetli protokole, misafirlerimize şükranlarımı sunuyor, yeni dönemi iradesiyle şekillendirecek olan delegasyona güveniyor, kendimizi size, sizleri Allah’a emanet ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. Rafet KELEŞ Eğitim Bir-Sen Kütahya 2 nolu Şube Başkanı - Doruk Hüdayim
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve dorukmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.