Değerli dostlar bugün bir arkadaşımın bana göndermiş olduğu bir İran fıkrasını sizlerle paylaşmak istiyorum fıkra aynen şöyle; İranlı bir genç yüksek tahsil için Paris’e gider.. O arada Humeyni rejimi gelir. Genç 5-6 yıl sonra ülkesine döner. Uçaktan inerek bir büfeye gider sigara ister. Büfeci -Beyim kaçak Amerikan sigaraları şimdi camilerde satılıyor, der. Genç şaşkın; -ya sigaranın ne işi var camide. Camide hacı hoca olur. -Haa... Sen hacı hoca mı soruyorsun, beyim onların hepsi şimdi Tahran Üniversitesinde şimdi.   Genç iyice şaşkın; -Yahu üniversitelerde bilim insanları olur. Hacı- hocanın ne işi var üniversitede. - Haaa... Beyim sen bilim insanlarını mı soruyorsun. O hooo onlar şimdi hepsi tahran cezaevinde. -Hadi canım sende bilim insanının ne işi var cezaevinde. Cezaevlerinde hırsız-uğursuz yolsuzlar, katiller olur. Büfeci acı acı gülümser. - Beyim şimdi o dediklerinin hepsi Tahran parlamentosunda. Evet  değerli okurlar İran’da yaşanan olay bir gerçektir ve yaşanmıştır maalesef. İran’da yaşanan ve Humeyni'nin başa geçmesiyle başlayan devrim İran’ı ileriye götürmemiş aksine ketum bırakmıştır. İran’ı 7 gün ziyaret etme fırsatımız oldu  harika bir ülke güçlü bir tarihi geçmişi var. İnanılmaz güzel bir kültürel ve tarihi mirasa sahip. Âmâ maalesef kredi kartıyla alışveriş imkânı bulamadık. Herkes ana dili gibi İngilizce biliyor ve konuşuyor eğitim sistemleri çok harika petrol var, tarih kültür var, ama gelişme yok ülkede. Ülkelerin tarihsel gelişimleri iyi değerlendirip çok uyanık ve bilinçli hareket etmeliler. Ne demiş peygamber efendimiz "iki günü müsavi olan bizden değildir " Daima  ileriye hep daha güzele doğru koşmalıyız. Ataların bizden bekledikleri budur.