Esasen günlerdir bir krizdir gidiyor Hukukçu olsun olmasın herkes konuya dair açıklamada bulunuyor. Nedir bu Yüksek Yargı mahkemeleri arasındaki tartışma. Anayasa Mahkemesi tarafından kendisine yapılan bireysel başvuru üzerine verilen karar ve bu karara da Yargıtay’ın ilgili ceza dairesince uyulmayacağı yönünde vermiş olduğu karar. Asil mesele burada düğümleniyor. Her iki yargı organında görev yapanlar ayni okul mezunu ve büyük mücadelelerden sonra o göreve hak kazanmış kimseler. Bu sebeple ben hata yaptıklarını düşünmüyorum her iki mahkeme farklı görüşte olmalarından kaynaklanan bir durum söz konusu olabilir ama hukuken en muteber olanı anayasamızın ilgili maddesinde yerini bulmaktadır. Ülkemizde geçerli mevzuata göre Anayasa Mahkemesi Kararları ülkemizdeki tüm mahkemeleri ve kurumları bağlar. İfadesi gayet acık ve net olup yoruma ve açıklamaya muhtaç değildir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu karar bir ilk değildir. Bundan önce de mesela MHP milletvekili Engin Alan da benzeri durum yaşanmış ve tahliye edilmiştir. Kanaatimizce Anayasa’nın açık hükmüne göre de Yargıtay’ımızın ilgili Ceza Dairesi karara uymakla mükelleftir.
Özgürlükçü Demokrasi ile Yargılama Erkinin Bağımsızlığı ve Yansızlığının Kaçınılmazlığıdır.
Dolayısıyla toplum yaşamında insanı öbür canlılardan ayıran, insanı insan kılan en yüce değer ve duygu, insan sevgisi; en kutsal değer ve duruş, adalettir. Nitekim bu yüzden ülkemizde bilimi dışladıkları halde hukuksal yargılarda bulunan hukukçuların sık sık yineledikleri ve mahkemelerde yargıçların arkasındaki duvarda bir özdeyiş vardır: “Adalet, mülkün temelidir. Adil yargılanma herkesin hakkıdır. Bir gün gelir herkese lazım olacaktır. Adil Yargılanmanın ülkemize hâkim olması en büyük dileğimizdir.